altıncı bölüm•

2.7K 81 14
                                    

Ne diyeceğimi bilmiyordum; hayır desem Barış bakıyor, evet desem Barış beni istemeyebilir. Tek istediğim bir mucize olsun ve şu konuşmadan sıyrılayım. Şuan hiçbir seçenek mantıklı değil ve ikisini de söyleyemem. O anda Cemal koşa koşa geldi.
Cemal: "Acil gelmeniz gerekiyor, Burağın ayağına bir şey oldu."
Bende dahil herkes hızla yerinde kalktı, fakat onlar Burağın yanına giderken Cemal beni durdurdu.
Cemal: "Senin için dedim Nisa, sıkıştığını fark ettim."
"Yoo, ne ne sıkışması? Yok yani sıkışma, ben söyleyecektim son-"
Cemal: "Nisa artık yakın arkadaşım gibisin ve ben senin mimiklerini tanıyorum, zorlandın işte kabul et."
"Peki, evet zorlandım."
Cemal: "Barış'ı? Seviyor musun?"
"Ben,ıııı,şey,yaniii-"
Cemal: "Nisa?"
"Üf tamam, seviyorum. Kimseye söyleme lütfen Cemo."
Cemal: "Saçmalama, kimseye söylemem tabii ki ama bu Yasin'den kaçamazsın, bence eğer duyguların şiddetliyse Barış'a bunu belirtmen gerekiyor."
"Biliyorum Cemal biliyorum. Keşke söylemesi kolay olsa. Ya beni arkadaş olarak görüyorsa ve söylersem, o zaman yüzüme bile bakmaz."
Cemal: "O zaman duygularını azaltmalısın."
"O nasıl olacak?"
Cemal: "Barış'a biraz kötü davran, biliyorum istemiyorsun ama başka yolu yok Nisoşum."
"Peki Cemoşum."
Düşünüyordum, gerçekten Barış'a biraz kötü davransam hislerim azalır mıydı? Umarım tahmin ettiğimden daha kolay olurdu. Sevdiğiniz bir adama kötülük yapmak garipçe biliyorum ama başka çarem yok. Yapmam gerekeni yaparsam artık Yasin'de soru sormaz. Barış'ın anlamamasını değil kırılmamasını istiyorum. Cemal'e sarılmıştım, ayrıca teşekkür ettim. Cemal, çok iyi bir dosttu. Moralim bozukken beni motive ediyordu.

Villa oyununa gelmiştik ama ödül sadece  villa değildi. Villa, kuzu şiş, fotoğraf çekilme ve küçük oyuncaklar olduğunu söylediler. Barış ödülü duyunca Cemal'in ve benim elime çaktı. Yapamıyordum işte, o elime dokunduğu an bütün vücut sistemim yerle bir oluyor.

Oyuna çıkmıştık. Şuan Mert ve Yasin oyundaydı. Barış sakatlığı nedeniyle oynayamadığı için benchte oturup tezahürat yapıyordu. Yasin atışlara gelmişti ve çok heyecanlıydım. İçlerinden  -bende dahil- "hadi artık at şu topuuuuu!" diye geçirdiklerine yemin ederim ama kanıtlayamazdım. Oyunu Mert kazanmıştı, Yasin yine sinirlenip benche geldi. Evrim ve Berkan takıma sürekli motivasyon veriyordu. Sıra bana gelmişti, oyuna Aycan ile çıkıyordum. İlk önce havuza atladım, derin suda bile Barış'ı düşünecekken oyuna konsantre olmam gerektiğini hatırladım ve hızlanmaya başladım. O dönen tahtaya geldiğimden hızlıca sembolleri düşürdüm. Ardından birkaç tane daha engelden geçtim ve atışa geldim. Aycan iki engel arkamdaydı. Atışlar silindir şeklinde olan kalıpların içine topu sokmaktan ibaretti. Birinci topu 1/1 yaparak attım. İkinci topu atacakken Barış'ın sesini duydum, "Hadi Niss!".
Tam o sırada Aycan geldi ve birinciyi hemen attı. Bende ikinciyi atmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Tekrar tekrar deniyordum. Aycan ikinciyi ve üçüncüyü hemen attı. Moralim sıfır olmuştu. Hayatımda bu kadar kötü hissetmemiştim. Benche oturdum ve gözyaşlarını tutamadım. Cemal ve Berkan beni motive etmeye çalışsada olmuyordu. Barış benim tüm dengemi alt üst ediyordu, asla kötü anlamda söylemiyordum. Hem Barış'ı sevip hem oyun alamazdım, bir seçim yapmalıydım.  Yasin gelip beni motive etmeye çalışsada artık onun samimiyetine inanmıyordum. Artık Yasin'e güvenmiyordum. Ardından biri oyuna çıktı ve atışları yapıyordu. Benchte Barış ve ben vardık. Barış bana baktı.
Barış: "İyi misin?"
"Keşke iyi olabilsem..."
Barış: "Anlatmak istersen dinlerim, ayrıca kimseye söylemem."
"Teşekkür ederim Barış ama moralim şuan konuşmamı sağlayacak kadar iyi değil."
Barış: "Sen güçlü bir kızsın Nisa. Pes etmek sana yakışmıyor. Belki de Survivor 2020'nin en başarılı kız yarışmacıcısın. Seni sevenleri de üzmek istemeyeceğini biliyorum. Eğer bir problemin varsa paylaş benimle."
"Sen iyi birisin Barış."
dediğim anda Barış gelip bana sarıldı. Sonra benche tekrar oturdu.

Oyun 10-8 olarak Gönüllüler tarafından kazanılmıştı. Acun abi takımları topladı, herkes sıraya dizildi ve kameralar açıldı. Önce Ünlüler sonra Gönüllüler takımıyla konuşurken Acun abi, bana sordu.
Acun abi: "Bugün kazanan bir takım vardı ama Nisa, sana soralım neden böylesin? Moralini ne bozdu?"
Ne diyeceğimi bilmiyordum.
"Artık yapamıyorum... Dayanacak gücüm kalmadı." derken ağlamaya başladım. Kendimi durduramıyordum, o an biri beni göğsüne yaslamış omuzlarımı okşuyordu. Hem ağlıyordum hem kamera karşısında kendimi kötü hissediyordum. Kafamı kaldırdım ve beni göğsüne yaslayanın Barış olduğunu gördüm. Daha çok ağlamaya başladım ve yere çömeldim. Barış benimle beraber çömelmişti. Kulağıma "Lütfen sakin ol, ağlama." diye fısıldıyordu. Kalkmam gerektiğini hissettim. Barış ayağa kalktı, bende ayağa kalkarken belimden tek kolu ile tuttu ve sıraya sabitledi. Artık emindim. Hani iki seçeneğim vardı diyordum ya, artık bir seçeneğim kalmıştı. Oyunları da kazanmak istiyordum, Barış'ı da...


Suskun Adam  •NisBarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin