5-(Ruh)

155 10 31
                                    

Her şeyin geçtiğini düşünerek kalktığım bi sabahın bize tekrar yanıldığımızı göstermesine şahit olduk. Okyanus esintisini olduğu gibi alan odanın soğukluğundan Tom'un bedenine sığınmıştım. O ne güzel bi sıcaklıktı. Ona dokunmak,onu görmek,onu hissetmek... Belki tuhaf olacak ama onun bir hayal olmadığını bilmek. Bütün bu güzel düşünceler deli gibi kapıyı çalan Denise yüzünden bölündü. O ufaklığa çok kızacağım diyerek yataktan çıktım. Tom'un ısıttığı bedenimi hemen ölü bir bedene çevirmemek için sabahlığıma sıkıca sarıldım.

"Denise daha çok erken."

"TAYLOR POLİSLER KAPIDA!"

Hayır! Bunun imkanı yoktu. Olayı işiten Tom hemen kalkmıştı. Bir hışımla yataktan kalkıp yanımıza gelen Tom Denise'e dikkatlice baktı:

"Pekala Denise sana anlatmadığımız ufak şeyler olabilir dostum."

"Beni mi öldüreceksiniz?"

Denise'in şaka yapmadığını anlayınca olayın ciddiyetini bi kenera bırakıp gülmek istedim.

"Hayır hayır! Biz katil değiliz. Senin bize yardım etmen gerek tamam mı?"

"Ne için? Bana anlatmak zorundasınız."

"Bu evden çıkmamız mümkün değil Tom. Heryerdeler."

"Halledicez bebeğim sadece bekle. Denise biz saklanırken polisi gönder tamam mı? Her şeyi sana anlatacağız dostum sadece bizi kurtarman lazım. İlişkimiz buna bağlı."

Denise hala şok içindeydi. Kafasını salladı ancak her şeyi mahvedeceğini düşünüyordum. Tom elimden tutarak beni üst kattaki depoya götürmesine izin verdim. Kutuların arkasında bekliyorduk.

"Bizi bulacaklar Tom! Onlar heryere bakar."

"Evet ancak alt katı aramayı bitirmeden yukarı çıkamazlar değil mi?"

"Ne demek istiyorsun?"

"Onların buraya geldiklerini duyunca şuradaki gizli merdiveni kullanacağız."

Parmak ucu ile gösterdiği noktaya baktım. Bir parke diğerlerinden daha kabarık duruyordu ama biri size söylemeden bunu fark etmeniz mümkün değildi.

"Hey, evinde niye böyle bir yer var?"

"Bu ev 50'lerde yapılmış. O zamanlarda ara kat meşhurmuş. Evi görünce de suça meyilli bir sosyopat ile yasak ilişki yaşayacağımı hissedip bu evi almalıyım diye düşündüm."

"Hey ben sosyopat değilim!"

Biz hafifçe gülümserken ayak sesleri yerimden sıçramama sebep oldu.

"Şimdi!"

Tom önden beni gönderdikten sonda hızlı bir şekilde peşimden geldi.

"Ses çıkarmamaya çalış."

Odaya girdiklerini duymuştuk biz bir alt kattaki kütüphaneye inmiştik. Burada polis ekiplerinden kimse olmadığını görünce rahat bir nefes alıp soluklandık. O sırada camdan bakarak ekiplerin uzaklaştığını gördüm. Ve yukarından Denise'in sesi geldi:

"Hey çocuklar! Ben kazandım onları gönderdim."

"Aşağıdayız Denise."

Rahatlayarak güldük. Tom iki yana kollarını açmış bana bakıyordu. Koşar adım yanına giderek ona kocaman sarıldım. Bu sarılmanın içinde bir dans vardı sanki. Ruhlarımız dans ediyordu. Bu korkunun üstümüzden kalkması tam bir hafifleme getirmişti. Öyle hafiflemiştik ki ruhlarımız özgürlüğüne kavuşmuştu sanki.

"Biliyor musun Tom?  Okuduğum bir romanda insanların ne bedene ne kalbe aşık olduğu yazıyordu. İnsanlar ruhlara aşık olurmuş. Ruhların ne cinsiyeti var ne yaşı varmış. Aşkın saf hali ruhların kavuştuğu anmış."

Dudağıma minik bir öpücük yerleştirip burnu ile burnumu selamladı.

"Sen benim ruhuma dokunan tek kadınsın Swift. Orada senin imzan var."

"Benim tüm ruhum sensin Tom."

Tüm bu anın sihri ile ruhlarımızı kutsarken kapı ağzına kadar açıldı.

"Demek grup sarılması ha?"

Denise koşarak gelirken onun için her açtık. Sonuçta o bizim sarılmamıza dokunamıyordu. Ruhlarımız hala sarılıyordu.

"Onlar geldiğinde Denise Albert sen misin diye sordular ve evet deyince gitmeye karar verdiler. Benden korktular dostum."

Tom kocaman bir kahkaha patlattı.

"Aman tanrım o polisler Denise eve gitmediği için gelmiş. Malibu'da olduğunu ailene söylemeden mi?"

"Ah oh!"

"Ohhh Denise! Ödümüzü kopardın."

"Ama siz aşıkların hala bana anlatacağı şeyleri var sanırım."

"Aşıklar biraz dinlenmeli,hadi havuza gidelim."

Denise peşimizden geliyordu. Gerçek bir aşk gerçekten çok iyi hissettiriyordu. Ruhlar da yüzer mi bilmem ama bu adamın yanında ruhumun boğulmayacağına emindim.

"Havuzun sıcaklığı nasıl kontrol et bakalım hayatım."

Tom'un bileklerinin arasından havuza düşmek ani bir panik yarattı. Hemen kendimi toparlayıp Denise'den yardım istedim. Ve tabii ki beni kurtarması için değil.

"Aşıkları yalnız bırakma Denise!"

"Hey hey sakın yapma adamım hey."

"İstediğin kadar kaç daima yanıma düşeceksin Tom Hiddleston."

"Hay hay."

Denise kendini havuza bıraktığında kahkahaların havaya karıştığı dakikalara kendimizi bıraktık.

Tüm ruhum mutlulukla dolmuştu.

En çok gülüşlerini seviyorum Swift

BONNIE&CLYDE (afterglow-2)Where stories live. Discover now