2.9 (tHe EnD)

2.8K 197 163
                                    

H I L M I

Her hikâyenin bir sonu oluyordu, mutlu veya mutsuz bir şekilde bitiyordu. Bizim hikâyemizin başladığı o günden itibaren çok zorluklar çekmiştik. Okuldakiler bir şekilde bizim birlikte olduğumuzu öğrenmişlerdi. Homofobik tayfa okul çıkışları arada bizi yakalar ve döverek canımızı acıtırdı. Talha ile yaralarımızı birlikte sararak, el ele tutuşarak bu zorlukları aşmaya çalışmıştık. Ailelerimizin durumumuzu fark etmesiyle destek çok gecikmemişti, müdüre gidip şikayetçi olmuşlardı. Birkaç olaydan sonra tümüyle düzelmişti.

Talha'nın sınav yılı geldiğinde girmek yerine mezuna kalmıştı. Benim sınav yılım geldiğinde birlikte çalışmıştık ve üniversite için yurt dışına gitmiştik. Sınavı ikimizde geçtiğimizde Hollanda da okumaya başlamıştık. Buradakilerin bizi desteklemesi çok güzel bir histi.

Üniversite bitmiş, orada Talha ile evlenmiştik. Rachel adında küçük bir kız evlat edinmiştik. Ardından Japonya'ya taşınıp burada yaşamaya başlamıştık. Japonya'ya taşınmamızın nedeni; ikimizi anlatan kiraz ağacının burada olmıydı.

Yanımda uyuyan meleğe bakarken siyah saçlarını okşayıp, çok zor şeyler atlattığımızı düşünüyordum. Kapının aniden açılması ile bakışlarım elini silah yapmış sarı saçlı kızımıza dönmüştü.

"Bu bir baskındır."

Rachel koşup aramıza atladığında Talha uykudan uyanmıştı. Rachel'a daha sarılmaya başladığımda Talha kollarını göğüsünde bağlamış triplenmişti.

"Hani Talha babaya?"

Rachel kollarını iki yana açmış kafamızdan tutarak kendine çekmişti.

"Ben de ikiniz için de yer var babalarım."

"Bu lafları Hilmi babandan öğreniyorsun değil mi?"

Rachel kıkırdayarak bana bakarken ben de ona gülümseyip işaret parmağımı uzattım, o da işaret parmağını uzattığında aynı anda "Yakalandık." dedik.

Bu bizim bir hareketimizdi, bir şey yaptığımızda bu hareketi yapar gülerdik.

"Kahvaltı yapalım mı? Ne istersin Rachel?"

Rachel iki elini açmış bağırmıştı.

"Krep istiyorum, Talha baba!"

Talha da onun gibi iki elini havaya kaldırmıştı.

"O zaman krep yiyelim!"

Rachel aramızdan çıkmış kapıya doğru koşarken bağırmıştı.

"Ben prenses Silvia'yı uyandıracağım!"

Rachel oyuncak bebeğinin yanına giderken Talha'ya yaklaşıp başımı ona yasladım.

"Talha."

Bana 'hmm' gibi bir ses çıkartırken bir yandan kolları iki yanımı sarıyordu.

"Ben çok mutluyum ve bu mutluluğun bozulmasını istemiyorum."

Kocamın kolları arasında kendimi çok huzurlu hissediyordum ve ağlamamak için kendimi çok zor tutuyordum.

"Bozulmayacak, çok çektik artık bizim mutlu olma zamanımız."

Ölüm Savar • Bl | Texting [Bitti]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin