on birinci bölüm•

1.8K 82 3
                                    

Evrim söylediğim sözün etkisiyle aşırı şaşırmıştı. Doğru mu yaptım diye Barış'a bakmıştım. Bana kızar gibi bakıyordu.
Evrim: "Şaka mı yapıyorsunuz siz?"
Barış'a baktım sonra kafamı Evrim'e çevirdim ve yaklaştım.
"Hayır, şaka değil. Biz birlikteyiz işte."
Evrim birden kahkaha atmaya başladı. Şaşırır gibi baktım. Kahkaha atmaya devam ediyordu.
"Sus artık, ne gülüyorsun?"
Evrim: "Aşırı komik çünkü! Sen ve Barış..." diyip tekrar gülmeye başladı.
Tekrar Evrim'e yaklaştım, dalga geçmesi canımı acıtıyordu.
"Sen ne dersen de biz birlikteyiz, bu hiçbir şeyi değiştirmez. İster yakıştır ister yakıştırma, umrumda değil."
Evrim: "Zaten yakışmıyorsunuz. Sen ağlak bir kızsın, Barış ise yalnız. Daha komik ne olabilir!"
Çok sinirlenmiştim ve alt dudağımı ısırıyordum. Hayır Nisa! Sakın kötü bir şey söyleme, hayır!
Evrim: "Emin ol sizi izleyenler de sevmeyecek." diyip kahkaha atmaya devam etti.

Dayanamadım ve gözyaşlarımla terk ettim orayı. Canım acıyordu, imkansız bir aşk için uğraşıyorduk. Canım çok acıyordu. Koşmak istiyordum, deli gibi koşmak. Deli gibi ağlamak istiyordum. Yapamıyordum. Ben güçlü bir kız değildim işte. İçimdeki acıyı durduramıyordum. Daha hızlı koşmaya başladım. Kamptan koşarak geçtiğimde Cemal "Nisa!" diye peşimden gelirken elimde dur işareti yapıp karşıya koşmaya başladım. O kaldı, ben koşmaya devam ettim. Hemen önümde nehir akıyordu. Ruhumu suya vermek istedim, bedenim dayanamıyordu. Tüm gücümle nehire atladım.

Suda nefesim kesilinceye kadar duramadığımdan birden kafamı suyun yukarısına kaldırdım. Saçlarımı geri atar atmaz başım onun başıyla karşı karşıya geldi. Peşimden gelmişti, burunlarımız birbirine değecek kadar yaklaştı. Nefesini hissediyordum. Gözlerimi kapatıp az önceki olayı unutmaya ve bu anı güzel kılmaya çalıştım. Saniyeler içersinde kafamı geri çektim ve derin bir nefes aldım. Gözümden bir yaş aktı. Sonra yine ona baktım. Bana yine yaklaşıp elleriyle yanaklarımı tuttu.
Barış: "Ben seni seviyorum, bu hiçbir şeyi değiştirmez."
Dayanamayıp daha çok ağlamaya başladım.
Barış: "Seni seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum. Bunu söylemekten asla vazgeçmeyeceğim."
Gözümden bir yaş akarken "İmkansız bir aşka sahip olsan bile mi?" dedim.
Barış: "Seninle olan hiçbir şey imkansız değil. Seni bırakmayacağım."
Nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum. Bunu bile beceremiyordum.
"Bırak beni..." dedim dudaklarımdan aralanan cümleyle. "Daha çok bağlanmadan bırak."
Barış: "Asla! Bırakmam seni!"
Kafasını kafama dayadı. İkimizde gözlerimizi kapattık.
Barış: "Seni..sonsuza kadar seviyorum."
İçimdeki huzursuzluk yok olmuştu. Ruhumu Barış'ın sevgisi kaplamıştı. İmkansız aşkı imkanlı yapan ben değildim. Ben onun sandığı kadar güçlü değildim. İmkanlı yapan Barış'tı. O çok güçlü ve huzurlu hissettiriyordu. Birden bana sarıldı. Daha çok huzurlu hissediyordum. Nehirin ortasında ikimiz kalmıştık.

Birbirimizin elini tuttuk ve adaya doğru giderken birbirimize bakıp bırakma kararı aldık. En azından Cemal hariç kimse görmemişti. Evrim'i var saymıyorum. Tek dileğim kimsenin görmemesiydi. Çünkü görürlerse işler daha büyüyebilirdi. Bazen Survivor'a keşke gelmeseydim desem de bazen iyi ki de gelmişim diyorum. Eğer gelmeseydim Barış'ı tanıyamayacaktım. Gelmeseydim hayatım nasıl olurdu tahmin edebiliyordum. Çekya'da normal hayatıma devam ederdim.

Derin düşüncelere dalmışken birden ekipten biri beni ve Barış'ı çağırdı. İlk başta anlamsız bir şekilde baktım. Neden ikimizi çağırıyorlardı? Sandalyelere oturduk ve tüm set ile görevli olan bir adam bizle konuşmaya başladı.
"Lafı uzatmadan başlayacağım, kameralardan gördüğümüz kadarıyla sizin bir ilişkiniz var."
Hızla Barış'a döndüm. O da aynı tepkiyi yaptı. Alt dudağımı ısırdım.
"Burası Survivor. Birbirinizden hoşlanabilirsiniz ama bu durumu ekranlara yansıtamayız."
Yine suratım asılmıştı. Yine üzülüyordum. Yine canım acımaya başlıyordu fakat Barış beni görüp adama soru sordu.
Barış: "Peki nasıl olacak? Nisa'yı seviyorum. Ondan ayrılamam."
Ona bakıp gülümsedim.
"Ayrılmayacaksınız ama oyunlarda uzak olacaksınız. Bu görüntüleri yayınlamayacağız. Adada da az görüşseniz daha iyi olur."
Yine birbirimize baktık. Bu olayı sanki hissetmiştik. Kötü bir şey olacağını biliyorduk. Yine mesafe olacaktı aramızda. Olsun, ben onu böyle de severim..

Suskun Adam  •NisBarWhere stories live. Discover now