BÖLÜM 1 ɸ mavi gözlü dev

517 26 27
                                    

İlk bölüm yayın tarihi: 05.10.2023

KISIM I

BÖLÜM 1 mavi gözlü dev

Kötü haberler kendini önceden belli eder.

Bu tarihin neresinde konan bir kuraldı, bilmiyorum. Ama şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki bu kural istisnasız her zaman işler. Tıpkı şu an olduğu gibi.

Sabah gözlerimi yağışlı bir Ankara sabahına açtığımda bu mart ayında olağan sayılabilecek bir hava koşuluydu. Kasıklarımdaki ağrı, üstüme çöken havanın ağırlığı ve Hatun teyzenin o sabah beni uyandırmaya gelmeyişi birer işaretti aslında. Sadece ben sabaha karşı tırmandığım yatağımda durumu fark edemeyecek kadar uykusuz ve huysuz kalkmıştım. Bir önceki gece düzenlenen yarış aklıma düştüğünde dudaklarım kıvrılmış ve ikinci oluşuma bile mızmızlanamayacak bir keyifle banyonun yolunu tutmuştum. Sıcacık bir duşun beni toparlayacağına inancım tamdı. Nitekim buğday tenimi kızartan suyla haklı da çıkmıştım. Keyifli bir şekilde hazırlanmış bu sırada saç şekillendiricimin marifetlerini yansıtıp şekillenmeyen saçlarım veyahut kazara çarpıp kırdığım parfüm şişem tadımı kaçıramamıştı.

Mutfağa girdiğimdeki hummalı çalışmanın nedenini sorgulamak aklımdan bile geçmedi. Aslında Hatun teyzenin benim için hazır ettiği bir termos sütlü Americano ile tostumu kapıp dışarı fırladığımda önüme dikilen Durukan'a kadar her şey yolundaydı.

Durukan. Bir abiden farksız olan korumam. Babamın çoğu zaman benden daha çok güvendiğini düşündüğüm adamı. Bana göz kulak oluşu annemi yeni kaybettiğim dönemlere uzanıyordu ki bu neredeyse tüm hayatım demekti.

"Okyanus, gecen nasıldı?"

Şeytani bir gülüş dudaklarıma yerleşti. "Harika! Senin nasıldı?"

Dalga geçtiğimi ikimiz de biliyorduk. Babamın beni sevdiğini ve güvenliğimi düşündüğünü biliyordum. Özellikle detaylara hakim olmasam da annemin ölümüyle bir çeşit paranoya geliştirmişti güvenliğim konusunda. Bu yüzden olabildiğince izole bir yaşam sunmuştu bana. Altın kafesteki o bülbül var ya, hah, işte onun ta kendisiydim!

Bilirsiniz, kimi köşeye sıkıştırırsanız sıkıştırın genelde alacağınız cevap bir teslimiyet olmaz. Benimki de elbette olmamıştı. İsyanımı babam ve kan kardeşi Demir Dağlı'nın etrafıma ördüğü etten duvarları aşarak gösteriyordum ben de. Zamanında yaşadığım birkaç tatsız tecrübe olmuştu elbette ancak bu beni babamın adamlarıyla köşe kapmaca oynayıp evden sıvışmama engel olacak değildi.

Ben özgür olmalıydım!

Annem adımı yok yere Okyanus koymuş değildi ya! Elbette adaşlarım gibi özgür olmalı ve dilediğim sahilde mesken tutabilmeliydim. Bunu sağlayacak maddi imkanlarım varken susup kenarda taş bebek gibi oturmamı beklemek onların akıl almaz tutumuydu yalnızca.

"Keyfin yerinde olduğuna göre sen kazanmışsın." Bıyık altından güldüğünü görebiliyordum. Şartlar ne olursa olsun bana araba kullanmayı Durukan öğretmişti ve kazandığım yarışlarla gurur duyuyordu. Yarış anını izlemediği sürece. Bir keresinde öyle bir gaflete düşmüştü ve bitiş çizgisini geçtiğim anda kulaklarına dek kızarmış öfkeli bir boğa gibi dibimde bitmişti. Ne denli korktuğunu görmüştüm ama o özgürlük hissini ve adrenalini seviyordum. Hızı ve tutkuyu... Kim bilir belki de insani duygu açlığımı bu şekilde tatmin ediyordum.

"Yanlış tahmin," dedim arabaya doğru yürümeye başlarken. Elindeki şemsiyeyi beni daha çok koruyacak şekilde hafif ilerletti. "Biliyorsun, söz konusu arabalarsa kıskanmayacağım tek kişi Bulut."

ISIRIK SERİSİ ||EMANET||Where stories live. Discover now