3.1

10.7K 776 375
                                    

Medya: Eylül

Bilinmeyen' den

Eray' ın ani bir şekilde aramasıyla elim ayağım birbirine dolaşırken kendi kendime yatakta yuvarlanmaya başladım. Açsam konuşamazdım ama açmazsam da kötü hissederdim. Sonuçta insanı kaç kez platonik olduğu kişi arardı ki?

Bir anda aramanın bitebileceği aklıma gelince ani bir hareketle yuvarlanmamı durdurdum. İçimden bir küfür mırıldanarak aramayı cevaplamak için parmağımı ekrandaki yeşil tuşa doğru kaydırdım. Göremeyeceğini bilsem de üzerimdeki mavi ve küçük gemi desenli olan pijamayı düzeltmiştim. Saçlarım dağınık bir şekilde topuzdu ama onlara el atmadım. Sessiz bir şekilde ben beklerken sonunda onun sesini duydum.

"Alo?"

Sesinin şifresini koluma dövme olarak kazıyabilir miydim? Pahalı olurdu, aklıma kazıdım.

"Cevap vermeyeceksin değil mi?" diye mırıldanırken nefesini hayal kırıklığına uğramış gibi dışarı bıraktı. Ama konuşamazdım ki, bunu biliyor olmalıydı.

"Hem konuşmuyorsun hem telefonu açıyorsun... Çok garip bir kızsın." derken benden çok kendisiyle konuşuyor gibiydi, bu beni gülümsetti. Derken aklıma gelenle sanki tekerleği ben icat etmişim gibi bir sevinçle koşarak komidinin üzerindeki tabletimi aldım. Yine internetteki çeviri bölümünün seslendirmesini kullanacaktım.

"Konuşamam ama bunu yapabilirim." yazdığımda çevirinin sesinin ne kadar berbat olduğunu unuttuğumu fark etmiştim. Eray' ın karşı taraftan gülme sesi gelince kendimi tutmayarak gülümsedim. Onu gülümsetmiştim.

"Eminim kendi sesin çeviriden iyidir."

"E bir zahmet." dediğimde ben oldukça ciddi olsam da çıkan ses berbattı.

"Bilinmeyen, ben sana bir şey soracağım ama bana engel falan atarsın diye korkuyorum." derken oldukça düşünceli olduğunu ses tonu ele veriyordu. Bu beni de düşündürürken kendi kendime omuz silktim.

"Tabii sorabilirsin."

"Tekrar doğruluk mu cesaretlilik mi oynayalım mı? Bu kez cesaret de olsun." diyince bunu sormak için gerilmesini saçma bulmuştum. Çünkü tabii ki reddetmeyecektim, ben de onunla ilgili bir şeyler öğrenmeyi seviyordum.

"Peki ama cesaret için kimlik belirten herhangi bir şey de yapmam, haberin olsun." dedim. Daha doğrusu yazdım.

"Olur, başlayalım o zaman." diyen Eray' la olduğum yerde hafifçe silkelendim.

"İlk ben soruyorum o zaman, doğruluk mu cesaretlilik mi?" dememle karşı tarafta kısa süreli bir sessizlik oluştu, düşünüyordu sanırım.

Beklememin sonunda "Cesaretle başlayalım bakalım." demesiyle sinsice sırıttım. Ne isteyeceğimi biliyordum.

"Peki o zaman, en saçma fotoğraflarından birini at." derken bir kez bile düşünmemiştim. Karşı tarafta uzun bir sessizlik oluştu. Ardından Eray' ın sertçe nefesini verdiğini duydum.

"Başka bir şey istesen... Görünce benden soğuyabilirsin."

Anında "Olmaz." diyerek karşı çıktım. Eray ise bu kez bana cevap vermedi, birkaç saniye sonra telefonumdan gelen bildirim sesiyle üstten sohbete girdim. Sohbeti açtığımda karşıma çıkanla ise kendimi tutamayarak kahkaha atmıştım. Daha sonra yaptığımın riskini fark edip kendimi zorlukla susturdum.

Eray:

Eray:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Terzin Ben Değilim| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin