d o k u z

1.6K 235 272
                                    

song: twenty one pilots - heathens

Elimdeki kadehe bir bakış daha attım.

Yarın sabah itibari ile farklı bir Güneş Özgür olacaktım. Belki film setinde görev almazdım, belki Dördün ile beraber annemin ya da babamın yanına taşınırdık. Sahi, babam gelecek miydi bu gece? Beni görünce tepkisi ne olacaktı?

Yanıma gelen Kayra ile ona kısa bir bakış attım. "Her şey yolunda mı?" Sahte bir tebessüm sundum. "Olmaması için bir sorun yok." Güldü. "Bu gece belki baban gelir diye düşünmüştüm ama... Birkaç toplantı yüzünden gelmeyecekmiş." Alt dudağımı dişleyerek başımı salladım.

Etrafa baktığımda gördüğüm yüz ile yutkundum.

O.

Buradaydı.

Bar bölümünde barmenlik yapıyor ve müşterilerle ilgileniyordu. Göz göze geldiğimizde göz kırpıp, önüne döndü. Kadehi tek dikişte bitirdikten sonra Kayra'ya döndüm. "Ben bar bölümüne gitmek istiyorum." Kaşlarını çattı. "Tek başına gidemezsin." Omuzlarımı düşürdüm. "Kayra, kaçmak istesem bile kaçamam. Etrafta korumaların var ayrıca bu topuklularla adım bile atamıyorum." Biraz düşündükten sonra kolunu uzattı.

Gözlerimi devirme isteğini bastırarak koluna girdim. Bar bölümüne girdiğimizde bir tabureye oturdum. Barlas beni görünce alt dudağını dişleyerek yanımıza geldi. "Ne alırdınız?" Kayra sorusunu duymazlıktan gelerek konuşmaya başladı. "Bu kadın sana emanet koçum." Barlas gözlerini kısarak dinlemeye başladı. "Eğer yanına bir erkek bile gelirse önce onu peşinden seni öldürürüm." Barlas tam cevap verecekti ki, Kayra yanımızdan ayrıldı. Barlas ile ikimizde şu küfrü söyledik:

"Orospu çocuğu!"

Barlas'a döndüğümde gülümsedim. "Şu an sana sarılmak istiyorum." Cümlem ardından gülümsedi. "Ben de öyle. Ama gecenin sonunda el ele tutuşarak buradan kaçacağız, söz." Barlas'ın yeşil gözlerinin içine bakarak, "Seni seviyorum," diye fısıldadım. Gülüşünü gördüğümde kalbim hızlanmıştı. O da benim gözlerime bakarak cümlemi tekrar etti. "Seni seviyorum." Başımı eğdim. "Seni çok özledim," diye fısıldadım. Gözlerim dolmuştu. "Şşh," diye fısıldadı. "Sakın gözlerinden yağmur yağmasın." Ona baktığımda göz kırptı.

Nefesimi bıraktım ve onu izlemeye devam ettim. Elindeki havlu ile bardakları sildi. "Nasıl girdin içeri?" Omuz silkti. "Para her şeyin çözümüdür, güzelim."

'Güzelim' kelimesini Kayra söylese 3 gün 3 gece usanmadan kusardım. Ama bu kelimeyi Barlas'tan duymak sebepsizce mutlu ediyordu.

"Sana bir şey yaptı mı?" Barlas'ın sorusunu duymazlıktan geldim. "Güneş," diye fısıldadı. "Dokundu mu sana o piç kurusu?" Yutkunmaya çalıştım. Ama boğazım acımıştı. "Yeltendi," diye fısıldadım. Sesimi ben bile zor duymuştum. Elindeki bardağı öyle bir sıkmıştı ki bardak kırılmıştı. Telaşla ona baktım. "B-Barlas elin kanıyor!" Elindeki havluyu eline bastırdı. "Onu bu gece öldüreceğim." Son sözünü söyledikten sonra arkaya girdi.

Hayır, Barlas. Onu bu gece ben öldüreceğim.

Gecenin ilerleyen saatlerinde pek çok firma kutlamalarını yapmış, etrafta sohbet ediyordu. Kayra eline aldığı mikrofon ile sahneye çıktı. Peşinden beni sürüklemeyi ihmal etmemişti. Tüm bakışlar bize döndüğünde yutkunmadan edemedim.

"Hanımlar, beyler... Bu gece sizleri benim için çok önemli olan kadınla tanıştıracağım." Elimden tutup, yanına çekiştirdiğinde dişlerimi birbirine bastırdım. "Güneş," diye fısıldadı mikrofona doğru. "Yakında kendisi nikâhlı karım olacak."

