20. Bölüm💥

1.3K 53 62
                                    

Şuan tam karşımda berk sırıtarak dikiliyordu. Bir kaç saniye boyunca o şokla öylece kalakalmıştım. Kendime geldiğimde tam bağıracakken berk ağzımı kapatıp burnuma bir bez bastırdı, gerisi zaten yok.

Ali'den
(Alikuşun ağzından yazmak çoksel bea sökgnfkdmf)

Yaprak hala gelmedi. Merak etmedim değil.

Yanına gitmek için ayağa kalktım. Kapıya gittiğimde kapı açıktı ve yaprak yoktu, ama yerde bir not vardı. Notu elime aldım, şöyle yazıyordu.

'sana yaprağın bir gün bana geleceğini söylemiştim Tekelioğlu. Kazanan her zamanki gibi benim.'

Bu ne demekti şimdi?!

Evin içinde yaprağı aramaya başladım ama yoktu. Sonra hızlıca aşağıya bizimkilerin yanına indim.

Ali:KALKIN KALKIN! YAPRAK YOK!
Bade:ne demek yok?!
Barış:ne oluyor oğlum?!
Ali:LAN YAPRAK YOK! KAÇIRILMIŞ!
Ece:n-ne kaçırılması ali?! Ne dediğinin farkında mısın sen?

Elimdeki notu onlara verdim. Hepsi öylece kalakalmıştı.

Gökhan:ali öncelikle sakin ol! Şimdi sen sizin şirketten bir kaç adam alıyorsun, bende babamın şirketinden bir kaç adam alıyorum. Adamlarla birlikte sen,ben,barış,oğuz ve sinan yaprağı bulmaya çıkıyoruz! Kızlar sizde evde bekle-
Merve:SAÇMALAMA! Bizde geliyoruz!

Gökhan mervenin yanına gidip ellerini yanaklarına koydu.

Gökhan:merve,burda bekliyorsunuz. Sakin olun.
İrem:oya teyzeyle taner amcaya ne diyeceğiz?!
Oğuz:sakın bir şey demeyin! Şuan bu bizim aramızda kalacak. Şimdi söylersek ikisi de antalyadan kalkıp buraya gelecek. Telaşa sokmayalım.
Ali:hadi abi hadi çıkalım!

Koşarak evden çıktım ve arabaya bindim. Biner binmez telefonu elime alıp şirketten aydın'ı aradım.

Aydın:efendim abi?
Ali:aydın beni iyi dinle! Şimdi bizim şirketten kaç tane adam varsa hepsini topla ve beni bekleyin!
Aydın:ne oldu abi bir sorun mu var?
Ali:kardeşim sen dediğimi yap ben geliyorum!

Gaza yüklenebildiğim kadar yüklendim. Şirkete vardığımda hızlıca inip aydın'ın yanına gittim ve adamlara olayı anlattım. Şuan benim adamlarım ve gökhanın adamları istanbulda yaprağı arıyor.

-ertesi gün-
Sabaha kadar yaprağı aradık ama hala bir iz yok. Şuan devam arıyorum. Çıldırmak üzereyim,benim yaprağım nerede?!

Yaprak'tan
Gözlerimi açtığımda her yerim ağrıyordu. Kendimi süzdüğümde bir sandalyeye bağlandığımı gördüm. Etrafıma baktım, bir depodaydım. Sonra birisi bana yaklaşmaya başladı.

Berk:vay,benim güzelim sonunda uyanmış.
Yaprak:birincisi,ben senin güzelin falan değilim. İkincisi, bırak beni!
Berk:duydum,memlekete gidecekmişsin. Bari benimle git,belki sevdiğinle gidince daha iyi olur.
Yaprak:e o zaman bırak da aliyle gideyim gerizekalı!
Berk:YAPRAK!
Yaprak:NE BAĞIRIYORSUN LAN ÖKÜZ!
SEN HAYIRDIR LAN BENİ KAÇIRIYORSUN FALAN?! BİR SİKTİR GİT HAYATIMDAN!
Berk:bak sınırlarını aşma!
Yaprak:öyle bi aşarım ki,ağzın iki metre açık kalır!
Berk:bavulunu falan hazırlattım,yarın gidiyoruz.
Yaprak:senle cennete bile gitmem lan ben! Rahat bırak beni ben bir yere falan gelmiyorum!
Berk:biletleri çoktan aldım. Hadi güzelim görüşürüz.
Yaprak:bana bak! Bana aliden başka kimse güzelim diyemez,bu bir. İkincisi de inşallah bir daha görüşmeyiz sende bir yerde geberirsin.

Berk yanımdan ayrıldı. Bende bağlandığım yerden kurtulmaya çalıştım.

Baya bir uğraştıktan sonra sonunda kurtuldum ama bir depoda olduğum için her yer kilitliydi. Elimden ne geldiyse yapmaya çalıştım ama nafile...

Ali'den
Şuan hala yaprağı arıyorduk. Hepimiz istanbulun dört bir yanında yaprağı arıyorduk ama tek bir iz bile yok.

Birden aydın aradı. Hemen telefonu açtım.

