7-(yalan)

143 10 50
                                    

"Gel önce ne diyeceğini belirleyelim. Hemen dönme."

"Tanrı aşkına ne diyebilirim. Seni aldattığım için çok özür dilerim mi diyeceğim?"

"Korkmuyorum demiştin."

"Yalan söylemişim."

Belki de şu an yalan söylüyordum. Düşünmem gereken şey bu değildi.

"Yalan?"

"Tom zaten paniklemiş durumdayım."

"Harika! Sen yalanlara bayılıyorsun. Git o prense de yalan söyle. Kaybetmemek için çırpın dur."

Tom kapıyı çarparak çıkmıştı.

"TOM!"

Tom'un peşinden gitmedim. Önce Joe ile konuşacaktım. Aramasına dönmeden önce birkaç özür cümlesi düşündüm ancak durum o kadar rezildi ki özre gerek bile yoktu. Telefonumu hemen açtı.

"Joe?"

"Keşke bana da haber verseydin. Ne sandın sana yalvaracağımı mı?"

"Joe, ben çok özür dilerim."

"Ne özrü ne saçmalıyorsun? Bunun bi açıklaması olamaz. Ben sadece doğru mu merak ediyorum."

"Joe lütfen bir dinle."

"Neden dinleyeceğim ya? Medyaya ayrıldık demeden önce haber vermemenin açıklaması ne olabilir? Ayrıldığımızı bilmiyordum."

"Ben öyle bir şey yapmadım ki."

"Öyle mi? Neden panikledin o zaman?"

"Sana sormadan Malibu'ya gittiğime kızdın sandım."

"Tay ben mağara adamı değilim. Biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum bebeğim ama sesini öyle duyunca."

"Sen böyle bir haber vermediysen tüm medyaya nasıl yayıldı bu?"

"Bilmiyorum en kısa sürede öğreneceğim. Şimdi hala birlikte olduğumuza dair birkaç post beğenir haberi yalanlarım."

"Tamam,ne zaman dönüyorsun? Seni çok özledim."

"Ben de çok özledim birtanem. Dönmek için sabırsızlanıyorum."

Telefonu kapar kapamaz Tom odaya geldi.

"Yürü gidiyoruz!"

"Nereye Tom? Ne yapıyorsun?"

"Seni sabırsızlandığın sevgiline götürüyorum."

"Sen bizi mi dinledin?"

"Özeliniz sonuçta değil mi? Beni alakadar etmez."

"Öyle demek istemedim. Tom lütfen sakin ol. Ne diyebilirdim?"

"Allah kahretsin ki döndüm. Joe ile ayrılıyor desteğe ihtiyacı olabilir dedim ve geri döndüm. Şimdi kızmanın zamanı değil dedim ve geri döndüm. Neler duydum peki?"

"Tom lütfen!"

"Neden Joe'dan ayrılmıyorsun? Medya falan yalan değil mi? Hala ona karşı bir şeyler hissediyorsun!"

"Tom saçmalamayı kes!"

"Saçma olan bu yaptığımız anlıyor musun? Bitti işte şimdi bitti! Ayrılıyorum ve ikimizde bunu biliyoruz."

"Tom lütfen beni dinle. Yalvarıyorum sana!"

"Kaçış arabasıydım yine değil mi? En başından ayrılacağımızı bilmem gerekirdi değil mi? Bunlar senin sözlerin. Kahrolası senin sözlerin."

"Daha kaç kere özür dileyeceğim."

"Bir işe yaramıyor özürlerin. Ben gidiyorum sen de birkaç gün sonra gelirsin."

"Tom hayır! Lütfen! Joe bizim resimlerimizi görmemiş. Medyada biri onunla ayrıldığımızı söylemiş haberleri okuyunca beni aramış açmayınca-"

Hıçkırarak devam ettim:

"Açmayınca doğru olduğunu düşünmüş. Ben de panikle açınca işte ne biliyim doğru değil diyordum."

"Sen ona seni çok özledim bebeğim diyordun!"

"Tom yemin ederim sana! Böyleydi."

"Hazır ayrılma fırsatın varken neden ayrılmadın? Dayanamıyorum görmüyor musun?"

"Görüyorum ve ben de mahvoluyorum ama yapacak bir şeyim yok."

"Sikik bir adamdan ayrılmak bu kadar zor mu? Beni beş saniyede terk edebilmiştin."

"Geçmişe bağlı yaşamaya kes."

"İki adamla oynamayı bırak."

"Gerçekten çok kırıcısın. Tek suç benimmiş gibi yapıyorsun. Bana orospu muamelesi yapmayı kes."

"Oh,sadece durum değerlendirmesi yapıyordum. Sana böyle mi hissettirdi?"

Bu sözler çok ağırdı. Haklı olsa da insan sevdiği kişiye bunu söyleyebilir miydi?

"Tamam! Defol git! Anladın mı defol git!"

"Hey çocuklar! Parti hazır!"

İkimizde Denise'in sesi ile irkildik.

"Bu partiden sonra gideceğim. Denise'i üzmek istemiyorum. Kabul mü senin için Swift?"

"Peki."

Aşağı indik. Denise mükemmel bir masa hazırlamıştı. Etrafa kırmızı ledler döşemişti. Ve bizim fotoğraflarımızla doldurmuştu.

"Beğendiniz mi?"

"Bayıldım. Tom'da beğendi değil mi Tom?"

"Aynen."

Tom'un kulağına fısıldadım:

"Parti için biraz gülsen?"

"Benim oynamaya halim kalmadı. Hey Denise!"

"Efendim Tom"

"Taylor ve Joe'nun ayrdıldığı haberini sen mi sızdırdın?"

Denise korkmuş ve şaşkın gözlerle Tom'a sonra bana baktı.

"H-hayır."

"Sakın böyle bir şey yapma. Çünkü onlar daha ayrılmadılar!"

"TOM!"

"Ne?"

"Duydun işte biz kaçamak bir aşk yaşıyoruz. Hala yaşıyor muyuz bilmiyorum."

"Yaşıyoruz ama-"

"Bir dakika Taylor iki adamla mı birlilte?"

"Hayır tam ola-"

"Evet!"

"TOM!"

"Ee bunu ben yapmadım demek ki bilen başka biri var. Kavga ermeyi bırakın da gizli düşmanınızı bulun."

"Denise haklı Tom. Biri bizi biliyor olmalı."

"Bana söyle Taylor benimle misin?"

"EVET İŞTE EVET!"

"İyi bu olay kapanınca Joe ile ayrılacaksın o zaman."

"Ama"

"Bitti. Kabul ediyorsan devam edelim."

"Tamam."

Gizli bir düşmanımız vardı. Bizi bitirmek için fırsat kollayan. Hayalet gibi peşimizdeydi. Ben artık hayaletlerden korkmuyorum diye bağırdı ruhum. Ben de iliklerime kadar işittim bunu. Yalanlar bitecek gerçek aşk bize kalacaktı.

BONNIE&CLYDE (afterglow-2)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora