4-(hissetmek)

181 10 47
                                    

Valenin girdiği kapıyı işaret ederek üçten geriye doğru saymaya başladı.

"3...2...1!"

Ellerimizi kenetleyerek koşmaya başladık. Yıllardır bu kumarhanenin sahibini yakalamaya çalışan polis ekipleri bizi fark edene kadar çıkmıştık.

"Peşimizdeler Tom."

"Biliyorum sadece koş!"

Peruğum yoktu. İkimizde olduğumuz gibiydik. El ele polisten kaçıyorduk. Gerçekten kariyerimiz bitecek diye iç geçirdim. Yakalanmak ve durumu izah etmeye çalışmak çözüm olabilirdi ama kesinlikle magazine sızardı. Hoş şu an yakalanmamamız mucize olurdu. Tom bir arabanın önüne atlayarak durdurdu. Önce beni bindirdi sonra hemen yanıma kıvrıldı.

"Aman tanrım! Tom hiddleston ve Taylor Swift arabamda. Aman tanrım! Lütfen bir fotoğraf çekilebilir miyiz?"

"Eğer bizi Malibu'ya kadar götürürsen gece bizimle kalmana izin verebiliriz."

Tom fanın yardım edeceğinden emindi. Ben de magazine vereceğinden emindim. Tom'a güveniyordum ancak ilk saniyede fotoğraf çekinmek isteyen bir fanın sosyal medyayı bizimle dolduracağını da biliyordum. Fotoğraf olmazsa kanıt da olmaz. Yalanlayabiliriz diye düşünüp durdum.

"Hala sizin tekrar birlikte olduğunuza ve benimle seyahat ettiğinize inanamıyorum."

"Sen iyi bir çocuğa benziyorsun bizim yaşlı şöförümüzden daha eğlenceli olduğun ortada, adın ne?

"Tom hiddleston adımı soruyor hala inanamıyorum. Adım Denise efendim."

"Tatlım ona efendim demene gerek yok. Tom gerçek bir loki değil."

Çocuk kocaman sırıttı. Gerçekten iyi niyetli birine benziyordu ama kimseye güvenmemeyi bu endüstri bana gayet iyi öğretmişti. Sanki herkes kariyerim için bir tehlikeydi. Tom'a hala gergin ve güvensiz bakışlar atıyordum.

"Tatlım rahatla, Denise iyi bir çocuk ve kimseye bizden bahsetmeyecek. Değil mi?"

Denise kafasını salladı.

"Tabii ki, sizi gerçekten seviyorum size neden zarar verecek bir şey yapayım."

Gülümsedim.

"Teşekkürler Denise."

Sonunda Malibu malikanesine geçmiştik. Okyanusa sıfır gizli bir cennetti burası.

"Vov , böyle bir evde Taylor swift ve tom hiddleston ile kalıcam. Bu cidden bir rüya"

"Hey Denise hadi içeri gir."

Denise ve ben Tom'un seslenmesi ile birlikte adımlarımızı içeri yönelttik. Neredeyse sabah olacaktı. Günün heyecanı ile sarhoşluğumdan eser kalmamıştı.

"İçecek bir şeyler ister misiniz beyler?"

"Ben Tom bey ne isterse ondan."

Tom bey dediği zaman kahkaha atmamak için dudağımı ısırdım. Tom'da aynı suratla beni izliyordu.

"Alkol yok. Ona göre."

Zaten midemde bunun için yer de yoktu.

"O zaman bize iki tane limonata getirebilir misiniz Taylor hanım?"

Tom beni zorla güldürmeye yemin etmişti sanki. Çapkın yarım gülüşünü gördükten sonra dayanamayarak minik bir kahkaha attım. Daha sonra bir daha böyle seslenmemesi için Denise'i uyarmam gerektiğini düşündüm. Tüm gün gülmek istemiyordum.

"Harika! Soda ile karıştırayım mı?"

"Olur hayatım."

"Tanrım siz cidden çıkıyorsunuz."

"Ayrıca Denise lütfen bey ve bayan kelimelerini kullanma. Bu fazla resmî."

"Ne yani sizinle samimi konuşmamı mu istiyorsunuz? İnanamıyorum. Öldüm."

Gülümsemeye devam ederken içeceklerle birlikte salona geldim.

"Teşekkürler kanka."

Tom bu sefer kendine hakim olamadı. Gülme sırası ondaydı. Ben de sessiz bir gülüşle Tom'a eşlik ettim.

"Bravo Denise çabuk öğreniyorsun."

Çocukla dalga geçmesini durdurmak için hafifçe koluna vurdum. Denise hiç alınmışa benzemiyordu. Konuşmaya devam etti.

"Birlikteliğinizi ne zaman duyuracaksınız? Aa Taylor senin bir erkek arkadaşın vardı adı Boe onunla ne ol-"

" Adı Joe."

"Hah Joe, onunla noldu ben kesin evlenirsiniz diyordum. Sonuçta ona kocaman bir albüm yazdın. Albüm de kötüydü zaten iyi ki ayrılmışsınız."

Tom cevap vermem için bana bağıran bakışlarını üzerime saldığında irkildim. Sonuçta ona kocaman bir albüm yazdın...

"İyi geceler çocuklar."

"Hey kanka,özür dilerim."

Cevap vermeden gittim. Arkamdan dediklerini duyuyordum.

"Lover kötü dediğim için mi bozuldu yaaa?"

Aradan çok geçmeden Tom yatak odasına geldi.

"Vay canına ne gündü."

"Denise'in dediklerini tekrarlamayacak mısın?"

"Bugün değil. İşte şimdi gerçek bir kaçış arabası oldum."

"Hey artık alınganlık yapmayacaktın."

"Alınganlık yapan kim? Şarkı çok güzel."

Bana doğru yaklaşırken kollarımı boynuna sardım. Ellerim sırtında piyano çalıyordu sanki. Güneş ilk ışıklarını gösterirken biz kendimizi uykuya bıraktık.

Sanırım ikimizde biliyorduk. Bilmiyor da olabilirdik. Doğrusu bilmek umurumuzda bile değildi. Biz hissedebiliyorduk. Biz birbirimize aittik.

BONNIE&CLYDE (afterglow-2)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon