16. Şipimiz Tuttu

143 12 1
                                    

"Anne! Anne!" Diye cırlaya cırlaya merdivenleri neredeyse uçarak inerken oturduğu koltuktan başını bana çevirmişti babam şaşkınlıkla. "Noldu kızım, noldu? Düşeceksin, yavaş!" Ben hoplayıp son basamağı da inerken, "Uzay mesaj attı, geliyorlar!" diye heyecanla konuştuğumda mutfak kapısından başını çıkarıp bize bakmıştı annem. "Kim geliyor kız? Ne bu heyecan?" diye sorarken, "Ela'yla ikiz! Geliyorlar," dedim ve aceleyle, "Kerem de mesaj attı, bize geliyorlarmış," dedim cıvıldayarak. Akşama keyif var canısılar, keyif!

Annem de hemen mimiklerini değiştirirken, "Tamam kızım, ben çay koyayım," diyerek mutfağa geri döndü. "Ela sizin kızlarla olan arkadaşınız mı?" diyen babama döndüm ve usulca gidip yanına oturdum. "Evet," diye yanıtladığım sıra kolunun birini bana dolamış, dudaklarını saçlarıma bastırmıştı. "Uzay'la ne işi var onun?" diye sordu geri çekilip şüpheli bakışlarla bana bakarak. Belki küçücük bile olsa babişe spoiler vermek kötü olmazdı..

Yüzümde bir sırıtış oluşurken, "Aslında kendisinin haberi yok ama oğluşunun müstakbel sevgilisi," diye çekinmeden açık ve net durumu izah ederken gerçekten arsız arsız sırıtıyordum. Amaan, Uzay işte nolacak. O çıkar artık işin içinden!

Babamın kaşları havalanırken annemin cırtlak sesi mutfaktan duyulmuştu. "Ne demek sevgilisi ayol?!"

Babamla birbirimize bakıp gülüştük. Oğluşunu paylaşmayı pek sevmiyordu da anneciğim..

"Ay anne nolacak ya?! Kazık kadar olmuş benim ikizim, kız mı tavlayamayacak?!" diye seslendim ben de oturduğum yerden. Babam da bana katılarak genişçe gülümsedi ve "Oğlumuz büyüyor Okyanus, yakında seni de unutur kız sayesinde," diye annemi kışkırtmaya başladı. Annemin sinirli bir sesle mutfaktan söylenmesini dinledik susarak. "Hele bir unutsun, kafasını kırarım! Unutması için mi doğurdum ben onu? Bir kız için annesini de ikinci plana atsın bir hele.." diye devam ederken babamla kendimizi tutamadık ve kahkahalarla gülmeye başladık. Ayy, şimdi kışkırttık diye Ela'ya da sert davranmasın annem bari?

"Anne, şimdi böyle dedik diye bari kızı dışlama haa, benim de arkadaşım çünkü!" diye seslendim anneme salondan. Birkaç saniye cevap gelmese de, "Yok canım! Yapar mıyım ben öyle şeyler?" diye konuştu sakin olmaya çalışır gibi. "Hem bir dakika! Gelsene sen buraya, yardım et bana bari! Orada babasıyla bana laf yetiştirmesini biliyor ama," diye bu sefer de bana çatarken babama dudaklarımı büzerek baktım. Babamsa, 'ben bilmem' der gibi omuz silkip bakışlarıyla mutfağa gitmemi işaret etti.

Yerimden kalktım ve tıpış tıpış mutfağa ilerledim. "Napayım annecim?" diye sordum yanına yaklaşarak. Başıyla bir tarafı işaret edip, "Şu kekleri ve kurabiyeleri bir tabağa diz," dedi sakin bir sesle. Başımı salladım ve dediğini yapmaya koyuldum.

~

Kapının çalmasıyla elimdeki işimi hemen bırakıp mutfaktan çıktım ve kapıya koştum. "Kız yavaş!" diye arkamdan seslenen anneme aldırmadan çocuk gibi bir neşeyle kapıyı açtım ve 32 diş sırıttım. "Hoş geldiniz!" diye cıvıldadım yanaklarım yırtılana kadar sırıtırken. Ela yüzündeki hoş gülümsemeyle içeri geçti Uzay'la beraber. "Hoş bulduk kanka," derken yanaklarımızı tokuşturup öpücük sesleri çıkardık. "Çok sevindim gelmenize," diye gözlerimi büyütürken canım ikizim beni her an uyarmaya çalışıyor gibiydi. "Halinden belli," diye sesinde yalnız benim farkedeceğim bir imayla 'nolursun bir sorun çıkarma' der gibi bakıyordu.

"Annemler nerede?" diyerek ceketini çıkarırken kapıyı kapatmıştım. Benim konuşmama gerek kalmadan annem fişek gibi çıktı mutfaktan. İki saniyeliğine hepimizin yüzüne tek tek bakınıp gülümsedi. "Hoş geldiniz çocuklar," diyerek önce Ela'ya yaklaşıp yanaklarını öptü. Bu sefer de Uzay'ı öperken Ela'nın ve Uzay'ın montunu portmantoya astım.

Ay Parçası |Yarı TextingWhere stories live. Discover now