Krallık Elden Gidiyor

3 1 0
                                    

İris bunu görünce şaşkın bir ifadeyle "Hmm... Kral Luke bunda bu kadar komik olan ne?" Luke sırıtarak "Oku ve gör" der ve Dan ile İris bunu okuyunca İris "Ha-Hayır... hayır! Bu olamaz!" Luke'a "Sen adi bir şeytanın birisin! Pislik!" Luke ona yaklaştı ve çenesinden tutup "Evet, ben adi bir şeytanım... hahahaha!" dedi ve muhafızlara dönüp "Bu ikisini hapisaneye atın!" der ve ikisinin kolundan tutulur ve hapishaneye götürülür. Luke sevinçten dans etmeye başladı ve o sırada "Kraaal... Lukee... seen... çooooook... yaşaaa!" diye bağırıyordu. O sırada giriş kapısı açıldı ve Luke hariç herkes eğildi. Gelen kişi beyaz sakalları ve saçları olan gözbebekleri beyaz bir 80-90 yaşlarında iri bir adam girer. Bir elinde kılıç, diğerinde eski Kraliçe Zoe'nin kellesi. Luke şaşkın bir tavırla "Ba-Baba? Yaşıyorsun!" Luke'un babası kollarını açtı ve "Gel bakalım" dedi ve Luke hızla babasına sarılır. Babası gülümseyerek "Dediklerimi yerine getirdin değil mi Luke?" Luke sarılmayı bırakıp masadan belgeyi alıp göstererek "Evet baba... hem de o saf meleğide hapishaneye attırdım." babası kıkırdadı ve "Seninle gurur duyuyorum oğlum." dedi. Babası yavaşça onun kafasından tacı alacaktı ama Luke geri çekilerek "Baba bana söz vermiştin, kral ben olacaktım." Luke'un babası gülümseyerek "Unuttun mu? Şeytanlar sözünde durmaz, hadi ver şu tacı" Luke babasının sözünü dinledi ve istemsizce kafasından tacı çıkardı ve babasına uzattı. Babası tacı taktı ve "Şimdi odana gidebilirsin." Luke bunu beklemiyordu ama aşağı bakarak odasına ilerledi. Odasına gidince "Ahh! Bir şeytan olsam da, şeytanlara güvenmemek gerek! Ben o saf melekten daha safmışım!" diye bağırdı ve sinirden duvara bir yumruk attı ve karşısında duran aynayı kırdı. Sonra acı çekerek "Ahhh!" diye bağırdı, ellerinden kanlar akıyordu ve masada duran mendillerden alarak elini sardı. Sonra aklına İris geldi ve "Şimdi niye aklıma o geldi ki? Hmmm... sanırım aynı acıyı çekiyoruz." deyip yatağına yatıp uyudu. Sabah olduğunda Dan erkenden uyandı ve hapishaneden kaçma planı yapmaya başladı "Bunu böyle yaparsam... hayır olmaz... şurası acaba nereye çıkıyor? Hayır, hayır burası tahtın yanına çıkıyor." İris uyandı ve Dan'i görünce "Orda n'apıyosun?" Dan "Senin yüzünden bir kaçma planı" diyerek ona bağırdı. İris haksız olduğunu biliyordu ve "Sana yardım edeceğim" Dan kibirli bir bakışla "Nasıl olacak o?!" dedi ve İris düşünerek "Hmmm... zincirlerimizi kırabilecek bir büyü biliyorum." İris birkaç söz söyleyip zincirleri kırdı ve Dan bileklerini ovuşturdu ve sonra "Zincirlerimizi kıracağına şu demirleri kırsan?" İris denedi ama daha küçük olduğundan büyü etki etmedi bile. Dan demirleri eliyle kırmayı denedi ama demirler büyülüydü ve Dan bir büyü bile bilmiyordu. Bir süre sonra oraya Luke geldi ve Dan görmezden gelerek "Buraların tozu alınsa iyi olur, PİSLİKTEN gözükmüyor..." dedi ve İris "Haklısın Dan" diyerek onayladı. Luke ise "Sizi kurtaracaktım ama burada rahat gibisiniz." diyerek arkasını döndü ve Dan "Ahh... ö-özür di-di... üzgünüm ama buna gururum el vermiyor." Luke "Benimde sizi kurtarmaya onurum el vermiyor." Dan üzgün bir sesle "Özür dileyecek kişi sence sen değil misin?" Luke düşündü ve "Neyse özür dilerim" dedi ve cebinden anahtarları çıkartıp onları kurtardı.

Şeytan&Melek DünyasıWhere stories live. Discover now