10.bölüm

5.2K 307 195
                                    

AAAAAAAAaaa

"Ahh nasıl bir kâbustu bu hayatımda gördüğüm en saçma kâbus! -jk"

Bir yanım bana bu bir işaret olmalı diyor, diğer yanımsa, sadece saçma bir rüya diyordu.

Kafamı jimin'e döndürdüm mışıl mışıl uyuyordu, cidden kedimin aslında bir insan olduğunu düşünmek...

Kafamı bunlara fazla mı yoruyorum ki ?

Ya rüya değilse...

Eğer Jimin bir insan olmuş olsaydı ne yapardım?

Belki konuşmayı bile bilmiyor olurdu.

"Ahh neler düşünüyorum ben!-jk"

Birden telefonumun zil sesiyle titreşim ve çalışma masasında duran telefonuma baktım.

"Hey kanka hastaneden çıktığını yeni duydum, bizimkiler selam söylüyor. -Wonho"

"Hmm şey ne yapıyorsun sen ben yeni kalktım. -jk"

" bende okuldayım işte, iyice iyileşte gel, gelince neler olup bitti anlatırsın. -Wonho"

"T-tamam. -jk"

"Neyse kanka hoca gelcek birazdan sınıfa gitcem ben görüşürüz! -Wonho"

"Görüşürüz, iyi dersler. -jk"

Aramayı sonlandırıp gelen mesajlara baktım.

Babam: sen gerçeği öğrendiğinde ben ölmüş olucak oğlum.

Noluyo ya? Neden hep bir gizemli konuşmalar falan.

O piçi arayıp aramamak arasında kaldım...
bir ara şu ismi babam yerine piç herif diye değiştiririm.

Piç herifin numarasını tuşladım...
Aranıyor...

Birkaç kere aramama rağmen açmadı.

"Piç herif intihar falan etmiş olmasın djjddj -jk"

Birden Jimin gözüme takıldı kapıyı tırmalıyordu.

"Derdin ne Jimin, seninde sorunların mı var? -jk"

Jimin şanki beni anlamış gibi yüzüme dik dik bakmaya başladı.

Ayağa kalktım ve kapıyı açtım, ben kapıyı açınca Jimin bacağımın etrafında dolanmaya başladı.

Jimin'i kucağıma alıp mutfağa indim.

Jimin'in mamasını koydum ve kendi kahvaltımı hazırlayıp, kahvaltımı yemeye başladım.

Jimin ben masaya oturunca kucağıma atladı.
İlk birşey olmamış gibi kahvaltımı yapmaya devam ettim ama Jimin benim kahvaltımı yapmamı istemiyor galiba.

Jimin masanın üstüne atlayıp benim kahvaltımı yemeye başladı.

"Jimin! Kendi yemeğini ye! -jk"

Jimin bana sinirlenmiş gibi mırıldanmaya başladı.

"Hayırdır Jimin büyüdünde adam mı oldun? -jk"

Jimin fındık ezmesine patisini soktu ve yalamaya başladı bende  sırada onu masadan uzaklaştırmaya çalışıyordum.

"Sağol Jimin ben yedim yiyeceğim kadar. -jk"

"Miyavvv -jm"

"Anca miyavv zaten ! -jk"

Hızla mutfaktan çıktım ve salona gittim.

"Noluyo ya? Ben bir kediye trip mi attım az önce? -jk"

"Aferin jungkook onuda başardım sonunda. -jk"

Jimin'in miyavlamasıyla arkamı dönmem bir oldu.

"Jimin... Fındık ezmesini her yere bılaştırmışsın  aferin sana ! -jk"

Jimin bişi olmamış gibi olduğu yerde kıvrıldı.

Bene bir anlık bitkinlikle mutfaktan ıslak mendil aldım ve jimin'in fındık ezmesine soktuğu patisini temizledim, sonra mutfaktaki dağılmış yerleri temizledim.

"Ah Jimin ahh bu günlerinde mi görcektim ben ya ! -jk"

Bir anlık duraksadım ve kendimi sorguladım.

"Ne oluyo ya anneme benzemeye başladım! -jk"

Bu düşünceleri kafamdan çıkarmak ister gibi iki elimde kafamı kaşıdım.

Herşeyi temizlediğimde salona vardım.
Jimin kanepede çok rahat bir pozisyonda yatıyodu.

Birden çalan telefonun sesiyle titretim.

Hızla mutfağa gittim ve telefonumu açtım.

"Oğlum baban intihar edicek miş, köprüye çıkmış ben şuan ona gidiyorum çabuk gel onu ikna etmeliyiz! -jk'un annesi"

"Noluyo ya! Kaçık herif ne planlıyorsun yine! -jk"

Hızla üstüme montumu aldım ve dışarı çıktım.

Annemin bahsettiği köprüyü bilmemem aptallık olurdu.
Annem bana çok bahsettmişti,
Babamla eskiden o köprüye çok fazla geldiğini.

Köprü evimize çok yakındı 5 dakika içinde oraya ulaştım.

Babam köprünün korkuluğuna çıkmış ağlıyordu.

"Tatlım in ordan lütfen!"

Bu... O gece babamın ilişkiye girdiği kadındı.
Annem o kadının yanında, kadını hiç umursamazca konuşuyordu.

"İn ordan! Daha çok gençsin neden kendine kıyıyorsun! -jk'un annesi"

"Ben 48 yaşındayım! -jk'un babası"

Şu durumda olmasak bu cevaba gülebilirdim ama şuan hiç doğru zaman değildi.

"Baba in ordan oğlunu ve tüm sevdiklerini geride bırakıp gidicek misin?! -jk"

Bir an baba sözcüğü kulağımda yankılandı dayanamayıp yere tükürdüm.

"Gerçekleri öğrendikten sonra beni kat ve kat sevmiyeceğini biliyorum oğlum! -jk'un babası"

Bir an kulağım çınladı köprünün üstünde tuhaf görünümlü bir adam vardı.

Adamın sesi sanki dibimde konuşuyormuş gibi kulağımda yankılandı.

"Hadi ama atla artık! Yapacak bir sürü işim var zaten!"

Anneme seslendim ve köprünün üstünü gösterdim annem köprünün üstüne baktı, sonra bana anlamaz bir şekilde bakıp konuşmasına devam etti.

"İn aşağı tatlım hepimiz seni çok seviyoruz. -jk'un annesi"

Ve yine o bilinmedik kişinin garip sesini duydum.

"Ah şu insanlar bir insana son anlarında bile yalan söylemekten vazgeçmiyorlar."

Birden babam köprüden atladı ve ordaki herkes şaşkın ve üzgün bir şekilde kala kaldılar tek bir kişi hariç köprünün üstünde duran o tuhaf giyinimli adam.

Birden adam yüzünü bana döndü ve yine sesi dibimdeymiş gibi kulaklarımda yankılandı.

"Sonunda burdaki işim bitti... Üzülme çocuk, bu gibi insanlara üzülmek sadece Zaman kaybıdır."

Adam birden ortadan kayboldu.
Bende adam kaybolunca, transtan çıkmış gibi hissettim.

"Ahh cidden bir psikoloğa görünmeliyim. -jk"




Cat Boy  ° jikook & kookmin °Where stories live. Discover now