Şeytan&Melek Dünyası

Gerçek mi? Yalan mı?

Dan'in kanatları yaralanmıştı ve kötü bir bakışla Luke'un yanına uçtu ve önünde durarak "Sen benim kraliçeme el sürdün, seni âdi pislik!" dedi ve Luke'un gözleri daha da parladı ve ona bakarak "Sen bana bunu ne cüretle söylersin!" Dan sinirden gülmeye başladı ve Dan onun boğazına yapışıp, havay kaldırdı ve boğazını sıkmaya başladı. Luke çabalıyordu ama başaramıyordu "Bı-Bırak beni... aahhhh...!" diye haykırıyordu ve sonra oraya bi'anda muhafızlar geldi ve ikisi Dan'in üzerine atladı ve birkaç kişi daha gelip onu yerde kan kusaş kadar tekmelediler. Luke kendine gelince bütün gücüyle Dan'i yerden kaldırıp çatıdan aşağı attı ama şansına, yastıklarla kaplı bir at arabasına düştü. Luke'da kanatlarıyla süzülüp onun üzerine atladı ve ikisi birden yerin 1 metre altına girdi. Luke üstte olduğundan ona vurabiliyordu ama bir süre sonra Dan onun bileğini kavradı ve kendisine vurdurarak ittirdi. İris bu sesleri duydunca hemen dışarıya çıktı ve herkes onlara bakıyordu, hattası bir adam bahis bile başlatmıştı. İris bağırarak "Duruuuun!" dedi ve ikisi de durdu ve İris "Şu halinize bakın! Her yeriniz kan içinde!" Luke acındırıcı bir hâlle "Korumanız bana saldırdı Kraliçe İris... bunun hesabını nasıl ödemeyi düşünüyorsunuz?" Dan itiraz ederek "Hayır! Kraliçem o sizi öldürmeye çalışıyor! Tahtı elinizden alıcak kraliçem!" diye haykırdı. İris bir büyüyle onların yaralarını kapattı ve sonra "Hanginiz doğruyu söylüyor?" dedi ve Luke öne atılarak "Kraliçe İris, tabii ki ben doğruyu konuşuyorum!" Dan itiraz ederek "Hayır kraliçem! Bir şeytana güvenmeyin!" Luke "Bir şovalyenin dediğini yapacak kadar düşmedin değil mi İris?" Dan "Annenizin sözünü hatırlayın... her zaman soğukkanlı ol." İris bu sözü duyunca iyice kafası karışmıştı çünkü İris, Luke'a aşıktı. Luke gülümsedi ve İris bakmaktan kendini alamadı, Dan bunu fark edince "Kraliçem hayır! O bir şeytan! Bu olamaz! Kitaptakileri hatırlayın!" Luke sakin bir sesle "Kraliçe İris, bir kitaba mı inanacaksınız? Yoksa yakışıklı ve akıllı bir krala mı?" Dan'in göz bebekleri büyümüştü "Lütfen! Anneniz ve krallığınız için! Lütfen kraliçem!" sonra muhafızlar geldi ve Dan'i kollarından tutup "Kralım bunu n'apalım?" dediler ve Luke "Kraliçe İris karar versin." diyerek bunu İris'e yükledi. İris biraz düşündü ve "Dan'i serbest bırakın... Kral Luke neden bu konuyu bizim tarafta konaklayarak halletmiyoruz." Luke içinden "Hmmm... onu orda öldürmem kolay olabilir ama Luke'a hesabını ödeticam!" dedi ve sonra "Evet ama belgeleri burada imzalasak." İris "Tamam ama şuan çok yorgunum uyumam gerek." dedi ve içeri geçti. Dan ve Luke hemen onun peşinden içeri girdiler. Sabah olmuştu ve bir masaya bir belge ve bir siyah bez vardı. Kraliçe İris belgenin başında, Kral Luke önünde ve Dan, İris'in yanında duruyordu. Luke:
- Kraliçe İris bana güveniyor musunuz?
Dan hemen bir şey olduğunu sezdi ama hemen olaya atlamadı. İris:
- Evet, Kral Luke. dedi ve Kral Luke onun yanına geçti.
Luke:
- Şu bezi gözünüze bağlayacaksınız ve öyle imzalayacaksınız, bu konuya Dan'de dahil.
İris hiç düşünmeden:
- Tamam. dedi.
Gözleri bağlandı ve Dan içinden "Kraliçem şuan çok kötü bir karar aldınız." dedi. Luke, İris'in elini imza atılcak yere götürdü ve "Buraya Kraliçe İris." dedi ama içinden "Bu belgeyle meleklerin tarafı benim olacak... artık o Dan ve saf İris'i hapishaneye attırırım." dedi. İris imzayı attı ve ikiside gözlerini açtı Luke kahkahalara boğulmuştu.