Don't Look

313 27 19
                                    

HARRY'den;

Kimber'ın tavırlarına daha fazla dayanamayıp ondan önce inmiştim. Geleceğini bildiğim için elimdeki bavulumu yolda sürüklüyordum. Sinirliydim,bavulunu almamıştım,hala sinirliyim.

Havanın soğukluğu yüzümü dondururcasına işliyordu. Biraz önce içerideki sıcaklığa alışmış tenim,bu soğukta sertleşiyordu.

Bir an duraksayıp arkama baktım fakat yoktu. Uçakta kimse yok ki,hostes içeri girmiş. Kısa bir bakış daha attım ve etrafı yoklamaya koyuldum. Hadi ama... Sinirli olan benim ve şu an saklanmanın sırası değil. Tanrı aşkına buraları bilmiyor ki!

Sıkıntılı bir nefes alıp verdiğinde ağzımdan yükselen duman havanın bir hayli soğuk olduğuna işaretti. Bavulumu bekleme yerlerinde olan bir banka yerleştirdim ve hızlıca uçağa geri gittim. Kapısı kapalıydı ve kapıya vurmak gibi oldukça komik bir hareketde bulunmayacaktım.

Uçağın etrafını dönmeyi tam bitireceğim sırada pilot gözüme çarptı. Giydiği kalın kürkle tam seçemesemde,mutfağa giderken açık kalan pilot kabininden görmüştüm,bu oydu.

Koşar adımla soğuk havayı bile hissetmeden yanına gittim ve sağ elimle hiç kibar bir şekilde olmadan duraksayıp omzundan bakması için ittim. "Beyfendi ne bu kabalık?"

Ofladım. "Siktirmeyin! Yolcuların hepsi indi mi?"

Yüzüme garipçe bakıp korktuğunu belli eden ses tonuyla konuştu.

"E-evet..."

Yüzüne manalı bakınca tamamladı. "Evet hepsi indi."

Alayla gülümsedim,mutluluktan değil,ALAYLA...

"Demek ki hepsi değil."

"Ne demek istiyorsunuz?"

Sinir kat sayım zirveye vardığında sert ve kısa cevap verdim. "Açın kapıyı."

Bir cevap vereceği sırada ağzını araladı ve durup kaldırdığı elini geri indirdi. Tek kaşımı kaldırmış ne yaptığını izlerken çok geçmeden kapıya yöneldi.

"Hostes Angela! Lütfen kapıyı açın."

Emri ardından kapı yavaşça açıldı. Yerdeki gözlerimi kapıya çevirdiğimde karşıma yine o sarışın sürtük çıktı. Tanrım onun yüzündendi bunlar.

Hızlı adımlarla içeri girmeye çalıştığımda yüzünden korku akıyordu. Herhalde ona zarar vereceğimi düşünüyordu. Gerçi korksun,her an her şey olabilir..

İçeriye girdiğimde direk koltuğumuza yöneldim. Arkamdan topuklularıyla geldi. "Harry ne arıyorsun?"

Garipseyip yüzümü buruşturdum ve elim koltuktayken omzumun arkasından ona baktım. "Adımı nereden biliyorsun?" Duraksayıp kekeleyerek mırıldandı. "Şey s-siz kavga ederken o kız adını söylemişti." Umursamadan işime devam ettim. Onunşa uğraşacak vaktim yoktu. Tam geri adımlayacaktım ki koltuğun dibinde duran şey dikkatimi çekti. Bana korkuyla bakarken koltuktan destek alarak yere eğildim ve alıp ona göstermek isteyerek havaya kaldırdım. "Bunun ne işi var?"

"Harr- pardon beyfendi. U-unutmuş olabilir."

Yüzümdeki ciddiyeti bozmadan kaşlarımı çattım ve devam ettim. "Kimberly asla telefonunu unutmaz."

İçimde oluşan korku hissine kapılmadan hızlıca adımladım ve tam önünde durdum. Kaşlarımı öylesine çatıyordum ki..

"Bu uçaktan indi mi!?"

"E-evet." Korkuyla konuştuğunda sinirle tısladım ve 2.reon koridoruna yöneldim. Bu koridor mutfağın tarafındaydı. Koridoru aşmak için adımlayacaktım ki,önümde yerde bir şeylerle uğraşan daha önce görmediğim bir hostes belirdi.

