4

198 71 289
                                    

"Hazan sana koruyucu aile olmak isteyen bir aile var."

Yankı yapmıştı beynimde benim babam vardı başka baba istemezdim ben.

"İstemiyorum, ben başka baba istemiyorum."

Israrlarım işe yaramıyordu benimle tanışmak istiyorlardı. Daha fazla direnememiştim ve düşünmek için zaman istemiştim.

Yatağımda dönüp durdum. Gözlerimi sıkıca yumdum. İçimden babamla konuşmaya başladım.

"Baba sana ihtiyacım var her zamankinden daha fazla. Ben senden başkasını istemiyorum ama olmuyor. Senden başkasını istemedim ben, istememde. Sen hep dua et derdin bana, duada ediyorum."

Yutkundum zorla, sanki boğazımda yumru vardı. Yutkundukça canım acıyordu, gitmiyordu ve olmuyordu. Boğuluyordum, nefes alamıyordum, korkuyordum. Gözümdeki yaşları sildim.

"Baba seni her geçen gün daha da özlüyorum. Öğretmenime sordum geçer dedi. Ama geçmiyor, büyükler yalan söylüyorlar hem de çok sen yalan kötü derdin. Peki, büyükler neden kötü şeyler yapıyorlar? Baba ne zaman geri geleceksin? Ben seni özledim. Üzülmeme kıyamazdın ben sensiz çok üzülüyorum Lütfen gel."

Ağlamamı yarıda kesen başka bir ağlama sesiydi. Hıçkırığımı durdurmak için elimle ağzımı kapattım ve bekledim. Sakinleşince boğazımdaki yumru gitsin diye sertçe yutkundum. Yanımdaki ranzadan geliyordu, onu görmek için sol tarafıma döndüm.

Burada çocuklar genelde ağlardı...

Anne diyerek ağlarlardı, ben baba diye ağlardım. Annem yoktu benim, doğurmakla anne olunmazdı. Ağlamasına daha fazla dayanamadım. Yatağımdan yavaşça doğruldum üstümdeki kalın yorganı kenara ittirdim. Minik terliklerimi ayağıma giydim ve yanına yaklaştım. O ise sessizce ağlamaya devam ederken omzuna dokundum. Yerinden sıçradı ve bana döndü, gözleri kızarmıştı yanaklarından süzülen yaşları umursamadan bana baktı.

"İyi misin?" dedim yanına otururken.

Yataktan doğruldu ve birazcık geriye çekildi dizlerini kendine doğru çekti ve çenesini dizlerine koydu. Gözündeki yaşları kolunun tersiyle sildi ve olumsuz anlamda başını salladı. Yatağından kalktım yastığımın altına koyduğum peçetelerden birkaç tanesini aldım ve ona uzattım. O burnunu silerken tekrar yanına oturdum.

"Anlatmak ister misin?"

"Burada olmaz uyanırlarsa kızarlar tuvalete gidelim" dedi ve yataktan kalktı benim gibi terliklerini giydi. Ardından elimden sıkıca tuttu peşindeki bene rağmen parmak uçlarında koca kapıyı sessizce açtı. Birlikte tuvaletlere yöneldik, kapının önüne gelince yine sessizce kapıyı açtı. Bende içeri girdim sessiz ol dercesine parmaklarını ağzına götürdü ve etrafı kolaçan etti.

"Ben Elif, sana söylediklerim aramızda kalmalı ve kimse bilmemeli tamam mı?"

Kafamı sallamakla yetindim ve beklentiyle suratına baktım.

" Müdür konuşurken duydum çok şanslısın. Sana koruyucu aile olmak isteyen aile, hiç düşünmeden git asla burası kadar kötü olamaz. Burası sandığın kadar iyi bir yer değil, burası berbat bir yer."

"Sen bunu nereden biliyorsun?"

"Bak ben kendimi bildim bileli buradayım. Annem ben doğduğumda beni bir camı avlusuna bırakmış. İstemeyerek doğan bir çocuğum ben ve aklımın kestiği yaştan beri buradayım. Adımı bile buradakiler koydu. Adımı annemin koymasını isterdim, o beni istemese bile en azından ona ait tek bir şey isterdim. Bu adım olsa bile."

Gözündeki yaşları sildi, kan çanağı olmuş gözlerine şefkatle baktım. Ona sarılmak için kollarımı açtım ama o iki adım geriledi ve aramıza mesafe koydu.

Sessiz  Merhamet (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin