5. Bölüm: Farah Atahan

1.4K 171 32
                                    

FARAH ATAHAN

Sadece bir beste ile hayata tutunabilir misiniz?

Sizi besleyecek, size her gün sizden yepyeni bir 'siz' ekleyecek ve hiç sıkılmadan sizi günden güne iyileştirecek bir parça besteleyebilir misiniz?

Hayatı boyunca hep çizmeye yeteneği olmuş ve diğer tüm becerileri, hobileri göz ardı etmiş biri olarak karşımda piyanoya yeni bir nefes getiren kızı bazen anlayamadığım kaçınılmaz bir gerçekti. Hayatı boyunca hep müziğin yamacında bulunmuş ve onun dizinin dibinden hiç ayrılmamıştı. Gördüğüm en sadık dost olabilirdi.

Müzik, nefessiz kaldığı her an yanında olan tek şeydi âdeta. Müzik dışında hiçbir şeyle iç içe olmak istemez, bazı günler müzik hariç hiçbir şeyi sevmezdi. Müziği kıskandığım zamanlar elbet olmuştu ama gün geçtikçe evde kendi kendine şarkı söylemenin onun için ne denli huzur verici bir öğe olduğunu fark etmiş, onu bazı anlarda kendi halinde bırakmaya özen göstermiştim.

O benim tek arkadaşımdı.

Konuşabildiğim, tüm sırlarımı hiç düşünmeden bile verebildiğim tek insandı ama bazen, evet, bazen kavga ettiğimiz çok zaman olmuyor değildi. Başka dünyaların insanıydık.

O, müziğin ritmik cennetinden geliyor, bense çizimin sonsuz çizgileri altında kendimi bulmaya çalışıyor ve çalıştıkça kayboluyordum.

Farah Atahan.

Müziği sadece kendinden bir parçaya dönüştürmemiş, müziğe dönüşmüş bir kızdı. Onu herhangi bir boş zamanında şarkı söylemeden yakalayabilmek imkânsızdı. Boş bir zamanında evinde oturup temizlik falan yapması akıl bile erdiremeyeceğim bir yalandı.

Ne zaman yalnız kalsa ve sıkılsa müziğe sığınır, üniversitenin boş koridorlarına koşar ve boş bir piyano arardı. Ses geçirmeyen odalar yüzünden uzun zamandır dinleyememiştim ama bugün okulun boş olmasından kaynaklı olarak uyarı almamış ve kapıyı kapatma gereği duymamıştı.

Müziğinin beni esir alma hikâyesi bundan ibaretti.

Kapatılmayan bir kapı ve tüm üniversiteyi alt üst eden bir piyano... Bazen mutluluklar çok uzakta değildi.

Hayatımda tanıdığım en enerjik insan kategorisinde listenin başındaydı Farah. Ailemin katledilmesinden sorumlu olan insanlardan korkmayan ve beni, ben olduğum için kabul etmeyi başarabilen nadir insanlardandı. Mükemmel bir geçmişi olduğunu ve asla suç işlemediğini söylersem çok büyük günah işlemiş olacağımı bildiğim için söylemiyorum ama onun hakkında en net hatırladığım şey, lisenin ilk yılında büyük şirketlerden birinin banka hesabının şifresini kırarak kendi hesabına para yatırdığıydı.

Tabi ki, polisler onu çok uzun bir süre aramasına rağmen bulamadı ve bir süre sonra da varlığını dahi unutarak hayatlarına devam ettiler. Daha doğrusu, hırsızlık olayı medyada çok yankı yapınca, Farah'ın hesabına yatırdığı miktardan daha fazla para kazanan şirket, şikâyetlerinden vazgeçtiler. Hırsız yakalanırsa insanların onların iş yerini tamamen unutmasından korkmuş olabilirler.

Çok kolaymış gibi geçerek anlattığıma bakmayın, enerjikliğinin söndüğü ve yaptığı şey yüzünden ağlamaktan helâk olduğu zamanlardan biriydi Farah için. Her söylediğimde hala en başta bir suratı asılıyor ama bu, hesabına yatırdığı parayı deli gibi harcadığı gerçeğini elbet değiştirmiyor.

İlk tanıştığımda dünyanın en saf kızı unvanını almış olmasına rağmen, yıllar geçtikçe ve haliyle insanları tanıdıkça, bastırdığı kötülük dışarı çıkmak için çırpınmaya ve onu yaralamaya başladı. Sizi yaralayan bir şeyi daha fazla kafeste tutamayacağınız için, onu serbest bırakarak kötü biri olmama ama kendi olma kararı aldı.

Statis: YAKAMOZ (TİLKİ KİTAP)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin