31

7 1 0
                                    

Ben artık büyüdüm, korkan o küçük kız yok artık. Direnen biri var karşınızda, merak etme ufaklık korkuların bana emanet.

Yazardan

Masadaki herkes şaşkın gözlerle birbirine bakıyordu. En çok Salih Bey şaşkındı, beraber büyüdüğü en güzel ve en kötü günlerini beraber geçirdiği can dostu evleniyordu. Aşka inanmayan o adam gitmişti gözlerindeki mutluluk gerçekti. Gözlerinin içi gülüyordu eşine baktı adam ne diyeceğini merak ediyordu. Çünkü dostunun onay istediğini biliyordu.

Yeşim Hanım eşiyle göz göze geldi ne demesi gerektiğini zaten biliyordu ama eşinden onay bekledi. Eşinden onay alır almaz gülümsedi masadaki herkese göz gezdirdi en son Gülşen Hanımda takılı kaldı gözleri bu eve geldiğinden beri hüzünle bakan gözler bu kez gülüyordu. Gülümsedi karşısındaki kadına eşi konuşmaya başlayınca bakışlarını ona çevirdi.

"Çocukluğumuzdan beri beraber büyüdük Hüseyin ile aynı sofraya oturduk, aynı şeylere üzüldük. Farklı yollarda yürüdük, farklı hayatlar yaşadık. Ben aşkı bulduğumda o sadece benim bulduğum aşka inanmıştı. Aşkın onu bulması gibi bir ihtimali düşünememişti çünkü ailesinden başka kimseyi sevmeyi bırak güvenememişti bile. Görüyorum ki aradığı aşkı da güven duygusunu da Gülşen de bulmuşsun. Onay bekliyorsan eğer bize mutluluğunuza ortak olmak düşer."

Hüseyin Bey gülümsedi ailesinden onay almıştı. Sırtında koca bir yük vardı ve aldığı onayla beraber yüklerde yok olup gitmişti. Oğluna baktı kızı gibi gördüğü Hazana ve yeğeni Masala.

"Siz ne düşünüyorsunuz çocuklar?" diye sordu.

Onlarında ne düşündüğünü önemsiyor ve merak ediyordu.

"Ben onaylıyorum Hüseyin amca" dedi Doruk şakayla gülerken.

"Sizin adınıza sevindim baba, bana annelik etmiş bir kadınla evlenmene asla karşı değilim."

Deniz tüm samimiyetiyle kurmuştu bu cümleyi yüzünde alışık olmadığı gülümseme ile.

"Senin kararlarına hep saygı duydum amca. Benim iki babam var arkamda iki çınar var Tanrı benden öz babamı aldı ama yerine iki güçlü dağ verdi. Hiç olmayan annemin yerine dünyanın en güzel annesini verdi. Bu dünyada mutluluğu en çok hak eden insanlar sen ve Gülşen abla. Sen eğer doğru olduğunu düşünüyorsan ben saygı duyarım hem de sonuna kadar."

Masal tepkisiz bir şekilde etrafa bakıyordu.

"Sen bir şey demeyecek misin Masal?" dedi Hüseyin Bey merakla sorarken.

"Sen zaten kararını vermişsin bu yaştan sonra evlenmek istemen tuhaf. Bizden onay istemen daha tuhaf. Ne yani biz onaylamasak vazgeçeceksin öylemi? Neyse ne sen kararını verdin bende saygı duyarım."

***

Gece geç saatlerde herkes evlere dağılmıştı. Hüseyin Bey mutluydu hiç olmadığı kadar mutlu hissediyordu kendini. Hazan ve Doruk uyumak yerine konuşmayı tercih etmişlerdi.

"Susmaya devam mı edeceksin Hazan?" diye sordu Doruk merakla. Arkadaşını üzgün ve sessiz görmeye alışık değildi. Onun üzgün olması kendisini de etkiliyordu, arkadaşı üzgünken kendisi asla gülemezdi.

"Ne demem gerekiyor ki? Ne dememi bekliyorsun? Bir yanım çok mutlu, amcam adına seviniyorum. Ama Masal moralimi bozuyor yani Denizi kaybediyorum ve sadece izlemekle yetiniyorum. Bir yanımda 'zaten senin olmamış birini kaybetmen imkânsız' diyor. Aynı şeyi sende yaşıyorsun âşık oldun sen bu gün ilk defa âşık oldun ve o kişi başkasıyla ilgileniyor."

"Seni seviyorsa başkasıyla ilgilenemez zaten. Ben Masalı seviyorum doğru ama o beni sevmiyorsa benimle ilgilenmiyorsa elimden bir şey gelmez. Üzülürüm sende üzülüyorsun ama hırs yapmak elde etmeye çalışmak benim yapabileceğim şeyler değil."

Sessiz  Merhamet (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now