•38

1K 82 36
                                    

Yeni Liskook hikayemin taslağını oluşturmaya başlayacağım ama tek sorun konusu. Aklımda çok konu var ve hepsi karışıyor
Aeyrin medyada
_________________

Yazar Anlatımından

Jungkook bir hevesle arkadaşlarına duygularını anlatıyordu. Sadece 1 gün öncesinde mutluluktan ağlayacak olan çocuk şimdi göğsünü gere gere konuşuyordu. Aeyrin, Yugyeom ve Yeri onun bu haline gülerken, arka bahçenin en köşesinde olan koltukta saçları yüzüne gelecek şekilde kendini gizliyordu Lalisa.

Evet sevgili olmuşlardı. Sonunda.

Jungkook gururlu anlatımından sonra kendisi yüzünden kızaran sevgilisinin elini tuttu. Kızın bakışları ona kayınca canını yakmak istemiyor gibi saçlarından öptü. Çok yavaştı beraber olmadıkları günler. İyiki diye geçirdi içinden Jungkook. Kokusunu çok özlemişti.

"Bir daha ayrılırsanız karşında beni bulursun Jungkook"

"Tamam Yugyeom"

"Ciddiye al çocuğu, tamam diyip geçiştirme"

"Off tamam Yeri"

"Sen benim kardeşim olamazsın"

Jungkook sıkıntıyla diğer arkadaşlarıyla uğraşırken Aeyrin ona sırıtarak hitapta bulunmuştu. Sevgilisinin yanına oturup elini tutunca dil çıkartıp omuz silkti.

"Senin yok diye kıskanma Aeyrin"

Aeyrin anlık olarak ona baksa bile ortamın makarasından gülüp geçti sadece. Bakışlara dayanamayıp Yerim'e dikti gözlerini. Kendisi haricinde herkesin ortak olduğu bir sohbetteydi.

Gülümseyerek arkadaşlarına ve elini tutan sevgilisine baktı Lalisa. Uzun zaman olmuştu bu huzuru yaşamayalı. Lütfen bozulmasın Tanrım
İçinden Tanrıya yalvarırken hepsinin unuttuğu birisi vardı.

Bayan Kim elinde tuttuğu çiçek işlemeli porselen fincanı cam masaya bıraktı. Camın verdiği tok ses içeriye yankı yaparken pencerenin önünde içeri girmeye yeltenen güneşe bakıyordu. Son zamanlarda etraf o kadar sakin ve sessizdi ki; Bu ona fırtına öncesi sessizliği anlatıyordu.

Korkuya yer olmayan karanlık dünyada avcı olmazsan her zaman avlanırsın hitabına çok bağımlı bir kadındı, Bayan Arin. Sadece kendi arzuları için bile, bir başkasını harcayabilirdi tek eliyle.

Sevgili uşaklarından olan Carla; Sarışın ve uzun boylu güzel bir bayandı. Bayan Arin Kim, onu özellikle seçmişti. Nedenini kimse bilmiyordu. Ama Bayan Arin, içerisinde çok farklı şeyler yapan gizemli bir kadındı.

Herkesin gülüşünün altında yatan pekte masum olmayan amaçlar ve sebepler yatardı. Melek yüzlü şeytan sıfatına birebir uyuyordu, Bayan Kim.

Carla yüksek topuklularının fayansta gıcırdamasını umursamayarak hızlıca çalınan kapıyı açtı. Gördüğü bedene sahte ama bir o kadar da güzel olan gülümsemesini bahşedip onu içeri buyur etti.

"Hoşgeldiniz Bay Tuan"

Bayan Kim sesleri duyduktan sonra ayağa kalktı. Fuşya rengi pantolonun üzerine beyaz bluzu ile fazla güzel görünse de, kadın biliyordu ki giyindikleri önemsizdi.

Bay Tuan elinde tuttuğu gülleri sarışın uşağa verirken sıcak gülümsemesiyle içeri girdi. Bayan Arin tam karşısında duruyordu. Güzel bir gülümseme verdi içeri giren adama. Bay Tuan, kızı Yerim'in okul arkadaşı olan Mark Tuan'ın babasıydı.  Yani dışardan bakınca. Ama içerisi;

"Sonunda geldin sevgilim"

-Dr_Blues


𝐈̇𝐦𝐨𝐢~ 𝐒𝐜𝐡𝐨𝐨𝐥 || 𝐋𝐢𝐬𝐤𝐨𝐨𝐤Where stories live. Discover now