21#

5.9K 393 35
                                    

Her defasında nasıl oluyorda başımıza iş açmayı başarıyorduk anlamıyorum.Endişeli gözlerimi Cansu'ya çevirdim. "Şimdi ne yapacağız?"diye sordum.Biraz düşündükten sonra bakışlarını bize çevirerek "Sanırım buradan nasıl çıkacağımızı buldum"dedi İdil gözlerini kısıp "Bu evin iki kapısı mı var?Çünkü benim gördüğüm tek bir kapı var.Bars'da birazdan burada olur."dedi İdil'in dediği doğruydu.Bu evden çıkmamız için önümüzde tek bir seçenek vardı.O da çıkış kapısı ama oradan da Bars geliceğine göre ona görünmeden bu evden çıkmamız imkansızdı.

Cansu bakışlarını düz tutarak "Bu kadar zeki olman gözlerimi yaşarttı.Bunu bende biliyorum.İçerideki odalardan birinde evin arka kısmına çıkan bir pencere olması gerekiyor."diye açıklayarak hepimizi aydınlattı.İdil Cansu'nun ona laf soktuğu için öfkeli bakmak istesede bunu ertelemeye karar verdi.Zamanımız kısıtlı olduğundan hepimiz içeri odalara gidip bakınmaya başladık.Merve'nin içeriden gelen sesiyle ona kulak verdim. "Her odada bir pencere var.Senin bahsettiğin pencere olduğunu nasıl anlayacağız? "Diye sordu.Cansu "Benim bahsettiğim pencere biraz daha büyük "diye açıklayınca tekrar aramaya başladık.Bu odada Cansu'nun dediğini bulamayınca odadan çıkıp yandaki odaya girdiğimde Cansu'nun bahsettiği pencere tam karşımda duruyordu.

"Ben buldum kızlar " diye bağırdım.Cansu ve diğerleri önünde durduğum odaya gelip karşıda duran pencereye baktılar.Cansu "Hadi gelin kızlar "dedi odanın içine girip pencerenin yanında durduk Cansu pencereyi açarak bize baktı. "İlk kim inmek ister? "Diye sordu.Bakışlarımızı bir süre kendi aramızda dolaştırdık kimseden ses çıkmayınca Cansu konuşmaya başladı. "Korkmanızı gerektirecek kadar yüksek değil "dedi İdil "Tecrübeyle sabit mi?"diye sordu emin olmak ister gibi,Cansu kollarını göğsünde birleştirerek "Ayaklarınla yere bastığın sürece sorun olmaz.Ama eğer biri seni arkandan ittiğinde dengeni sağlayamazsan işte o zaman sorun"dedi sırıtarak,İdil Cansuya kötü bakışlarını sunduktan sonra bir ayağını pencereden dışarı sarkıtıp yüksekliği ölçtükten sonra diğer bacağını da sarkıtıp oturur pozisyonu alıp kafasını çevirip bize baktı.

Cansu "Neyi bekliyorsun?Gelip seni arkandan itmemi mi?"

İdil gözlerini devirip atladı.Sırasıyla Sibel,Merve,Azra da indi.En son Cansu'yla biz kalmıştık.Dışarı kapıdan anahtar sesiyle Cansu'ya bakarak "Geldi"dedim kısık sesle

"Çabuk sende in"dedi

"Peki sen?"

"Sen git bende arkandan geliyorum"

"Tamam " diyerek bende hızlı ve çevik hareketlerle bir ayağımı aşşağıya sarkıtıp diğerini sarkıtıp oturur pozisyonunu alıp atladım.ayaklarımın üstüne düşmemle kafamı kaldırıp Cansu'ya baktım.Oda benimle aynı işlemi yaptıktan sonra atladı.

"Acele et"dedi

koşar adımlarla evin arka tarafını dolaşıp çıktık.Kızlar da bizi orada bekliyordu.

İdil "Nerede kaldınız ağaç olduk burada"

Cansu "Azıcık beklemekle ölmezsin"

Alya "Yakalanacaksınız diye ödüm koptu."

"Bunları daha sonra konuşuruz."Dedim

Evden uzaklaşmamızla derin bir nefes aldım. "Aşıklar kafeye gidip olan biteni orada konuşabiliriz."dedi Cansu.

"Orada pekte iyi anılara sahip değiliz."dedi Merve.Başımı onaylayarak Merve'nin dediğine hak verdim. İdil "Her defasında başımıza birşey gelecek değil ya,konuşup kalkarız. "Dedi

Herkes bu dediğini onaylasada ben içten içe karşıydım bu duruma yinede sessiz kalarak bu durumu onayladım.Aşıklar kafenin önünde durduk.Bu sefer fazla kalabalık değil insana huzur veren bir sessizliğe sahipti. Bakışlarımızı kafede dolandırtıktan sonra orta yerlerde olan boş bir masadaki sandalyeyi biraz geri çekerek oturdum.

