Fotoğraf

732 68 39
                                    

"Ben bu İngilizce'den hiçbir şey anlamıyorum." Sana hayıflanarak arkadaşı Momo'ya sırnaştığında Yuta kıskançlıkla sevgilisini kendine çekti. "Gerçekten kızlardan mı hoşlanıyorsun acaba?"

Sana gülerek burnunu Yuta'nın boynuna sürttü. "Hayır ben seni seviyorum." Yuta bu cümleyle yumuş yumuş olurken Mina güldü. "Şuna bakın tek kelimeyle tav oluyor."

Yuta onunla dalga geçilmesini umursamadan yüzünü boynuna gömen sevgilisi ile huzurla gözlerini yumdu. İlkbahara girmişlerdi,büyük ağacın serinlik veren gölgesinde oturuyorlardı.

Gençliklerinin en güzel dönemlerini geçirirken daha ne isteyebilirlerdi ki?

Uzaktan gelen Hiroshi yüzündeki piercinglerle karakterini yansıtırken sinirle elindeki su şişesini çimlere fırlattı.

"Şu profesörün kafasını koparmak istiyorum bakın." Sinirden deli olmuş bir şekilde kendini çimenlere bıraktığında Mina merakla ona baktı. "Yine ne oldu?"

"Bölüm başkanlığından beni aldı." Çok normal bir şeymiş gibi konuştuğunda herkes kocaman gözlerle ona baktı. "Aferin gerizekalı,git adamın ayaklarına kapan.

"O göt herifin ayağına kapanmak,konuşmam bile ben onunla." Momo onu onaylamaz bir şekilde başını olumsuzca sallarken asi Hiroshi uyuklayan çifte baktı.

"Ay şu sevgililerdende nefret ediyorum bir bilseniz!"

Yuta ve Sana'ya eğilerek bağırdığında herkes kıkırdamıştı. "Kıskanma." Yuta nispet yapar gibi Sana'yı iyice sarmaladığında Hiroshi gözlerini devirdi. "Ben tek tabancayım oğlum,ne kıskanıcam sizi?"

Yoko elindeki sütü içmeyi bıraktığında hiçbir mimik ifadesi göstermeden konuştu. "Hiroshi,sevgili yapmaya çalışsanda kimse sana bakmaz bu tiple emin ol." Yoko aynı bir robot gibiydi.

Hiroshi kızın dediği şeye sinirlenirken,Yoko umursamaz bir tavırla  bitmiş sütünü çöpe atmak için ayaklandı.

"Akşam görüşürüz." Hiroshi'de hesap sormak için peşine takıldı. "Hey,bana bak manyak Yoko!" Mina ve Momo ise onları ayırmak için ayaklanmıştı.

"Biz şunlara bakalım,akşam buluşmayı sakın unutmayın." Mina uyarırcasına konuştuğunda Yuta hafifçe başını salladı.

"Sonunda tek kaldık." Yuta çimenlere uzanırken sevgilisini de kendinden ayırmadı. "Yuta ben çok mutluyum." Hayatı boyunca hiç bu kadar güvende hissetmemişti. "Bende hayatımın aşkını buldum işte Sana..."

Sana kıkırdarken Yuta'da ona eşlik etti. "İyiki seni öptüm o gün,iyiki kafanı şişirdim." Gururla konuştuğunda Sana sevinse miydi,üzülse miydi? Bilemedi. "Kafam gerçekten acıdı ama."

"Sonunda sevgilin sinirli öpücüğü ile iyileştirdi ama." Meydan okurcasına konuştuğunda Sana başını kaldırıp ona baktı. "Ay sen peri misin?" Sana ona küçük bir bebek muamelesi yaparken Yuta gözlerini devirdi. "Ayıyım ben. Bir öğrenemedin şunu."

Sana üstten ona onaylamaz bakışlar attı. "Tch,tch. Geleceğin doktoru Nakamoto Yuta'sın sen kendine gel." Asla millete benim sevgilim tıp okuyor diye hava atmıyordu,kesinlikle. "Doğru ben tıp okuyorum be!"

"Aylar öncesine zeki Japon'lardık..." Yuta, Sana'nın mimiklerini izlerken ayrı bir keyif alıyordu. Bu kızın her şeyi keyif veriyordu ona. "Güzelim."

Sana kendi kendine bir şeyler düşünürken Yuta'nın seslenmesi ile bakışlarını ona yöneltti. "Hm?"

"Fotoğraf çekinmeyi unuttun." Sana hemen telefonuna uzanırken unuttuğu için kendine sinirle kızıyordu. "Ay nasıl unuturum ben bunu? Poz ver poz."

diurnal ➳ sana + yuta ✓Where stories live. Discover now