100k Özel 🎉

16.4K 862 299
                                    

İTİRAF EDİN HİÇ BİRİNİZ BEKLEMİYORDUNUZNDCLXLCKCKHXLCJCJ

Neyse serri bölümü okuyun, satır aralarında ve bölümün sonunda bol bol konuşalım aşkımlar. Valla bu bölümde iradesizliğimin şerefine yorum patlaması istiyorum, atmayanı yolarım tşk tşk cjzlxjclxjchjc

  Keyifli okumalar♥️

🦅 

☆☆☆

  Emir'den

  Başımı arkaya yasladığımda, asansörün aynasındaki kendimle göz göze gelmiştim. Korkunç görünüyordum.

   Kesmeye zamanımın olmadığı sakallarım birbirine karışmıştı ve pis görünüyordu. Gözlerim hiç olmadığı kadar şiş ve mordu. Yüzümde kırışıklıklar oluşmuş, saçlarım yer yer beyazlamıştı...

  Deniz'imin hastalığını öğreneli bir ay olmuştu. Bu bir ay hepimiz için işkence gibiydi.

  Deniz işi bırakmıştı. Ben ise git gide çalışma saatlerimi kısaltmıştım. Çünkü onun yanında geçirdiğim bir saniye bile büyük bir hediyeydi benim için. Bir süre sonra... O bir saniyelere muhtaç kalabilirdim çünkü.

  Yapabildiğim tek şey yurtdışından doktor araştırmaktı. Tüm servetimi vermeye hazırdım, yeter ki o iyi olsundu.

  Aslında... Bırakın serveti, canımı bile verirdim. Allah biliyor ya, bir saniye bile düşünmeden yapardım bunu.

  Asansörün kapısının sesini duyunca yaslandığım yerden doğruldum ve kapının önüne gittim. Çocukların ayakkabıları buradaydı, demek ki okuldan çıkınca direk eve gelmişlerdi. Hepimiz aynıydık aslında. Hastalığını hala kabullenemesek de, çocuklar da ben de Deniz'le vakit geçirmek istiyorduk.

  Anahtarımla kapıyı açtım. Burnuma dolan Deniz Gözlüm'ün Dalin kokusuyla istemsiz gülümsedim.

  "Ben geldim!" Diye seslenince Sefa salondan kafasını çıkardı. "Hoş geldin reyiz,biz de senin dedikodunu yapıyorduk."

  "Bak ya, babanız geldi babanız! Dedikodumu yapacağınıza bir kapıda karşılayın!" Yapmacık bir sinirle söylenerek ceketimi portmantoya bıraktım ve salona gittim. Deniz arkasındaki yastığa sırtını yaslamış, üzerinde bir battaniyeyle oturuyor ve bana yorgun bir gülümseme gönderiyordu. Feda annesinin dizine yatmıştı. Cefa da ayakucunda oturuyordu. Sefa da yerde, koltuğun önünde oturuyordu.

  Bu görüntüyle istemsizce gülümsedim. "Bu ne hal lan? Kızın başına toplanmışsınız. Dağılın bakayım!" Gülerek Feda'yı kaldırdığımda Feda homurdanarak kalktı ve bana yer açtı.

  Deniz Sefa'nın saçlarından elini çekip iki kolunu yana açtı. "Hoşgeldin!" Dedi sırıtarak. Onun mutlu hali benim de kötü ruh halimi dağıtmıştı.

  Beklemeden oturdum ve onu kollarımın arasına aldım.

   "Ne yaptın bakalım bensiz?" Diye sordum. Deniz televizyonu gösterip güldü. "Sabahtan beri senin videolarını izliyoruz."

  "Emir Berkan skillssss" dedi Cefa.

  Ekrandaki kendime bakıp sırıttım. "Aç da beraber izleyelim."

  Sefa tekrar videoyu başlattı. Bu zamana kadarki en güzel gollerimin derlemesini yapmışlardı. Bazen gülerek, yer yer o zamanları hatırlayıp hüzünlenerek videonun sonuna kadar izledik. En sonunda, siyah ekran belirdi ve üzerinde bir yazı vardı;

  SON OLARAK, EMİR BERKAN'IN EN GÜZEL GOLÜNÜ İZLEYECEĞİZ

Merakla izlemeye devam ettim. Video başladığında kahkaha atarak Deniz'e baktım. Gözleri dolmuştu gerizekalının. Dayanamayarak eğilip öptüm ve tekrar televizyona döndüm.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 08, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DEPLASMAN • tamamlandıWhere stories live. Discover now