Bölüm 4

789 49 6
                                    

Biraz gecikme oldu ama kusura bakmayın lütfen.İyi okumalar.

Herkes bizim eve gelmiş masanın üstündeki yemekleri görünce ağızlarının suyu akmıştı. Hep beraber mutlu bir şekilde sohbet ediyor yemeklerinizi yiyorduk. Gözlerim Barbarosla kesişti. Gülümseyip göz kırpmasıyla ona bakakalmıştım. Doğu kulağıma eğilip " Kapa ağzını kapa. Salyaların masaya akıcak." Dedi. Ona bakıp gözlerimle susmasını işaret ettim. Sırıtarak önüne döndü. Başımı geri tabağıma çevirdiğimde bundan sonraki olacakları düşünmeye başlamıştım.

Yazar'dan

  Barbaros karşısında oturan sevdiğine dalıp gitmemek için büyük bir savaş veriyordu. Bu ayarladığı iş onun için çok iyi olmuştu. Sevdiği kadını bu bahaneyle her gün görecek her zaman yanında olabilecekti. Bu düşünce onu şimdiden heyecanlandırmaya yetiyordu bile. Masada ki herkes onların arasındaki çekimin farkındaydı. Ama önemli olan ikisininde farkına varmalarıydı.

     Ağça da bir o kadar Barbarosla beraber olacağı için heyecanlıydı. İçinden bir ses ona bu yeniliğin hayatı için çok güzel bir fırsat olacağını söylüyordu. Hemen işe başlamak istiyordu. Hocalarının sayesinde onun danışmanlığını isteyen bir çok kişi olmuştu bile. Bu da öğrencilik hayatının başarılı geçmesinden kaynaklanan bir şeydi.

  Ağça'dan

Yemekten sonra hep beraber parka gitmeye karar vermiştik. Ben bir koluma abimi bir koluma da Barbarosu takmış yürüyordum. Doğu " Bu ne kızım ? İki yakışıklı adamı takmışsın koluna" demişti. Burnumu havaya dikip "Takarım tabi hem abimin sevgilisi var Tuğçe yokken onu korumak bana düşer." Dedim. Doğu " Hadi Tuna abiyi anladım da Barbaros abi niye ?" Diyip kaşlarını yukarı kaldırıp indirmeye başlamıştı. Cevap vermeden sadece suratına bakmış yüz mimiklerimle onu öldüreceğimi anlatmaya çalışıyordum. " Doğu kes sesini . Uğraşma kızla sonra dayak yeme benden." Demişti. Doğu'ya doğru sırıtıp kaşlarımla Barbarosu göstermiştim. Abim gerizekalısı da Tuğçeyle mesajlaşmaktan önünü göremiyordu. " Allah için çağır sevgilini buraya da kurtulalım senin şu ergen hallerinden." Dedim. " Sana ne be hem çağırdım bile geliyormuş." Abime şaşkınlıkla bakıp " Senden hızlısı mezarda." Dedim. Kolumu abimden kurtarıp onu da Barbarosun koluna koymuştum. Başımı hafif yukarı kaldırıp " Her şey için teşekkür ederim. Çok ince düşüncelisin." Dedim. İçten bir gülümseme ile bana bakıp " Lafı bile olmaz sen benim için çok değerlisin mutluluğun için her şeyi yaparım." Dedi. Sözlerinden sonra hafif utanmıştım başımı koluna yaslayıp yürümeye devam ettim. Az ilerde parkta abimle Tuğçe'nin sarılmasıyla içten bir şekilde güldüm. Çok yakışıyorlardı. " Kız gelin Tuğçe abla hoşgeldin." Dedim. Bu yakınlığıma şaşırmış olucak ki ilk durduktan sonra " Hoşbulduk