yedinci bölüm•

2.8K 84 8
                                    

-İKİ HAFTA SONRA-

"Barış bekle!"
Barış: "Artık beni rahat bırak Nisa, beni sevemezsin."
"Neden sevemem?"
Yüzüme baktı.
"Barış söylesene, seni neden sevemem ben?"
"Barış, konuş!"
Barış: "Çünkü..."
"Çünkü?"
Barış: "Seni...sevmiyorum."
Kalbim bıçaklanmış gibi hissettim, üstümden kaynar sular döküldü. Ben tam bir aptaldım. Ona hep inandım ve o beni sevmediğini söylüyor. Gözlerimdeki yaşları tutmadan akıttım. Bir sözle mutlu ruhum yerle bir oldu.

Korkuyla uyanarak yerimde sıçradım. Şükürler olsun ki rüya görmüştüm. Şuan kalkıp dans bile edebilirim. Peki bu yaşananlar rüya haricinde benim başıma yine gelirse? O zaman ne yaparım ben? Barış'ın yüzüne nasıl bakarım? Belki de Barış,ona olan sevgimi bilmemelidir. Neyin doğru ya da yanlış olduğunu ölçemiyorum artık.

Bu düşüncelerden sıyrılıp etrafıma bakmaya başladım. Evrim ateşi yakmaya çalıyordu, Cemal salıncakta sallanıyordu. Barış uyuyordu. Acaba rüyasında beni görmüş müdür? Ne diyorum ben ya? Havanın güzelliği içimi rahatlattı. Güneşli, ılık ve muazzam bir gündü. Kalkıp yürümeye başladım. Herkese günaydın dedim. Bugün yapmamız gerek bir takım oyunu vardı. Tablo yapacaktık. Açıkcası resim konusunda başarılı olduğum için kendime güveniyorum. Farklı şeyler yapmayı deneyeceğiz. O sırada Barış uyandı ve günaydın dedi. Gülümsedim.

Cemal: "Hadi artık tablomuzu yapmalıyızzz!"
"Eveeeettt Cemalım."
Barış: "Nasıl bir şey yapacağız?"
Evrim: "Farklı şeyler olmalı."
Cemal: "Hepimiz tuvale bir renk fırlatsın, herkesin bir rengi olsun ve bu içimizdeki enerjiyi simgeleyebilir."
Ardahan: "O zaman Berkan'ın rengi kırmızı olsun babuş, çok enerjik bir renk."
Herkes güldü. O sırada Barış'a baktım ve o da bana bakıyordu. Göz göze geldik, şuan ne düşündüğünü bilmiyorum ama bana nasıl baktığını hissediyorum. O kadar garip hissetmiştim ki kendimi Cemal'in yüzüne çevirdim. Yapmamalıyım, sonu iyi olmayacak.

Tabloyu yapıyorduk. Herkes tuvale bir renk sıçratıyordu ve sonra Barış geldi. Barış tuvale renk sıçratırken bizde o beklemeden onun yüzünü boyadık. Ama ben birden yüzünü boyamak için giderken takıldım ve Barış'ın üstüne düştüm. Bana renkli yüzüyle bakıyordu. Gözlerinin mavi ve yeşiline düştüğümü kaç kere söyleyeceğim bilmiyorum. Ayrıca gözlerinin tek renk olduğunu asla düşünmüyorum. Barış gözleri benim karmaşık duygularım gibi. Şuan onun gözlerine bakıp "SENİ SEVİYORUM YETER!!" demek isterdim ama hayatımda aksiyon istemiyorum. Barış'ın yüzünü tekrar boyayıp üstünden kalktım.
"Özür dilerim, yanlışlıkla oldu."
Barış: "Özür dileme, bilerek yapmayacağını biliyorum."
"Nerden biliyosun? Yani, belki gerçekten isteyerek yaptıysam? Ay yani şey isteyerek değil tabii ki."
Bana gülerek baktı.
Barış: "Sakin ol, bilerek yapsanda darılmazdım."
Gülümsedim sonra şaşırdım.
"Ama asla bilerek yapmadımm."
Barış yine güldü.
Barış: "Biliyorum Nis, sen gergin misin ne böyle bu davranışlar?"
"Nası.. davranışlar?"
Barış: "Normalde böyle davranmazsın, heyecanlısın biraz."
"Aaa tablo yapıyoruz ya, o yüzden."
Barış: "Peki, sana yardım edeyeyim mi?"
"Aslında ben yaparım ama neden olmasınn?"
Barış: "Peki o zaman."

Barış yanıma gelip bana tuvalde resim çizmeme yardım ediyordu. Bir meşale çizerken elini elimin üstüne koyup beraber çizmemiz için fırçayı aynı anda haraket ettirdik. Şok olmuştum, o elimi tutuyordu. Kalbim yerinden fırlayacak gibi hissediyorum, Allah kahretsin ki ayarlarımla oynuyordu. Kafalarımız birbirine çok yakındı. O tuvale bakarken ben ona baktım, size aramızda 0,1 santimetre olduğuna yemin ederim ama kanıtlayamazdım. Ona bakarken bana birden baktı. Sanırım ikinci bakışımızdı. Ve o zaman gerçekten inanmıştım, o beni kıramazdı. O benim süper kahramanımdı, salçalı kokonatımdı. O beni kendine aşık ettiği için ve beni reddedecek diye üzülmüyorum, ben onu tanıdığım ve sevdiğim için her gün şükrediyorum. Biliyorum, biz birbirimize aitiz. Biliyorum...

Suskun Adam  •NisBarWhere stories live. Discover now