5

350 26 25
                                    

Arabadan inip kapıyı çaldığımda kapıyı orta yaşlarda bir kadın açtı. "Merhaba tatlım sen Jess olmalısın, Peter seni bekliyordu" dedi gülümseyerek. Tebessüm edip içeri geçtim. "Peterlar üst katta sen çık istersen" dedi bende yukarı çıktım. Sanırım Peter'ın annesiydi.

Yukarı çıkıp konuşma sesleri gelen odanın kapısını tıklattım. Peter "GEEEL" diyince içeri girdim. "Selam" dedim. Birden sebepsiz yere utanmıştım. İçerde bir kız daha vardı. "Selam gelsene" dedi Peter yattığı yerden elini yere patpatlayarak. Yanına geçip oturdum. "Adın ne?" diye sordu yatakta oturan kıvırcık kahverengi saçlı kız. Onu daha önce hiç görmemiştim.

"Jessica Daphne Stark" dedim. "Vay canına bir gün okula gelmedim ve okula bir Stark mı başladı?" dedi gülerek. Sonra devam etti "Bende Claudia Skyler ama sen Cloud diyebilirsin" dedi. "Espirili bir adın varmış" dedim gülerek. "Peter ve Ned ile ilk tanıştığımda onalrda böyle demişti" dedi. "Çünkü espirili bir adın var" dedi Peter.

Bir süre konuştuktan sonra "Derslerde bana yardımcı olmanız gerekebilir, benim çalışma hızım size uyumyor olabilir" dedim. "Peter sana yardımcı olabilir onun dersleri iyi" dedi Cloud.

Tam o sırada birden o şey oldu. Tekrardan ordan soyutlandım ve... Bu sefer o geceye geri dönmüştüm. Tony'nin yanında oturmuş oyuncaklarımla oynuyordum. Babam yanıma gelip bana baktı. "Jessie abini biz yokken üzmiyeceğine söz ver" dedi. Gülümsedim "O beni üzmezse bende onu üzmem" dedim. Saçlarımı karıştırdı. "Tony biz gelene kadar ona iyi bak, daha çok küçük ve bilmeden yanlış şeyler yapabilir" dedi Tony'e bakarak. "Merak etme baba, çocuk değilim artık ona bakabilirim" dedi.

Annem yanıma oturup saçlarımı okşadı ve yanağımı öptü "Biz gelene kadar yaramazlık yapma tamam mı" dediğide başımı salladım. Tony'i de öptü ve "Sana güveniyorum Tony" dedi.

Tam kapıdan çıkacaklarken ikisine de sarılıp ağlamaya başladım. Annem beni kucağına alıp "Tatlım yapma, biliyorsun geri döneceğiz. Söz veriyorum" dedi beni tekrar öperek. Göz yaşlarımı silip ikisine baktım "Gitmenizi istemiyorum" dedim. Babamda bana sarıldı ve "Göz açıp kapayıncaya kadar geleceğiz" dedi ve yanağımdan öptü.

Gitmişlerdi ve ben koltukta dizlerime sarılmış oturuyordum. Tony odasından telefonla çıkıp yanıma oturdu. Gözleri dolmuştu. Beni yanına çekti "Jess anne ve babam onlar- onlar artık yanımıza gelemeyecekler" dedi. Sesi titriyordu. Birden ağlamaya başladım "Söz vermişlerdi! Hani hemen geleceklerdi!" dedim. Tony burnunu çekti "Onlar de bilmiyordu" dedi ve beni kucağına alıp odama götürdü. Beni yatırınca yanıma uzandı ve saçlarımı okşamaya başladı. Bende ona sarılıp ağlıyordum.

Yanına gittim ve yatağa oturdum. Kimse beni görmüyordu. Tony'e dikkatlice bakınca onun da ağladığını gördüm. Bana belli etmemek için sessizce kıpırdamadan ağlıyordu. Herşeyi tekrardan yaşıyordum. En ufak detayına kadar.

Birden bir yolun ortasına geldim. Bir araba vardı. Ve yanında da bir motor. Motorlu adam birden eliyle arabaya dokundu ve araba yoldan çıkıp ağaca çarptı. Arabaya yaklaşınca Annem ve Babamı gördüm. Yüzleri kanlar içindeydi. Tam adamın yanına giderken herşey kayboldu.

Tekrardan Peter'ların yanına dönmüştüm. Titriyordum, üşüyordum, gözlerimden yaşlar akıyordu ve bunları durduramıyordum.

Hepsi başıma toplanmış ne olduğunu iyi olup olmadığımı soruyordu ve korkmuş gözüküyorlardı. Tabii hiçbirşey yokken yanımda biri ağlamaya başlasa bende korkardım.

Burnumu çekip "Ö-önemli birşey değil ben-" derken "Nasıl önemli birşey değil birden ağlamaya başladın" dedi Peter sözümü keserek. Derin bir nefes aldım hemen birşey uydurmam gerekti. "Ben bugün okulun ilk günüydü o yüzden stres yaptım ve eski erkek arkadaşımla da böyle vakit geçirirdik, sizle olduğu gibi, bende birden hatırladım ve- üzgünüm" dedim. "Bir çocuk yüzünden mi ağlıyorsun şuan" dedi Peter tuhaf tuhaf bakarak. Cloud birden bağırınca hepimiz yerimizden sıçradık "PETER KAPA ÇENENİ ONU GAYET İYİ ANLIYORUM! HEM SEN KIZLARDAN NE ANLARSIN Kİ!" diye bağırdı ve bana sarıldı. "Oh Jess eğer istersen bir ara bu aptallar yokken bana anlatabilirsin" dedi. Bende ona sarıldım ve "Uhm teşekkür ederim Cloud" dedim.

"Eğer bir daha bu ağlama meselesini açarsanız sizi keserim!" dedi Claudia elini tehdit edercesine sallayarak. Bu kızı acayip sevmiştim. Ned ellerini kaldırdı ve "Hey sakin ol İmparator Claudious. Bizi öldürme!" dedi. Buna ben gülerken Cloud Ned'in kafasına bir tane patlattı ve bunun üstüne kahkaha attım.

Az önce olanları unutamıyordum ve bu da benim için hiç iyi değildi. En sonunda başımın çok ağrıdığını söyledim ve Tony'i aradım. Eğer onu çağırmasaydım 2. bir patlama yaşayabilirdim ve bu sefer ne dersem diyeyim kimseyi inandıramazdım.

Tony gelince onlarla vedalaşıp arabaya bindim. Bana telefon numaralarını vermişlerdi, bende onlara kendi numaramı vermiştim.

"Neler yaptınız?" diye sordu Tony. "Sohbet falan ettik. Şey birde... Ben... Bana tekrardan o şey oldu. O geceyi gördüm" dedim sesim titreyerek. "Seni gördüm, kendimi, annemizi, babamızı, telefonla konuştuğunda bana söylediğin anı. Herşeyi en ufak detayına kadar gördüm. Ama bu sefer olayları dışarıdan izliyordum" dedim. "Bunları gördükten sonra hepsinin ortasında birden ağlamaya başladım, sorun olmadığın zar zor inandılar" dedim. "Şimdi iyi misin?" dedi. "Sanırım, ama tekrardan o geceyi yaşamak. Hissettiğim herşeyi tekrardan hissettim" dedim gözümden bir damla yaş akarak "Sadece o gece bana yalan söylediklerini düşünüp onlara kızmıştım ama artık anlıyorum" dedim.

Artık herşeyi anlıyordum. Ve bu onların suçu değildi, motorlu adamın suçuydu...

Lightbreaker | MarvelTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon