Bölüm 3

978 46 0
                                    


Yeni bölüm geldi arkadaşlar. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar.

💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫💫

Aradan geçen üç haftanın sonunda Ağça kafayı yemek üzeydi. Yemek molası için karşı binaya Barbaros'un yanına gitmeye başladı. Bir yandan da burnundan soluyordu. Çıldırmak üzereydi kadın onu her defasında sinir etmeyi başarıyordu. İçeri girer girmez onun geldiğini hisseden Barbaros çizdiği kağıdı hızla kapatıp kenara koydu.

  Barbaros'dan

   Ağça içeri girer girmez elimde ki kağıdı kapatıp kenara koydum. Kendi kendine söyleniyordu yine sinirlenmişti belliki. Ayağa kalkıp yanına gittim kendime çekip sarıldım. Kısacık bir sarılmada bile kalbim o kadar hızlı atıyordu ki. " Noldu neyin var Ağça ?" Diye sordum. " Ne olucak kadın yine beni dellendirdi. Ve bi tek bana öyle davranıyor bence." Deyip dudaklarını büzüp oturdu. " Takmasana o kadını görmezden gel çalış bitsin gitsin." Dedim. Bende onu istiyorum ama hiçbir hastayı bana yönlendirmiyor. Hepsine kendisi bakıyor. Böyle çalışmayı ne yapayım ben. Ben bunca sene insanlara yardım etmek için okudum. Birilerinin güç gösterisi yapmasına izin vermem. Tamam benden tecrübeli olabilir fakat bu ona bunları yapma hakkını vermez." Dedikten sonra derin bir nefes aldı. Konuşmalarına bakılırsa baya sinirlenmişti. Çömeldiğim yerden ayağa kalkıp " Hadi gel seni yemeğe götüreyim. Sinirlerin yatışır." Dedim. Kafasını sallayıp koluma girdi " Valla asla hayır demem. Açım çünkü." Dedi. Onun bu haline gülümsedim. Ofisimden çıkarken Ağça karşı daireyi gösterdi. " Burası boş mu giren çıkan yok." Dedi. Bende dudaklarımı dişleyerek " Hıı kimse yok boş orası neyse hadi gidelim." Dedim. Arabaya doğru yürüdüğümüzde Tuğçe birileriyle tartışıyordu. Ağça onun bu haline gözlerini devirip arabaya bindi. Yemek yiyeceğimiz mekan geldiğimizde Ağça lavaboya gitmek için kalktı. Ona hazırladığım şeyi görünce acaba nasıl bir tepki verecekti. İçimden sorun çıkmaması için dua ederken masaya doğru gelen güzelliği baştan sona süzdüm. Takım giymişti bu tarz ona o kadar çok yakışıyordu ki. Nefes kesiciydi. Bir gün ona açılıcaktım tüm kalbimle. Aramızda bir şey olmasa bile bilecekti onu ne kadar çok sevdiğimi. Ağça'nın yüksek sesle adımı söylemesiyle irkildim " Hey Barbaros duyuyor musun beni ? Daldın gittin." Dedi. Yemeğimizi kısa sohbetler eşliğinde bitirmiş ofisin olduğu yere gidiyorduk. Vardığımızda kalabalık dikkatimi çekmişti " Noluyor ya burda burası bizim ofisin önü." Deyip arabadan inen Ağça'nın peşinden bende indim. Kalabalığı yararak içeri ulaştığımızda hıçkıra hıçkıra ağlayan Tuğçe'yi gördük. " Tuğçe hanım ne oldu iyi misiniz bu kalabalık da ne ?" Diye sorularını peş peşe sıralamıştı. Tuğçe ayağa kalkıp " İşine son verildi Ağça. Bir süredir maddi problemlerim vardı. Direnmeye çalıştım ama anca buraya kadar geldi." Deyip arkasına dönüp gitti. Şok olmuş bir şekilde Barbarosa dönmüştüm. Yavaşça ofise doğru yürümeye başladım Barbaros da arkamdan sessiz sedasız geliyordu. Buraya taşınırken getirdiğim kutuyu bu sefer gitmek için doldurdum. İşim bitince Barbaros elimden alıp yürümeye başladı. Onun ofisine çıktık. Koltuğa oturup ellerimi başımın arasına aldım. " Tam her şey düzelecek, işim var paramı da biriktiririm dedim açarım bir yer ama yok olmadı." Dedim. Yıkılmış durumdaydım. Barbaros yanıma oturup " Tamam sıkma canını bir yer buluruz illa ki." Deyip beni omzuna doğru çekti. Ona doğru yaslanıp gözlerimi kapattım.

Barbaros'dan

Onu böyle görmek beni o kadar üzüyordu ki. Bana bir yer açmak istediğini söylediğinden beri onun için uğraşıyordum. Ofisimin karşısındaki yer onun için tasarlıyordum. Çizimini çizmiştim ve her şeyi hazırdı. Tek eksik içinde ki eşyalar ve Ağça. Bir an önce diğer eksikleri de halletmeliydim. Ve bu konuyu Tuna'ya bahsedip ondan yardım almam gerekiyordu. Oturduğumuz koltukta ayaklarını uzatıp iyice bana yaslandı. Kollarımla onu iyice sarıp çenemi başına yasladım. O kadar güzel kokuyordu ki. " Bir yolunu buluruz merak etme. " diyip başını öptüm. Kafasını sallayıp " Umarım öyle olur. " dedi. Bir süre daha öyle durduk. Ağça'dan ses gelmiyordu. Kafamı yavaşça aşağı eğip ona baktım. Uyumuştu. Ne güzel uyuyordu.kafamı ona yaslayıp bende gözlerimi kapattım.

VUSLATWhere stories live. Discover now