Ellerimi sinirle yumruk yaptım. Gözlerim salonun köşesinde bizi izleyen Barlas'a kaydığında dudaklarım aralandı. Gözlerini kapatıp, açtığında nefesimi bıraktım. Bizi izleyen kadınlardan birisi, "Nasıl tanıştınız?" diye sorduğunda Kayra'dan önce atladım.

"İnan var ya... Şok olacaksın!" Kahkaha atarak kurduğum cümle ardından Kayra bana bir bakış attı. Elindeki mikrofonu aldım ve konuşmaya başladım. "Kayra Yılmazer... Kendisi beni yaklaşık olarak iki senedir takip eden bir ruh hastası. Babam ile ortaklarmış ama yalan." Ona sinirle baktım. "Babam üç aydır yoğun bakımda piç kurusu. Seni tanımıyormuş bile! Mesajlarını okudum."

Salona döndüm ve devam ettim. "Sonra bir gün film setine geldi ve bize ahkâm kesti. Herkesin ortasında benden yediği ayar onu sinirlendirince beni takıntı haline getirdi. Bir ay sonra karşıma çıkıp beni kaçırdı. İkinci gün kaçmaya yeltendiğimde bana el kaldırdı, beni dövdü. Yetmezmiş gibi dokunmaya çalıştı, zorla!" Bağırarak yaptığım konuşmalar ardından, salondan şaşkınlık nidaları yükseldi.

Hızlı konuştuğum için nefes nefese kalmıştım. Bana öyle sinirle bakıyorduk ki, gözlerindeki öfke ateş olsa her yer yanardı. Kolumdan hışımla tuttu ve peşinden sürüklemeye başladı.

Kayra, Güneş'i peşinden sürüklerken Barlas sinirle ikisine baktı. O sırada yangın alarmı çaldı. Bütün konuklar çığlık çığlığa salondan çıktı. Yaklaşık beş dakika içinde salon boşalmıştı. Ve sadece üç kişi kalmıştı: Kayra, Güneş ve Barlas.

Barlas koşarak onların peşinden gitti. Kayra, Güneş'i tenha bir yere getirmişti. Etrafta kamera bile yoktu. Kayra bir anda Güneş'in suratına tokat attığında, Güneş çığlık attı. Barlas, çığlığı işittiği yere doğru koştu.

"Seni mahvederim, kızım! Sen kimsin de beni ifşa ediyorsun ha?" Kayra'nın bağırarak kurduğu cümleler ardından Güneş gülmeye başladı. "Sana acıyorum, aptal. Gerçekten dört gündür senin takıntına karşılık vereceğimi falan mı sandın?" Tekrar güldü. "Seni oynattım." Kayra elini kaldırdığında, Güneş hızla o eli tuttu.

"Kalbim senin için atmak zorunda değil. Gözlerim seni görmek zorunda değil. Ben seni dinlemek zorunda değilim." Güneş ona doğru bir adım attı.

Barlas sesleri daha yakından duyduğunda yaklaştığını hissetti.

"Ve şunu da unutma; canıma kıyarım..." Usta bir hareketle Kayra'nın belindeki silahı aldı. Tetiği çektiğinde, Kayra nefesini tuttu. "Güneş bırak onu," diye fısıldadığında, Güneş onu dinlemedi. "Katil olurum," diye bağırdı. "Ama sana âşık olmam!"

Silah sesi tüm salonda yankılandı.

Barlas duyduğu silah sesi ile şokla koridorun sonuna baktı. baktı. Güneş yere çömelmiş, Kayra'nın cesedine bakıyordu. İçeri gelen Barlas'a bakıp, gülümsedi. "Gözlerimin önünde intihar etti, Barlas. Ona söylediğim sözler ağır gelmiş olmalı."

Barlas, dudaklarını aralayıp, önce Güneş'e, sonra Kayra'ya baktı.

Güneş'in ellerinde kadife eldiven vardı. Kayra'nın cesedine tekrar baktı. İki eli, cesedin yanına düşmüştü. Silah ise sol elindeydi. Barlas tekrar Güneş'e baktı. Zangır zangır titriyordu.

"Buradan gitmeliyiz."

Mutfağın arkasındaki kapıdan ikisi el ele çıktılar ve koşa koşa oradan ayrıldılar. Arkadan gelen patlama sesi ile ikisi de arkalarını döndü. Salon patlamıştı.

Güneş, Barlas'a baktı. Ona sıcacık gülümsedi ve dudağı ile yanağının tam ortasına ufak bir buse kondurdu.

güneş, ❤

bölüm nasıldı?

kadınМесто, где живут истории. Откройте их для себя