Şeytan&Melek Dünyası

Kral Luke

Herkes Dan ve İris'e kötü kötü bakıyordu. Orası Dan'in dediğinden daha kötüydü ve krallığın önüne geldiler ve atlarını bağladılar. İçeri girdiler ve Kral Luke ile karşılaştılar. Kral Luke siyah saçlı, kan kırmızısı gözleri, hasar görmüş şeytan kanatları, 180-185cm arası boyu, dik duruşlu, kendinden emin, yüzüne bakınca soğuk kanlı bir görünüşü vardı ama 20-21 yaşları arasındaydı yani kral olmak için biraz gençti. İris içinden "Oha! Adamdaki karizmaya bak!" der ve Kral Luke ciddi bir sesle "Kraliçe İris, buraya neden geldiğinizi biliyorum." dedi ve İris "Evet Kral Luke, işimi hemen bitirip krallığıma dönmek istiyorum." Luke sinsi bir gülümsemeyle "Birkaç gün burda kalmanızı istiyorum, bu teklifi kabul edecekseniz odalarınız hazır." Dan, İris'in kulağına fısıldayarak "Bence bu teklifi reddetmelisiniz..." İris ilktan reddetmek istedi ama sonra "Kabul ediyorum ama sadece bir hafta" dedi ve Luke "Tamam." diyerek onayladı. Saçları beline kadar örgülü yeşil saçlı, siyah gözlü bir şeytan onları odalarına götürdü ve İris tek başına kalınca yatağına oturdu ve "Şeytanlar hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum." deyip odadan çıktı ve Luke'un tahtta elinde bir aynayla kendine baktığını görür. Yanına gider ve "Kral Luke" diye seslenir ve Luke elindeki aynağı arkasına koyup ayağı kalkıp "Kraliçe İris? Ben sizi hemen uyursunuz sanmıştım." İris bunu itaraz ederek "Hayır, biraz şeytanlar hakkında bilgi öğrenmek istedim." Luke ciddi bir tavırla "Ne öğrenmek istiyorsun Kraliçe İris?" İris biraz düşündü ve "Uçabiliyor musunuz?" Luke yere baktı ve "Evet ama ben uçmayı sevmiyorum." İris yeni bir soru sormadan Luke "Bu konuları kütüphanede konuşmaya ne dersin?" İris biraz düşündü ve "Yanımıza şovalye Dan'i alabilir miyiz Kral Luke?" Luke hayal kırıklığına uğramışsada belli etmedi ve "Fark etmez." İris, Dan'in kapısını çaldı ve hemen içeri girdi ve Dan'i yerde şınav çekerken gördü ve kibarca "Dan... meşgul müsün?" dedi ve Dan hızla ayağı kalkıp "Hayır, kraliçem" dedi ve İris gülümseyerek "Kral Luke ve ben kütüphaneye gidiyoruz, sen de gelir misin?" Dan "Hemen zırhımı giyip geliyorum kraliçem" İris "Peki." dedi ve Kral Luke ile kütüphaneye gittiler ve Kral Luke ile karşı karşıya oturdular ve Kral Luke:
- Burda kalmandan çok memnun oldum Kraliçe İris.
İris kibarca teşekkür etti ve ona bir soru sordu:
- Bu kadar gençsen, nasıl kral oldun?
Luke gülümseyerek:
- Sen nasıl olduysan öyle.
İris merakla:
- Senin yanına geldiğimde aynayla n'apıyordun?
Luke aşağı baktı ve:
- Benim annem bir vampir ve bu benim üzerimde de etkisi var. Aynada vampir dişlerime bakıyordum.
İris şaşırarak:
- Ama vampirler kan içmiyor mu?
Luke:
- Evet ama babam bir şeytan ve şeytanların hepsi kan içmiyor.