Cansu "Anlat bakalım Alya"

Alya bir kere öksürdükten sonra Bars'ı takip ettiği süre boyunca neler yaptığını anlatmaya başladı.

"Birkaç telefon görüşmesinden sonra Erkan'la buluşup sohbet falan ettiler."

İdil "Yani sandığımız gibi birşey yokmuş"

Cansu "Sanırım bu sefer yanıldık"

Biraz daha sohbet ettikten sonra Sibel'in dikkatini birşey çekmiş olmalıki gözlerini büyüterek baktı.

"Sen nereye bakıyorsun?"diye sordum

"Tunç Beyi gördüm"

İdil "O kim?"

"Kim olacak sevgilisinden ayrılmasında benim de katkım olmuştu ya, o çocuk şimdi yanında sarışın bir afet var."

Azra "Otur oturduğun yerde Sibel başımıza iş açmanı istemiyorum."

"Yanlış kişiye söylüyorsun bunu güzelim.Hayatta en çok yapmayı sevdiğim üç şey var.Birincisi yemek,ikincisi eğlence,üçüncüsü de kendi bildiğimi okumak"diyerek oturduğu masadan kalktı.

SİBEL

Gözüme kestirdiğim masaya son derece hızlı adımlarla ilerleyip izin istemeye gerek duymayarak sandalyeyi kavrayıp geri çekip oturdum.İkisinin de şaşkın bakışları bana döndü.Tunç'un gözleri şaşkınlıktan büyürken kızda 'sen Kimsin' bakışı yolluyordu.

"Selam" diyerek sessizliği bozdum.Kız kendini gülümsemeye zorlayarak "Ben Tuğçe"dedi ben onun aksine içtenlikle gülümseyip "Sibel"dedim

"Siz nereden tanışıyorsunuz?Bana hiç bu kızdan bahsetmedin Tunç"dedi

"Bir yerden tanıştığımız yok.O da şimdi kalkıyordu."

Gülümseyerek oturduğum yere iyice sindim "Yoksa beni kovuyormusun?"dedim sesimin üzgün çıkmasını özen göstererek

"Aynen öyle yapıyorum.Seni ilgilendirmeyen meselelere burnunu sokmayı çok seviyor olmalısın"dedi sinirle

Büyük bir kahkaha attım. "Beni tanımadığını iddia ediyor.Ama neyi sevdiğimi de çok iyi biliyor."dedim kız kaşlarını çatıp Tunç'a baktı.

"Bu arada siz sevgilimisiniz?"diye sordum.Tunç olayı değiştirmemden dolayı rahatlarken aynı zamanda da buradan gitmem için dua ediyordu.Kızın yüz ifadesi değişti. "Evet,çok mu belli oluyor?"dedi gülümseyerek

"Belli olmaz mı?"dedim

"Artık kalksan mı diyorum?"dedi

Tunç'un dediğini üstüme alınmayarak

"Bu güzellik,bu zeka,bu akıl,hele şu anlam dolu gözlerin büyüsü,Allah bütün güzellikleri bir yerde toplamış.Neyse kendimden çok bahsettim.Eee nerde kalmıştık"dedim kız büyük bir şaşkınlık yaşarken buna zevkle tanık oldum.Az önce söylediğim iltifatları kendi üzerine almıştı.Tunç yerinde kıpırdanırken "Ben senin yanında bir kız daha görmüştüm.Eğer bu kız senin sevgilisinse diğer kız neyin oluyordu?Tamamen merakla soruyorum."dedim

"Ne kızından bahsediyor.Tunç"

"Kız kardeşimi gördü.Ondan bahsediyordu"diye açıkladı

"Niye kıza yalan söylüyorsun.Burcu'yla olan ilişkini bilmeye hakkı yok mu?"

Kız sinirle yerinden kalktı. "Sana yalana tahammülüm yok demiştim.Bitti"

"Ne demek bitti.Bu kızın söylediklerine gerçekten inanıyormusun?"

"Durduk yere yalan söyleyecek birine benzemiyor"

Kıza hak vererek "Doğru söylüyor"dedim

"Daha fazla yalanlarını dinleyecek değilim."diyerek uzaklaştı yanımızdan

Öfkeli bakışlarını bana çevirip "Kızım sen benim başıma belamısın?Her siktiğimin yerinde karşıma çıkıp olay çıkartıyorsun."

"Doğruları söylemek olay çıkartmak sayılmıyor."

"Benim ilişkilerim seni alakadar etmez.Eğer bana aşıksan peşimden koşuyorsan başka"

"Otobüsün bile peşinden koşmadım sen kimsin?"

Düşman sınıflar [1]Where stories live. Discover now