Ali:efendim aydın?
Aydın:abi! Yarına bilet alınmış! Yaprak Tekelioğlu ve Berk Çakır adına.
Ali:ciddi misin?! Ne zamana alınmış bu bilet?
Aydın:abi saati falan yazmıyordu ama büyük ihtimal akşama çünkü yarın gümüşhane kelkit'e giden tek bir uçak var o da akşam gidiyor.
Ali:tamam kardeşim sağol.

Diyip telefonu kapattım. Hızlıca arabayı sürdüm ve eve gittim. Sonra bir bavul hazırlayıp hem yaprağın hemde benim eşyalarımdan bir kaç tane koyup yola koyuldum. Evet,şuan Gümüşhane'ye doğru gidiyordum.

Gökhanı arayıp haber verdim. Onlar da geliyordu. Kızlar zaten perişan olmuştu o yüzden onları yormak istemedim.

-ertesi gün-

13 saatlik bir yolculuğun ardından sonunda memleketime varmıştım. Hemen yaprakla berk şerefsizinin ineceği havaalanını buldum ve adamlarımla birlikte oraya doğru yola koyuldum.

Havaalanına geldiğimizde uçak hala gelmemişti. Adamlarım havaalanının dört bir yanını sarmıştı, ben,gökhan, oğuz, sinan ve barış ta havaalanına girdik ve beklemeye başladık,tabi benim hala içim içimi yiyordu.

Yaprak'tan
Sinirden akşamdan beri ağlıyordum. Şuan uçaktaydık ve yanımda o şerefsiz oturuyordu. Aslında hiç bir şekilde gelmezdim,ama bu pislik beni aliye ve kızlara zarar vermekle tehdit edince çok çaresiz kaldım ve onunla birlikte gitmek zorunda kaldım. Sevdiklerimin zarar görmesine asla göz yumamazdım.

Daha dün kocamla memleketime gelme hayalleri kurarken şimdi yanımda bu pislikle geliyorum. Hayat cidden çok garip...

Uçak indi. Klasik olarak hostesler falan bizi biraz bekletti. Sonradan uçaktan inip havaalanına içerisine doğru yol almaya başladık. Ama dikkatimi siyah takım elbiseli ve elleri belinde olan adamlar çekmişti. Korkmadım değil çünkü gözleri hep üstümdeydi sanki.

Havaalanına girdiğimizde etrafımızı onlarca o dışarıda gördüğüm siyah takım elbiseli adamlar sardı. Hepsi bellerindeki silahları çıkartıp bize doğrulttu. Ben ne olduğunu anlamadan karşıdan bana koşan aliyi,gökhanı,oğuzu,sinanı ve barışı gördüm. Tam onlara doğru koşacakken berk beni tutup kendisine çekti ve alnıma bir silah dayadı.

Aliler yavaşladı ve hepsi belinden bir silah çıkardı. Ben korktuğumdan ağlamaya başlamıştım.

Ali:bana bak berk! Karımı çabuk bana ver!
Berk:niye verecekmişim?!
Ali:lan kansız it! Benim karım o tamam mı! Adı üstünde 'benim' o!

Barış:bak berk allah için bırak kızı!
Berk:sevdiğimi niye bırakayım lan?!
Gökhan:bu mu lan senin sevme şeklin gerizekalı köpek!
Oğuz:insan sevdiğinin kafasına silah mı doğrultur lan kansız köpek?!

Yaprak:b-berk allahını seversen bırak gideyim.
Ali:yaprak sakın bu ite yalvarma,sakın.
Yaprak:n-nolur bırak sevdiği-
Berk:SUS LAN!
Ali:BAĞIRMA LAN İT! SEN KİMSİN LAN BENİM KARIMA BAĞIRIYORSUN ŞEREFSİZ!
Sinan:ali sakin ol!
Ali:NE SAKİN OLACAĞIM LAN?! KİMSE BENİM OLANA SESİNİ YÜKSELTEMEZ!

Ben ağlamaktan pert olurken ali bir yandan beni sakinleştirmeye çalışıyordu bir yandan da gözü berkin üzerindeydi.

Ali:meleğim sakın korkma. Biz seni kurtaracağız tamam mı güzelim?
Yaprak:a-ali..
Ali:sakın ağlama meleğim,sakın. Ben seni ölsem de bu şerefsizin eline bırakmam.

Barış:lan oğlum eğer buradan sağ çıkmak istiyorsan yaprağı bırakacaksın!
Berk:bırakmıyorum lan!
Ali:ben ölsem de karımı senin elinde bırakmam lan! Emin ol,yaprağın şuan döktüğü tek damla göz yaşının bile hesabını sana soracağım! Eğer ona zarar verdiysen-
Berk:vermedim,ama verebilirim değil mi?

Berk tetiği çekti. Etraftan çığlıklar yükselirken birden berk yere yığıldı. Arkamı döndüm. Bir dakika,NE?

Şükür yeni bölüm yazabildim bee ödkcmdkfsk.

Bu arada allah hepimizin orucunu kabul etsin💕

Zorla Evlilik|AlYapWhere stories live. Discover now