5🍁 Ekşi tatlı böğürtlen mutsuzluğumuz

142 22 21
                                    

Karanlık çökerken umutlarım da bilinmezliklere yitip gitti. Burada ne aradığımı sorar oldum kendime ne aradığımı bilsem de.

Beynim akılcı gerçekleri seslendirmeyi bırakmış inancıma vuruyordu baltayı. Belki de KyungSoo nehre kapılıp gitmişti. Beş yıl önceki çorapları bulmaktan daha makul bir ihtimaldi. Ve içimi kanatıyordu. Belki de düşüp ağır yaralanmış ve şu beş yılda güzel cesedi çürüyüp gitmişti.

Göz yaşlarım birden boşaldı dipsiz bir boşluğa düşüyorum da tutunacak hiçbir yerim yokmuş gibi.
Ne farkım var ki?

KyungSoo'yu düşünüyorum. Hiç gitmiyor fikrimden zaten. Ama diyorum o ne yaptı; güzler geçip kışlar gelince gecerlede korkmuştur, üşümüş hatta donmuştur, hayaletlerden, cinlerden de korkar Kyungja..

Ormanda, gecenin tekinsizliğinde daha net görüyorum beş yıl tel örgünün bu tarafında uğultulu bir cehennem.. onu bir kez olsun aramaya çıkmadığım için kendimi kahredesim var.. gerekçelerim nelerdi, hepsi aptalcaydı..

Nerdesin Kyungja!!

"Yiyecek bir şeyin var mı?" diye sokuluyor yanıma arsızca. Çantamdan bir yeşil elma çıkarıyorum. Ekşi meyvelere bayılırsın sen.

Elimden hemen kapıyor. Ateşe elini uzatmış ısınırken oynaşan ayak parmaklarına dalıyorum. Nereleri koştuğunu merak ediyorum. Ateşin kızılı bile renklendiremiyor solgun yüzünü. İçimde daha büyük bir yangın başlıyor. Kyungja nerede üşüyorsun?

"Şu köpek sesleri.." gözleri dalmış ateşe, sorunun devamını getirmeye çekiniyorum.

"Şömine ateşi gibi bu..Hiç sevmedim, ısıtmıyor beni.." diyerek kalkıyor başından somurtarak. Yanıma sokuluyor. Kollarımı ona sarıyorum.

Hatırladığım kadarı ile evlerinde şömine yoktu. Bu anısını nereden edinmişti ki?!

"Şömine ateşi mi?"

"Hımm.." başını omzuma bırakıyor, göğsüme biraz daha sokuluyor.

"Sen sıcacıksın.. onun gibi değilsin.."

"Kimin gibi?"

Omuzlarını silkiyor, "hatırlamıyorum..bir adam olmalı ya da kadın.. köpeği olmalı.. birçok köpek.. o kadar çok havlıyorlar ki.. uyuyamıyorum.. üşüyorum.. şömine ısıtmıyor beni.." mırıltılarla uykuya dalıyor. Göz yaşlarım artık kolayca düşüyor.. bu ormanı tamamen yakmak istiyorum.. ama içinde kayıp bir sen varsın Kyungja..

Sabaha yanaklarımda gezinen serin dokunuşlarla uyanıyorum. Yaramaz gülüşleri anında şaşkınlığa dönüşüyor.

"Uyandırmak istemedim.."

"Çorapları bulmalıyız.." dedim, sesimden taşan yorgunluk günün başında hevesimi kırmaya yeterdi. Bir de annem düştü aklıma. Yokluğumu farkedince çıldırmış olmalı. Ama benim kadar değil, öyle mi Kyungja?
Dile kolay beş yıl.
Çocuktum. En sevdiğimi kaybetmiştim. Bulunacağını beklerken öldüğünü duyurdular. Cenazesine bekliyorlar.
Asla, affet beni annem..
Biliyorum ki Kyungja bir yerlerde üşüyor ve beni bekliyor.

Birkaç atıştırmakla yeniden yola koyulduk. Sabahın sessizliğini bozacak sözlerimiz yoktu. Güneş yükseldikçe orman bir homurtu ile uyanışa geçiyor..

Kayıp ÇoraplarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin