7

249 19 0
                                    

Tony silahı görünce kaşlarını çatmıştı. "Nasıl yani birden yok mu oldular" diye sordu. "Aynen sarı bir ışık huzmesinin içinde" dedim. "O adamları bulaşmasanız çok iyi olur" dedi silahı masasına koyarak. "Niye kim olduklarını biliyor musun?" dedim. "Evet ve o adamlarla uğraşmanı istemiyorum" dedi sertçe. İçimden çok biliyorsun sen dememe rağmen sakince "Peki" dedim. "Ha birde benim şu zırh çok büyük biraz daha küçlütsen çok iyi olur " dedim. "Toz zerreciğine dönüştüremem o zırhı" dedi. Bende sırıtarak "SEN bir Stark'sın istediğinde neler yapabileceğini biliyorum" dedim. Başını olumsuz anlamda sallayıp çantamdan zırhı çıkardı "Ben iş yaparken ayak altında dolaşma, bitince haber veririm" dediğinde labaratuvardan çıkıp odama geçtim.

Çoktan habarlere düşmüştü. Ya kostüm giyen birkaç ucubeyle uğraşıyorduk yada uzaylı istilası başlamıştı. O sırada bilgisayarın köşesinden gelen bildirime baktım. Bana bir blog açmışlardı. Kaç tane hayranım vardı acaba. Bu hayranlık dönemini çok iyi biliyorum ve cidden berbat birşey. Sayfaya girip baktığımda birsürü edit, video ve fotoğrafımla karşılaştım ve istemsizce gülümsedim. Birkaç hayran sayfasını stalkladıktan sonra bilgisayarı kapatıp telefonuma girdim.

Cloudia mesaj atmıştı.

Cloud ☁️

Hey naber asi Stark

Asi Stark mı xd

Evet, Flash olayını unutamıyorum. Ağladı mı ?

Yanımda hayır. Ama eve gidince ağladığına yemin edebilirim

Hala neden bizim okula geldiğini çözebilmiş değilim. Neden daha iyi bir okula gitmedin?

Bende bilmiyorum. Tony orda güvendiği kişilerin olduğunu söyledi.

Pekiii

Yarın görüşürüz asi Stark

Yarın görüşürüz Cloud

Tony'nin sesiyle koşarak aşağı indim. Elinde iki tane mavi bileklik vardı. "Ikisini de takman gerek birde şu lensleri takacaksın. Lensler istediğinde sanki zırhın içindeymişsin gibi, önünde bir bilgisayar varmış gibi görmeni sağlayacak." dedi. Evet bu kadar beklememiştim yani cidden, Woah mükemmeldi. Bileklikleri ve lensleri taktım. "Bu lensleri çıkartmam gerekiyor mu? Uyurken falan" diye sordum. "Hayır esnek olduğu için gözüne bir zarar vermez hatta koruyucu özelliği var" dedi. "Deneme sürüşüne çıkabilirim herhalde" dediğimde "Neden olmasın, benimde deneme sürüşüne ihtiyacım var" dedi.  Kendş bilekliklerindeki birkaç düğmeye basınca küçük demir parçaları yavaşça vücudunu sarıp bizim Iron man zırhını oluşturdu. Bende aynı düğmeleri basınca mükemmel Lightbreaker zırhım ortaya çıktı.

Gözüme taktığım lensler sayesinde birden önüme zırhın hologram hali çıktı. Cidden havalıydı. "Merhaba Bayan Stark ben Jack, Bay Stark'ın sizin için programladığı-" sözünü kestim. "Biliyorum, biliyorum. Senin adın neyin kısaltması peki? Tony kısaltmaları sever" dedim. "Haklısınız Bay Stark kısaltmaları seviyor. Ama size bunu söylemeye iznim yok. Şimdilik." dedi. "Evet meraklandırmayı da seviyor" dedim. "Tamam madem henüz öğrenemeyeceğim, o zaman bana neler yapabildiğini anlat." dedim.

"Teknik olarak istediğiniz herşeyi yapabilirim. Bay Stark kendi kendini güncelleyen bir program tasarladı" dedi. Bu işi sevmeye başlamıştım. "Peki istersem izlenme cihazını da devre dışı bırakabilirsin o zaman" dedim sırıtarak. "Şey evet ama bunu pek tavsiye etmem." dedi. "Tavsiyelerine ihtiyacım yok, henüz devre dışı bırakmana gerek yok. Ama ne olur ne olmaz." dedim. "Peki Bayan Stark." dedi. "Çok resmisin bana Jess de, Tony'den bahsederken de Tony diyebilirsin." dediğimde "Peki Jess" dedi. Evet biraz tuhaf olmuştu ama resmilikten hoşlanmıyordum. Yani biraz hoşlanıyordum ama gerektiği kadar.

Uçmaya başlamıştım. Şuan pek bir gelişme yoktu. Yani Tony pek bir değişiklik yapmamıştı. Şehrin üstünde bir tur atıp eve döndük. Tony yorgun olduğunu söyleyip odasına girmişti bende onun uyduğuna emin olduktan sonra hiç çıkmadığı labaratuvarına girdim. "Hadi biraz Tony'nin gizli saklı işlerini kurcalayalım." dedim fısıldayarak. "Jess bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum, eğer Tony yakalarsa-" sözünü kestim "Yaklamamasını sağla, kameraları kapat." dedim. Masasını karıştırmaya başladım. Bir sürü kroki ve çizim falan vardı. Pek önemli bir şey yoktu. Bu sefer dosyaların olduğu dolaba gidip bakmaya başladım. Birden bir dosya dikkatimi çekti. Üstünde Howard Stark yazıyordu. Dosyayı çekip açtığımda içinden bir zarf düştü. Zarfın arkasına baktığımda babamın bunu Tony'e yazdığını anladım. 

Tam zarfı açtığımda Jack "Jess, Tony geliyor. Saklansan iyi olur." dedi. Küfür edip zarfı cebime yoktum ve dosyayı hızla dolaba geri koydum. Labaratuvardan bahçeye çıktım tam zırhımı giymiş odama çıkacakken Tony'nin sesiyle iç çektim. "Jess cidden, burda kamera yok mu sanıyorsun?" dedi sakince. Zırhı çıkarıp geri labaratuvara girdim. "Ne?! Herşeyin gizli saklı neler karıştırdığını öğrenmek istedim. Saatlerce burdan çıkmıyorsun." dedim. "Uğraştığım şeyleri biliyorsun." dedi. "Hepsini bilmediğime eminim. Gizli saklı yaşamaya bayılıyorsun Bay Stark!". "Bu ne şimdi kardeş tribi mi atıyorsun?" dedi gülerek. "Madem öyle anlamak istiyorsun, ben odama gidiyorum" dedim yapmacık bir kızgınlıkla. "Abi kardeş film izleyebilirdik". Gözlerimi kısıp ona baktım ve "Benim istediğim film olacak ama." dedim. "Sen bilirsin, bana uyar. Ben mısır patlatırım sen film seç" dedi. Bende koşarak yukarı çıktım. Filmi 2 dakika geçmeden seçmiştim. Şimdi sıra babamın mektubundaydı. Mutfağa baktığımda Tony hala mısır patlatıyordu, bende fırsattan istifade zarfı açıp okumaya başladım.

"Tony, bu mektubu bulduğunda yanında olmayacağım biliyorum. Senden tek isteğim ona iyi bak... O çok özel biri, ne pahasına olursa olsun onu koru. İlerde ne demek istediğimi anlayacaksın. Sadece dediğimi yap, ----------------------------------------------------------------------------------------... Gerçekleri ona hissettirme."

Mektubun bir kısmını istesemde okuyamıyordum çok bulanık gözüküyordu. Birden ne olduğunu anladım ve "Jack eğer lensteki şu şeyi kaldırmazsan cidden seni parçalarım. Dalga geçmiyorum, seni parçalarım ve Tony'den yeni bir tane yapmasını isterim" dedim sinirle. "Jess, Tony bunu yaptığımı öğrenirse-" "Bence iki türlü de hiç iyi olmaz ama parçalanmak istenmediğine eminim." dedim. Birden bulanık yerler normal haline döndü. Okuduğumda neler hissetiğimi tahmin edemezsiniz. Gerçekten. Anlamamıştım, anlayabileceğim birşey değildi. Anlamak isteyeceğim birşey değildi.

Lightbreaker | MarvelWhere stories live. Discover now