görümcecim." Demesiyle herkes gülmüştü. Banklara oturduğumuz da yanımdaki Barbaros'un koluna sırtımı dayamış ayaklarımı da kendime çekerek oturmuştum. Başımın üstünde Barbaros'un nefesi hissetmemle heyecanlanmıştım. " Çok güzel kokuyorsun defnem." Demişti. Defne'nin kokusunu çok severdim. Kokulu olan herşeyde de kullanırdım. Bunu fark etmesiyle içim bir tuhaf olmuştu. Bakışlarımı yerden çektiğimde Tuğçe ile göz göze geldim. Ayağa kalkıp yanıma gelmesiyle kaşlarımı çattım. " Gel senle bir konuşalım Ağça." Dedi. İyi birisiydi içim ona çok kaynamıştı. Ve bazı şeyleri anladığını da biliyordum. İnkar etmeye gerek duymadığım için kalkıp koluna girdim. Abim " Nereye gidiyorsunuz? Noldu?" Dedi. Tuğçe ona dönüp " Sana ne Tuna. Ağça ile dolaşıcaz biraz." Dedi ve yürümeye başladık. Biz yürümeye devam ederken " Eee Ağça hanım anlat bakalım." Dedi. Uzatmayarak anlatmaya başladım.
" Barbaros her anımda her zaman ne olursa olsun yanımda oldu. Hiç bir zaman diğer abilerim gibi görmedim onu. Göremedim. Hep farklı oldu benim için. Şimdi dersin tek sana mı böyle diye. Hayır tek bana değil herkese karşı böyle. İlgili, samimi, yardım sever, yakın. Ama hep bana karşı farklı gelirdi. Ben onun yaptıklarını abimin yaptığı gibi görmezdim. Hep sevdim onu. Çok seviyorum. Dışardan da belli oluyordur. Duygularımı saklayabilen bir yapım yok benim. Saklamam da Allahın bildiğini kuldan mı saklayacaktım. Ama işte emin olamamak varya beni bitiren o. Emin olsam şu dakika durmazdım. Ama kendimden çok eminim. Onu çok seviyorum." Dedim. Bu süreçte Tuğçe ne konuşmuş ne de sesini çıkarmıştı. Sessizce beni dinlemişti. " Ağça sen bilirsin tabi ama bu karar senin. Ama bana kalırsa ben geç kalma derim. Ben Tuna'ya çok geç kaldım. Sende böyle olup sonra pişman olma. Ama ben gördüm Barbaros da sana karşı boş değil. Sana bakışlarından belli. Gözlerinin içi titriyor sana bakarken. Geç kalma sevgin için sevdiğin için geç kalma." Dedi. Haklıydı aslında dünyanın sonu değildi en azından bilir ve ona göre davranırdı. Yerimde durup Tuğçe'ye döndüm. " Çok teşekkür ederim. İyi ki tanımdın seni. İyi ki abimin karşısına sen çıktın." Dedim. Bana içten bir şekilde gülümseyip sarıldı. Tekrar bizimkilerin oraya geldiğimizde gördüğüm manzara ile durdum. Mahallemizde adının bir çok anıldığı Sevimi Barbarosa sarılırken gördüm. " Çok sağol Barbaros akşam sana gelirim." Demesiyle bişey demeden abime doğru yürüdüm. " Ben gidiyorum." Dedim. Bir şey demeden yürümeye başladım gözüm Tuğçe'ye takılınca bana üzülerek bakmasıyla başımı sağa sola salladım. Hızla ilerlerken kolumun tutulması ile durdum. " Ağça ne oldu? Birden." Yüzüne bile bakmadan " Rahat bırak beni" dedim ve yürümeye başladım. Çok çabuk heveslenmiştim. Benim neyimeydi ki zaten mutluluk.