Ortamda bir sessizlik oluştu ve Luke "Bunlar aramızda" dedi. Birkaç saniyeye oraya Dan geldi ama bir farklılık vardı, Dan'in arkasında muazzam beyaz kanatları vardı. İris şaşırarak "Dan?! Kanatların var!" Dan neşeli bir sesle "Evet kraliçem! Şuan çok mutluyum." Luke gülümseyerek "Hmmm... çok güzellermiş, otursana." dedi ve Dan sandalyeyi çekip oturdu. Luke iki tane kitap aldı ve birini Dan'e uzatarak "Bu kitap uçma tüyoları için, belki işine yarar." Dan kitabı alarak "Sağ olun Kral Luke." sonra İris'e döndü ve "Bu da şeytanlar hakkında bir kitap..." dedi ve İris hızla kitabı alıp okumaya başladı. Luke kendine de bir kitap aldı ve okumaya başladı. Bir saat sonra İris "Ben biraz dinleneceğim.." Dan uyuyakalmıştı ve Luke "Onu ben uyandırırım, Kraliçe İris siz odananıza gidin ve dinlenin." İris odadan çıktıktan sonra Luke sinsi bir gülümsemeyle pis pis güldü ve sonra kütüphaneden çıktı ve kapıyı kiritleyip bir görevliye "Sakın buraya kimse girmesin!" dedi ve cebinden çıkardığı küçük bir iksir şişesiyle kapıya mor bir sıvı döktü ve sonra içinden "O aptal olmayınca melekleri daha kolay yeneceğiz, bu kapıyı sadece bir melek ve bir şeytan el ele tutuşursa açabilir, o küçük melekte benim oyunlarıma kanmasıyla onuda öldürmem kolay olur." dedi ve odasına geçip uyumaya başladı. Sabah olduğunda kapı çaldı ve kapı sesiyle İris uyanıp "Gir." dedi ve içeriye Luke girdi. Elindeki tepsi ile İris'in yanına oturur ve:
- Huzurlu bir şekilde uyuduğunu görünce kimsenin uyandırmasını istemedim.
İris gülümseyerek:
- Çok iyi birisin ama bana verdiğin kitapta şeytanların kötü olduğu yazıyordu.
Luke içinden "Kız biraz zeki çıktı." dedi ve gülümseyerek:
- O her şeytanda olmuyor Kraliçe İris... ayrıca ben yarı vampirim.
Luke konuyu değiştirirek:
- Hmm... benimle yemeğe katılır mıydın? Yemek için seni bekledim.
İris gülümseyerek:
- Çok teşekkürler Kral Luke!
Yemeği yedikten sonra çatıya çıktılar ve biraz konuştular ve Luke ona yaklaşarak:
- Daha önce senin gibi birini görmedim Kraliçe İris.
İris şaşkın bir yüzle:
- Nasıl yani?
Luke ona biraz daha yaklaştı ve yüzlerinin arasında sadece 3-4 santim kaldı ve Luke:
- Anlamadın sanırım.
Luke onu öpecekti ama İris ayağı kalktı ve:
- Ayyy... öğlen olmuş, ben Dan'i bulayım.
Luke içinden "Ahh! Sandığımdan zeki çıkması beni delirtiyor! Bir plan yapmalıyım." dedi ve üzgün bir sesle:
- Kraliçe İris, biraz bana meleklerden bahseder misin?
İris gülümseyerek:
- Olur, kütüphanede melekler hakkında bir kitap görmüştüm hadi oraya gidelim.
Luke korkmuş bir yüzle:
- Olmaz! Yani bunu senin ağızından dinlemek varken, niye kitap bulmakla uğraşalım?
İris bunu onaylayıp akşma kadar ona bi' şeyler anlattı. Akşam olunca İris ve Luke yıldızlara bakıyordular ve Luke elini İris'in omzuna koydu ve kendine çekti. Luke gülümseyerek:
- Burası geceleri çok güzel olur.
İris bunu onaylayarak:
- Evet... bizde de sabah güzel olur.
Luke ona yaklaştı ve dudağından öptü. İris'in kafası karışmıştı ve onun yüzüne bile bakamıyordu. İris sessiz bir sesle "Benim bir işim var..." dedi ve oradan ayrıldı. Luke sonra dilini temizlemeye başladı ve "Iyyyy... bunu yaptığıma inanamıyorum... bir melekle öpüşmek ne kötüymüş yaaa... ıyyy!" diye böbürlendi. Sonra Luke ayağı kalktı ama birinin uçtuğunu gördü ve bu kişi Dan'di.