-1-

38 1 0
                                    

"Zeynep hanım son iki aydır doğalgaz faturanızı ödemediğiniz için bir ay önce doğalgazınızı kesmişler. Bu ay da sayacı mühürlemişler. Bundan daha normal bir durum yoktur herhalde." dedi fatura yatırma merkezindeki çalışan. 

Acı ama gerçekti. Son iki aydır faturamı ödeyememiştim. Çalıştığım klinikten gelen paralar ancak kiraya,ev giderlerine ve diğer faturalara yetmişti. Kıt kanaat geçinmenin zorluğu da buydu. Bir şeylerden feragat etmek zorundaydınız. En az işime yarayan olarak düşündüğüm doğalgazı ödememiştim bende. Bunun getirisi olarak yapmak zorunda kaldığım buz gibi banyoları, kullanamadığım ocağı saymazsak şu ana kadar iyi de durumdaydım. Sinirle ofladım. Fatura merkezinden çıkıp bir iki dakikalık yürüme mesafesinde olan sahile doğru yürüdüm. Zihnim çok doluydu. Bu ay ki maaşımı erken alıp doğalgazı ödesem kirayı denkleştiremeyebilirdim. Çok da büyük bir para değildi halbuki faturam ama asgari ücretle geçinmek zordu. Kimden borç isteyebilirdim? Ailemi dört sene önce kaybetmiştim. 2 tane yakın arkadaşım vardı. Birinin ismi Doğa'ydı. Doğa iyi bir kızdı. Zengindi de. Ama ondan para istemeye elim varmazdı biliyordum. Biz hep ailecek orta halli geçinirken ailemin ölümüyle durumum kötüleşmişti. Babam daha yaşını dolduramadan öldüğü için emekli maaşı da yoktu. Doğayla altı senedir tanışıyorduk. Bizimkisi üniversitede başlayan bir arkadaşlıktı. Doğa zengin olmasına rağmen bir devlet üniversitesine gitmeyi tercih etmişti. Ailelerimiz de birbirini severdi. Çok güzel giden hikayemizin tam ortasında ailemin vefatı beni fazlasıyla sarsmıştı. Bana o zamanlar ne kadar destek oldukları hala dün gibi aklımdadır. Ne zaman başım sıkışsa onlara gitmemi tembih etseler bile böyle şeyler için onlardan yardım istemek bana göre değildi. Çekiniyordum. Kişilik olarak bunun tam tersi bir insan olsam bile insan istemeye çekiniyordu. Sonuçta lanet olası 80 liraydı sadece ama geri ödeyebileyeceğimden emin değildim.  


Ben kara kara düşünürken çalan telefonumla kendime geldim. Arayan Doğaydı. Neşeli tutmaya çalıştığım sesimle cevap verdim.

"Türkiye'nin en yetenekli veterineri konuşuyor,siz kimsiniz?" dedim. Doğa hattın diğer ucundan kahkaha atmıştı.

"Ben sadece basit bir mimarım hanımefendi. Umarım vaktinizi çalmıyorumdur." dedi. Düşünür gibi yaptım bir süre.

"Eh,açtık bir kez konuşalım madem. Napıyorsun bakalım,günün nasıl gidiyor?" dedim. Doğa sevinçli halinden sıyrılıp sıkkınca ofladı.

"Sorma Zeynep ya,abim çok zor bir projeyi bıraktı bana. Daha taze mezunum şu çektiğime bak." dedi. Gülümsedim. Abisi olacak beton Devrim sırf bunları kardeşi kendini geliştirsin diye yapıyordu biliyordum. Doğa mezun olunca işlerin çok kolay olacağını sanıyordu çünkü. Hala üzerinde yürüdüğü pembe bulutlar bir bir dağılıyordu artık. Her insanın olgunlaşmaya ihtiyacı vardı. İlk başlarda zorlanacaktı tabi ki ama bu onun iyiliği içindi.

"Devrim betonu senin iyiliğin için yapıyor bunu biliyorsun. Kendini geliştirmen için yani. Kendisinden pek haz etmesem de bu konularda ona hak veriyorum biliyorsun." dedim. Devrim Doğa'nın dört yaş büyük abisiydi. Ben 24,Doğa 23 yaşındaydı.  Kendisi bana pek kötülüğü dokunmasa da gıcık birisiydi. Her daim sakin,beton gibi dururdu. Çok mantıklıca hareket eder,işinde hep başarılı olurdu. Babası Tahsin amcanın ona bıraktığı şirketin kazancını birkaç sene gibi kısa bir sürede üçe katlamış ,16 yaşından beri şirket işleriyle uğraşıyordu. Yani en azından annesi Serpil teyze böyle anlatmıştı. Yoksa kendisine ve kariyer geçmişine karşı özel bir ilgim yoktur. Doğa;

"Biliyorum canım benim ama şu işe daha kolay bir şeylerle başlasaydım emin ol daha iyi olacaktı. Sen napıyorsun? Klinikte Deli Fişekle mi ilgileniyorsun yine?" dedi. Deli Fişek aklıma gelince gülümsedim.

Sonumuz Ne Olacak?Where stories live. Discover now