24. Bölüm💥

1.1K 48 149
                                    

Yaprak'tan
Sabah gözlerimi açtığımda Ali'nin göğsünde yatıyordum. Saate baktığımda saat 8'i gösteriyordu.

Yavaşça onu uyandırmadan kalkayım derken elim hafiften baklavalarına deydi ve uyanıp irkilerek yerinde doğruldu.

Doğru tahmin şuan burun burunaydık.

Allahtan uyandırmadan kalkayım dedim he!

Yaprak: ş-şey pardon. Sen devam uyu istersen.

Alnımdan öpüp yavaşça indi ve burnumun ucunu öptü. Konuşurken dudaklarını burnumun ucunda hissedebiliyordum.

Ali: seni seviyorum.

Tam konuşacakken beni gıdıklamaya başladı. Ben de kendimi yatağa atıp Ali'den kurtulmaya çalıştım, tabi kaslı kollarından kurtulabirsem.

Bir süre sonra durdu ve alnımı öptü. Tabi ben gülmekten nefes nefese kalmıştım.

Ali: birazcık tadına mı baksam hatun?

Dediğine gülümseyip cevap verdim.

Yaprak: kendimi sana bırakıyorum Tekelioğlu.

(Yaprak da sanki bu soruyu bekliyordu aq smmcskcmskfk neyse bunlar azdı gaçiiinnnn ve evet düşündüğünüz şey oluyor. Neyse ne çoh boş yaptım yaw)

________________

Tekrar gözlerimi açtığımda yine Ali'nin göğsünde yatıyordum. Kalkarken battaniyeyle bedenimi kapatmaya çalışırken bir yandan da Ali'nin tişörtünü arıyordum.

Bulup giyindiğimde Ali uyanmadan duşumu almaya gittim. Eğer Ali uyanırsa benimle duş almak isteyecek ve adım gibi eminim rahat durmayacaktı.

Duşumu aldıktan sonra bornozumla odaya girdiğimde Ali yatağı düzenliyordu. Geldiğimi görünce yanıma geldi ve yanağımı öptü.

Ali: e sende ama hep bensiz duş alıyorsun.

Yaprak: senle duş almaya kalksam rahat durmayacaksın, tanımıyor muyum ben seni.

Ali 'haklısın' dercesine başını sallarken gülmeye başladı. Ben de lahavle çekip kıyafetlerimi ayarlamaya başladım. O sırada da Ali duş almaya gitti ve ben üstümü giyindim.

Saçlarımı tarayıp aşağıya indim. Elif çoktan uyanmış olacak ki mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Ben de ona yardım ettim ve birlikte sofrayı hazırlarken Adem ve Ali'de geldi.

Bir kaç dakika sonra Şükran Yenge ve eşi yani Ali'nin dayısı Hamza dayı da geldi. Onların ardından da Ali'nin anneannesi, dedesi ve pezevenk Yiğit de geldi.

Hep birlikte sofraya oturup kahvaltı yapmaya başladık. Tabi Yiğit her zamanki gibi vıcık vıcık konuşuyordu ve bu Ali'yi iyice sinirlendiriyordu.

Adem: oğlum çenen mi düştü sabah sabah? Yemeği zehir etme!

Yiğit: sana mı soracağım konuşup konuşmayacağımı?

Ali: konuşacaksan adam gibi konuş. Şuan susuyorsam da teyzem için susuyorum yoksa çoktan halletmiştim seni.

Yiğit: susma o zaman oğlum!

Ali birden ayaklanınca otomatikman herkes ayaklandı. Ben Ali'nin karşısına geçip yalvarır gözlerle baktım ona.

Yaprak: Ali'm,lütfen.

Mehmet (Ali'nin dedesi): oğlum oturun yerinize. Böyle konuşacaksanız hiç konuşmayın!

Hepimiz tekrar oturduk ve yemeğe devam ettik. Ama ortam hala gergindi.

Zorla Evlilik|AlYapWhere stories live. Discover now