•26

1.9K 128 48
                                    

Geçiş bölümü gibi bir şey🤡🤞🏻
___________________________

Yazar Anlatımından [ 19:28]

Lalisa kavgadan sonra iki çocuğu zorla ayırmıştı. Sadece o değil, işe gitmemiş olan çoğu yaşlı da kapıya serilmiş olayı çözmeye çalışıyorlardı. Babası şirkette annesi de restoranttaydı, bu nedenle ailesinin başına dert gelmeyecekti.

Kavganın nedeni ortada olsada Lalisa anlamlandıramıyordu. Dinlemeden ve sinirle yapılan her kavganın sonunu ayırmak zordu. Tabii sizi kıskanan kişi Jeon Jungkook'sa daha da farklıydı. İlla kavga olacaktı, konuşarak halledilmezdi.

Elindeki pamuğu taze kana bastırırken bir yandan da söyleniyordu Lalisa. Az önce sinirden kuduran Jungkook şu an süt dökmüş kedi gibi bakıyordu. Yumuşamamalıyım..

"Çocuk sadece özür dileyip o tür hakaretleri hak etmediğimi söyledi Jungkook. Ama sen her zamanki gibi dinlemed-"

Kafasını hafif kaldıran Jungkook duyduklarıyla gevşek kaşlarını çatmıştı. Hakaret ettiği kişi Lalisa'ydı. Ardından evinin adresini bir şekildr bulup özür dilemeye gelen o yavşağın güldüğü kişi gene Lalisa'ydı. Kavga sebebi olmasa bile Lalisa olunca şalterler otomatik oluyordu.

Kafasını hafif çekip kanına bastırılan pamuğun boşlukta kalmasına sebep oldu. Koltukta biraz daha Lalisa'ya dönüp boğazını temizlerken kızsa pamuğu getirdiği minik poşete koyup sorgular bakışlarını oğlana atmıştı

"O yavşak özür dilemeye gelseydi süslenmezdi Lalisa hanım. Sanki düğünde damat olacak! Ruh hastası"

Kendi cümleleri ile sinirlenen Jungkook kollarını önünde bağlamıştı.

"Saçmalıyorsun"

Göz devirerek dile getirirken derin iç çekti Lalisa. İflah olmaz bir çocuksun Jeon.

Yerim'in Anlatımından [19:02]

Jungkook ve Aeyrin'in doğum gününe sayılı haftalar kalmıştı. Son bir kaç hafta ardından Lalisa ve Jungkook beraber olacaktı. Olması gereken en başından beri buydu. Kendimi mahçup hissediyordum Lalisa'ya karşın. Ama mecburdum. Sevdiğim kızın benden iğrenmemesi için bir erkekle olmam gerekiyordu.

Spor salonunun soyunma odalarından birindeydim. Bu gün tatil olsa bile okul takımları antreman için buraya akın ediyordu. Sooyoung ise valeybol takımındaydı. Bu gün ona açılacaktım ve iyi&kötü bir cevap alacaktım. En azından umudum vardı.

Terleyen avuçlarımı üstüme sürüp kurularken derin nefesler aldım. Odaya giren kızları görünce biraz geriledim. Her biri Sooyoung'ın arkadaşıydı. Benim gibi..

Akşam olmasını umursamadan bu saate kadar antreman yapıyorlardı ve her saat beraber oldukları için ister istemez yakın oluyorlardı.

Sooyoung kendi dolabına ilerlerken onun arkasından gidip terli omzuna elimi koydum. İlk başta hissetmese de ardından arkasına dönüp bana baktı. Ah Tanrım! O çok güzel ve büyüleyici. Bana kocaman bir gülümseme bahşederken bende ona gülümsedim. Bileğinden tutup onu dışarı çıkartırken, sorularını duyuyordum.

"Yerim, Yerim nereye gidiyoruz? Yerim iyi misin?..."

O kadar çok soru soruyordu ki dayanamayıp bulduğum ilk sınıfa girdim. Müzik odası olduğunu fark edince biraz rahatlamıştım. Kimse müzik odasına gelmezdi bu saatte. Değil mi?

"Yerim? Ne oldu? Jungkook ile bir sorun mu yaşadınız? Garip bakıyorsun? Neden buraya geldik?"

Soruları bitmezken ona doğru bir adım attım. Kalbim çok hızlı atıyordu! Nefesim kesik kesikti ve eminik bunu Sooyoung da fark etmişti. Midem kasılırken başım dönmeye başlamıştı. Heyecan ve stres bir olunca hayattaki tüm cesaretimi bu an için toplamış gibi hissediyordum. Tanrım bana biraz güç ver...

Arkada tik tak sesleri çıkarak saate baktım. 19:30..

"Sooyoung sadece beni dinle ve sakın ani bir tepki verme tamam mı? Bunu içimde daha fazla tutamayacağım ve-ve... Sanırım bundan sonra benimle hiç konuşmayacaksın. Her şey için senden çok özür dilerim, böyle olmasını hiç istemezdim!"

Bir iki nefeste söylediğim cümleyle Sooyoung omzumu tuttu ve bana güven verircesine gülümsedi. Bu yakınlık zaten beni geriyorken bir de tatlı tatlı gülümsüyordu! Kalbime hiç iyi gelmiyorsunuz hanımefendi...

"Sooyoung ben.."

Yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırıp gözlerime baktı.

"Yerim ben senin en yakın arkad-"

"Sooyoung ben sana aşığım!"

Derin bir nefesle tepkisini izlerken sadece 5 dakika içerisinde; Beni itmiş, iğrençmişim gibi bakmış ve sakin kalmaya çalışmıştı. Kalbimin kırılma sesi sanki tüm bedenime uyarı vermiş gibiydi.

Gözlerinde oluşan hayal kırıklığını görünce kendimi çoktan harap olmuş şekilde hissettim. Hızlı nefeslerinden sinirli olduğu hemencecik anlaşılıyordu. Ellerini saçlarının diplerine soktu ve çekiştirdi. Bağırmaya hazırlanıyordu.

"SEN İĞRENÇ BİR İBNESİN! NASIL BENİ SEVERSİN SEN YERİM?! SEN BENİM EN YAKIN ARKADAŞIMSIN!"

-Dr_Blues

𝐈̇𝐦𝐨𝐢~ 𝐒𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥 || 𝐋𝐢𝐬𝐤𝐨𝐨𝐤Where stories live. Discover now