   Barbaros'tan

Ağça'nın arkasından bakarken hızla Tuğçe'ye döndüm. " Ne oldu? Kavga mı ettiniz." Dedim. Tuğçe bana dönüp " Kavga falan etmedik morali bozuktu ondan böyle." Dedi. Sinirle parmaklarımı saçımdan geçirdim. " Morali falan bozuk değildi. Mutluydu. Yanımdaydı." Dedim. Tuna ayağa kalkıp " Önce bir sakin ol. Bir şey olmuştur ondan böyledir. Gitme üstüne." Dedi. Sinirle eve doğru yürümeye başladım. Eve doğru yaklaşınca gözüm Ağça'nın evine takıldı. Evimin bahçesine girip çimenlere oturdum. Gözümü bir an olsun penceresinden ayırmamış. Her an çıkabilir umuduyla bir yere gitmemiştim. Gündüz ne zaman akşam olmuştu anlamamıştım bile. Telefonum bininci kez çalarken kim olduğuna bakmış. Yukarıdan gelen Anne yalnız kalmak istiyorum diyen Ağça'yı duyamamla başımı kaldırmam bir olmuştu. Ağça balkona çıkmış elleri başının arasında öylece düşünüyordu. Ne düşünüyordu benim defne kokulum bu kadar derin. Birden birinin üstüme atlamasıyla " Ne oluyor lan?" Dedim. Başımı çevirmemle sevimi görmem bir olmuştu. " Akşam bana gel demiştin ya ondan geldim." Demesiyle içimden kendime söverken başımı tekrar yukarı kaldırdım. Ağça bize bakıp gözlerini sıkıca kapttıktan sonra içeri geçmişti. Ne olduğunu ilk anlayamamış daha sonra bizi Sevim ile yanlış anladığı aklıma gelmesiyle. Sesli bir küfür ettim. " Siktir."  Sevime dönüp " Sevim ben yanlış bir karat verdim. Kusura bakma. Gece gece bizde kalman uygun olmaz. Sonuçta ben bekarım laf söz olur. En iyisi sen kız arkadaşlarının yanına git emin ol başına bir iş gelmicek. Bir sorun olursa direk polisi ararsın." Dedim. Peşinde birilerinin olduğunu söyledikten sonra kıza üzülmüş bizde kalmasını söylemiştim. Ama o dakikada yaptığımın yanlış olduğunu anlamıştım ama iş işten geçmişti artık. " Ama Barbaros-" diye başlamıştı ki " Sevim uzatmaya gerek yok böylesi daha iyi." Dedim. Kaşlarını çatıp bir süre bana baktıktan sonra hızla bahçeden ayrılmıştı. Allah kahretsin ya ne bok yemiştim ben. Telefonumu çıkarmış Tuna'yı ararken bir yandan da bahçe de volta atıyordum. " Efendim kardeşim." " Tuna bak ben bir bok yedim ama nasıl düzelticem bilmiyorum. Ağça yanlış anladı her şeyi." Dedim tek nefeste. Tuna derin bir nefes alıp " Bize gel Barbaros. Annemle babam yoklar Ağça da odasından çıkmıyor." Dedi. Telefonu kapatıp yan evin bahçesine girdim. Bahçeye çıkan Tuna'yı görmemle " Ne yapıcam şimdi ?" Tuna kolumdan tutup sandalyelere oturtturdu. " Barbaros Ağça'ın yanlış anlayıp anlamaması neden bu kadar umrunda?" Demesiyle yutkundum. Zamanı gelmiş miydi? " Onu seviyorum Tuna." Dedim gözlerimi onun penceresine dikerken. " Onu biliyorum zaten gerizekalı." Demesiyle kaşlarım çatıldı. Anlamaz bir şekile ona bakınca " Belli ediyorsun Barbaros ama benim bir tek salak kardeşim anlamadı." Birazda olsa kendimi rahatlamış hissediyordum. En azından kardeşim dediğim adamın bunu bilip sakin karşılaması beni rahatlatmış aynı zamanda mutlu da etmişti. " Bak Barbaros sen nasıl ben kardeşimi seversin deyip sana vurucak bir insan değilim. Sen kimi sevip kimi sevemeyeceğini bilemez ve seçemezsin. Aşkı ve sevgiyi bilen biri olarak söylüyorum bunu her koşulda yanındayım. Ama ne zaman kız kardeşimi derinden yaralarsan şimdi yemediğin dayağı benden o zaman yersin. Oturur yaralarını da kendim sararım ama yine. Ağça benim ne kadar canım kanımsa da sende benim bir o kadar kardeşimsin. Senin yanındayım her zaman ama şu an Ağça'nın üstüne gitme. Emin ol düzelecektir. Hiçbir zamanda sevgini göstermekten çekinme. Ağça rahatsız olursa sana söyler zaten." Dedi. Tuna'nın böyle konuşması beni mutlu etmişti. Onun ne kadar düşünceli bir insan olduğunu biliyordum. Ayağa kalkıp sarıldım ona sıkıca. " Teşekkür ederim kardeşim." Gözlerimi tekrar pencereye diktim. Tuna'ya döndüğümde bana kafasıyla hadi git yapmasıyla ayağa kalktım. Odasına gelince çaldım ama ses gelmeyince açtım. Yatağına oturmuş müzik dinliyordu kulaklığından. Yavaşça yanına yaklaştım elimi saçına doğru götürüp okşadım. Yavaşça gözlerini açtı beni görünce bir tepki vermedi. Sadece derince gözlerimin içine baktı. Yanına uzandım bende " Ağça gerçekten bildiğin ya da gördüğün gibi değil. Ben sadece acıdığım için yaptım. Peşinde birileri varmış ben ne bilim sarılacak edicek. Zaten sonra çok pişman oldum. Özür dilerim." Dedim. Bir şey demeyip bir anda kolunu karnıma sarıp başınıda göğsüme koymasıyla yerimde kasıldım. Beklemediğim bir hareketti. " Tamam affedildin. Sadece bir an öyle görünce ne bilim sanırım seni kimselerle paylaşamam." Demesiyle içimden bir şeyler aktı. Kafamı aşağı indirip " Kokoreç?" Dedim. Başını bana doğru kaldırmasıyla burunlarımız birbirine sürttü. Umarım şu an kalbimin sesini duymuyordur. Yoksa herşeyi ele verebilir. Gülümseyip " Mükemmelsin." Demesiyle bende ona güldüm ve burunlarımızı birbirine sürttüm.
Allahım her anımız böyle olsun. Her zaman yanımda kollarımın arasında tam kalbimde...

VUSLATWhere stories live. Discover now