I can't touch you anymore.

4.1K 681 328
                                    

Minho elindeki bebekle hızlı hızlı koşarken havaalanının zemini ayaklarının altından kayıyordu. Kucağındaki bebek o kadar ağırdı ki arada bir düşecek gibi oluyor ama koşmaya devam ediyordu.

"Onu geri getir!" dedi Jisung onun arkasından bağırırken.

Minho durup arkasına döndüğünde kollarındaki çocuk daha da ağırlaştı.

"J-Jisung." dedi nefes nefese.

"O sensin."

"Hayır." dedi Jisung.

"Tekrar bak."

Minho kollarına baktığında taşıdığı şeyin bir yığın kanlı et olduğunu fark edince korkuyla geriye sıçradı.

Bu sırada yığın Minho'nun ahşap zeminine yayıldı ve çatlaklardan sızıp gözden kayboldu.

"Ben-" dedi Minho.

"Ben evimdeyim Jisung." dedi.

"Rüya görüyorsun." dedi Jisung diz çökmüştü, gözleri yere bakıyordu.

"Bana geri gelmedin mi?" dedi dehşet içinde Minho.

"Vazodan çıkıp bana geldin!"

"Bana aitsin!" dedi. Çılgınlar gibi bağırıyordu Minho.

"Öldüm." dedi Jisung. Tıpkı o iğrenç yığın gibi gittikçe şekilsizleşiyordu.

Çatlaklardan aşağı boşluğa doğru kayarken mırıldandı.

"Zavallı ben."

"Senin yaptığın sonra da kenara attığın bir şeyim."*

Minho nefes alamadığını fark ettiğinde debelenerek yüzünü yorganından çıkardı.

Teriyle göz yaşı birbirine karışmıştı. Yüzünü birkaç kere sıvazlayıp perçemlerini eliyle geriye itti.

Hala hızlı atan kalbi ona rahat vermiyordu. Yutağına çöreklenen yumru sürekli gözlerini dolduruyor içindeki pişmanlığı suluyordu.

"Özür diledim Jisung." dedi ağlarken.

"Bu kadar korkak olduğum için, herkesten çekindiğim için, aptalın teki olduğum için özür dilerim."

Gözleri saate kaydığınında derse gitmesi gerektiğini hatırladı.

Terden ıslanmış tişörtünü çıkarıp zemine bıraktığında banyoya dengesiz adımlarla ilerleyip kendini kabine tıktı.

Dreamer. minsungWhere stories live. Discover now