0

8.7K 306 90
                                    




Herkesin nefret ettiği birileri vardır; onu görmeye dayanamadığın, sesini duyunca vücudundaki her yerinin kasıldığı. Onun ismi bile tüm kanının çekilmesine, her bir hücrene iğne batmış gibi hissetmeni sağlardı.

Onu tanımana bile gerek yoktur nefret etmek için. Sadece karşına çıkmıştır ve sen kendini onun olmadığı bir dünyada yaşamayı düşlerken bulmuşsundur.

Jongin'de aynı bu şekilde hissediyordu Sehun'a karşı.

Çünkü Sehun her zaman gereksiz bir şekilde pembe, küçük dudaklarını kıvırarak güzel bir şekilde gülümsüyor, inci gibi dişlerini sergiliyordu. İnsanları kendini sevdirmek için o kadar uğraşıyordu ki, Jongin onu izlerken bile rahatsız oluyordu. Sehun, etrafında ki herkesle gözlerinin içine bakarak sohbet ederken tek amacı ilgiyi sadece kendi üzerinde tutmaya çalışmaktı. Esmer olana göre bu fazlasıyla acınasıydı. Sehun bulunduğu ortamın merkezi olmaya bayılıyordu.

Jongin, Sehun'dan gerçekten nefret ediyordu.

Çünkü mizah anlayışı o kadar kötüydü ki; en aptal şakalara bile o uzun, porselen gibi beyaz ve pürüzsüz olan boynunu arkaya atarak yüksek sesli kahkahasıyla gülebiliyordu.

Jongin, Sehun'dan gerçekten ama gerçekten nefret ediyordu.

Çünkü Sehun tüm omega cazibesini, Jongin'in alfa olan abisi Junmyeon'da kullanmaya çalışıyordu. Ne zaman büyük olanı görse gözleri ışıldıyor, onun karşısında sevimli, narin ve yardıma muhtaçmış gibi davranıyordu. Ama aslında Jongin onun nasıl bir cadaloz olduğunu çok iyi biliyordu. Junmyeon'u ağına düşürmek için hem masum yüzünü kullanıyor hem de kıvrımlı vücut hatlarını göstererek sallana sallana önünde kıvırtıyordu.

Jongin, hayatından nefret ediyordu.

Çünkü o da bir omegaydı ve Sehun fazla güzeldi.








y.n; can sıkıntısıyla yazmaya başladığım ve ne olacağı hakkında benim de hiçbir fikrimin olmadığı bir fic... ❤️

Bittersweet Tangerine // SeKaiOnde histórias criam vida. Descubra agora