26

13 2 0
                                    

Nisan yağmurları gibisin, gözlerimden boşaldın.

Hazandan

Mutluluktan havaya uçmak ve üzüntüyle dibe vurmayı saatler içinde yaşamıştım. Umutlarımın değil, umutlarımızın hepsinin solduğu zamana rastlamıştım. Telefonu kulağımdan çekip hala gülerek konuşan ikiliye baktım. Eğer yanlarına gidersem ağlardım arabaya gidip oturmak en mantıklısıydı ve arkamı döner dönmez ağlamaya başlamıştım. Neden böyle oluyordu neden umutlarım yeşerecekken saniyeler içinde solup gidiyordu. Avukattım ama sevdiğim adamı kurtaramıyordum. Arabaya binip hıçkırarak ağlamaya başladım elimden başka bir şey gelmiyordu. İçim çıkana kadar ağladım sanırım sonunda gözümdeki yaşlar kurumuştu galiba. Cama biri tıklatınca kafamı kaldırdım ve aceleyle gözümdeki yaşları sildim Gülşen abla yanımdaki koltuğa oturdu ve yüzümü inceledi. Ağlayınca çok çirkin olurdum gözlerim yanaklarım ve burnum kıpkırmızı olurdu.

"Kızım neyin var neden ağlıyorsun? Yazık değil mi o güzel gözyaşlarına?"

"Hüseyin amcam aradı hiçbir şey bulamamışlar. Eskiye ait olduğu için kayıtlar hepsi silinmiş, onu yine kurtaramadık."

"Her yere sormuşlar mı peki?"

"Evet, öyle söyledi" dedim ve ağlamaya devam ettim.

"Kızım ağlama bu işte bir yanlışlık olmalı."

"Hayır, yok bitti işte buraya kadarmış."

"Bana bak Hazan bana ince çizgimi bozdurma ağlamayı kes. Ara Hüseyin Beyi oraya gidiyoruz."

Anlamaz gözlerle baktım Gülşen ablaya. O ise cebinden peçete çıkarıp bana uzattı peçeteyi alırken alıp kapıyı açtım.

"Nereye?"

"Sümkürmem gerekiyor."

Bana ters ters bakıp önüne döndü. Ne var sanki bu çok normal bir şeydi. İşimi halledip arabaya bindim telefonumu alıp Hüseyin amcamı aradım. Telefon çalarken Gülşen abla telefonu elimden alıp kendi konuştu. Uzun bir yoldan sonra Hüseyin amcamın arabasının yanına park ettim ve arabadan indik. Gülşen abla benden bağımsız olarak Hüseyin amcamın yanına gidip hesap sorar bir şekilde konuşmaya başladı.

"Nerelere baktınız siz?"

"Her yere baktık Gülşen Hanım neden ne oldu?"

"Her yere bakmadığınıza adımın Gülşen olduğu kadar eminim Hüseyin Bey?

"Bu kanıya nereden vardınız acaba?"

"Şu çaprazda ki bakkala sordunuz mu?"

"Hayır, onun haricinde herkese sorduk ama hepsi silindi de-"

"Ve sizde vazgeçtiniz öyle mi?"

"İyide bana neden kızıyorsunuz şimdi?"

"Ya ben olmasaydım ve siz o bakkala bakmadınız diye güzel çocuğum orada kalmak zorunda kalsaydı?"

"Herkes sildiğine göre orası da silmiştir Gülşen Hanım."

"Emin misiniz avukat bey?"

"Ben eminim ama siz neden bu kadar emin konuşuyorsunuz?"

"O bakkal sahibi evindeki çöpleri bile atmaz her ay belediye gelip 2-3 kamyon çöp çıkartır evinden. Ve o görüntüleri silmesi imkânsız, Hazanın kaldığı sokağa gidebilmesi için bu bakkalın önünden geçmesi gerekiyor. Uzun lafın kısası aradığınız kanıt şu kapının ardında."

Polisler, Hüseyin amcam ve ben şaşkın bir ifadeyle birbirimize bakıyorduk. Neydi bu kadın? Sherlock Holmes falandı galiba? Gülşen abla bizi beklemeden bakkala doğru adımladı bende Hüseyin amcamın yanına gittim.

Sessiz  Merhamet (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now