Elinde bez olduğunu tahmin ettiğim kumaş parçasıyla yeri siliyordu. "Çekil şuradan!" Sert sesimle tedirgince zıpladı ve ani nefes alış verişiyle ayağı kalktı. Elinde tuttuğu bez oldukça kırmızıydı,kan gibi...

"A-afedersiniz bayım. Böyle pis görmenizi istemezdik." Korkuyla konuştuğunda delirmemek için kendimi zor tuttum. "Daha önemli işlerim var."

Onu itip mutfağa girdiğimde yine bir şey bulamadım. Son olarak tuvalet kalmıştı. Hızlıca geri döndüğümde yine önümğ kesti. En sonunda dayanamayıp ittim ve sendelemesini sağladım. Fakat daha adım atamadan ikisi yanıma geldi ve kolumu kavradı. "Beyfendi tuvaletimiz şu an temizlenmek zorunda,içeriyi şimdi boşalttık." Tek kaşımı kaldırıp bekledim. Her uçaktan sonra tabii ki tuvalet temizlenirdi.

Çok geçmeden uçaktan indim ve ne kadar dondurucu olsada içeride doğru düzgün alamadığım soluğu aldım. Neredesin Kimber....

***

KIMBERLY'den;

Başım öylesine ağrıyor,canım öylesine yanıyordu ki... Karanlıktan ne kadar korksamda gözlerimi açmak istemiyordum. Zaten istesemde açamıyordum. Gördüğüm tek şey ileride durmaya devam eden o ışıltıydı. Hiç eksik olmayan ışıltı. Her zaman bu kadar parlak şeyler ulaşılmaz olmak zorundamıydı ki...

1 Gün Sonra

Niall'dan;

Hastanenin önünde 2saattir bekliyordum. İçeride bunalsamda dışarıda donuyordum. Evet Alaskadaydım.

Dün gece gelen telefonla irkilmiş ve numara hiçte tanıdık gelmesede açmıştım. İyi ki de açmışım... Kimberly'nin durumunu söylemişti bir doktor. Numaram içine giydiği gömleğin cebinden çıkmış. İlk tanıştığımızdada o gömleği giymiş ve henüz telefonu olmadığı için numaramın yazılı olduğu kağat cebindeymiş. Tanrım her işi biliyor...

Kimberly'nin yoğun bakım odasından bir doktor çıktı. Hala ne olduğunu bilmiyordum fakat ilk uçakla daha dinlemeden buraya gelmiştim. Harry'ye ulaşamıyordum. Tanrı aşkına neden yanında,onu güvende tutmaz ki!

"Hey.."
İşaretim ardından bana baktı ve yaklaştı.
"Hastanın sevgilisi siz olmalısınız.."
Duraksayıp kaşlarımı çattım.
"Ah,hayır."
O ise tek kaşını havalandırdı.
"Harry siz değil misiniz?"

"Hayır..."

"Ihm pekala. Sadece bir kere bu ismi fısıldayıp sevdiğini söyledi,benim hatam.."

Fazla dinlemeden yeni bir soru yönelttim. "Neyi var?"

Deminki yüz ifadesini ciddiyetle kapladı.

"Söylemek zor. Ama göğüsüne saplanan bıçak tam k-"

"Göğüsüne saplanan bıçak mı!!"
Gözlerim şaşkınlıkla açılırken merakla bekledim.

"Göğüsüne saplanan bıçak kalbinin sol tarafına denk gelmiş. Açık konuşmak gerekirse bıçak izi taze.. Ve düzeltemezsek..."

"Düzeltemezsek ne!"

"Sakin olun. Hayati tehlikesi yok,ama eğer kopan damara takviye yapılmazsa görme yeteneğini kaybedebilir."

Sertçe yutkunup duraksadım.

"Ne demek istiyorsunuz?"

Sıkıntılıca yutkundu ve gözlerini devirip devam etti.

"Kör olabilir."

      Selam bebeklerr :D buna not yazma gereği duymuyorum bölüm ortada...

  Sadece soru yönelteceğim.

1-Harry Nerede?
2-Kimberly Nasıl Olacak?
3-Genel Düşünceleriniz..

    Bunlara uzuun uzun :D bir sürü :D yanıt verirseniz bir sonraki bölümü de kolay yazmamı sağlarsınız söyliyeyim :)

    Umarım beğenmiştirsinizdir. Benim için çok önemlisiniz. Sizi seviyorum :*

You're Mine//h.sTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang