4.2

10.9K 827 392
                                    

Medya: Eylül

Bora' dan

Ben hâla Yeşim'e mal mal bakarken o gözlerini arkama doğru çevirdi. Ahmet oradaydı. Yeşim sahte bir şekilde gülümsedikten sonra yavaşça yanıma gelerek kolumun altına girdi. Kolumu omzuna atarken ne yaptığını anlamaya çalışıyordum.

Yeşim gülerek "Ahmet ya, sen neden geldin?" dedi. Ahmet' se onun bu kadar rahat olmasıyla biraz gevşer gibi oldu. Az önce gözlerinde olan merak azalmıştı.

"Siz öyle apar topar kalkınca merak ettim ama siz barışmışsınız sanırım." diyerek sarılmamızı işaret etti, sırıtarak Yeşim' e kolumu daha sıkı sardım. Alttan kolumu cimciklemesiyle ise acıyla inleyecekken son anda kendimi durdurdum. "Bir de Yeşim dedi sanki Bora?" diyen Ahmet gözlerini kısmış bize bakıyordu.

Benim o an aklıma hiçbir şey gelmeyince yine çaresizce Yeşim' e döndüm. O ise sahte sırıtışını bozmadan "Benim ikinci adım ama sadece Bora kullanır. O da eğer baş başaysak, anlarsın ya..." demesiyle gözlerim açıldı. Neler diyordu böyle?

Ahmet de sırıttı. "Ha fantezi gibisinden, tamam ya ben sizi baş başa bırakayım o zaman." Ben ağzım açık izlerken Ahmet konuşmama bile izin vermeden göz kırparak geldiği kapıya doğru ilerlemeye başladı. Kapıdan içeri girdiği gibi Yeşim beni ittirerek kolumun altından çıktı.

"Ne sarılıyorsun?" diye atarlanmasıyla güldüm.

"Kolumun altına giren sensin be!"

"Senin arkanı toplamak için yaptık beyefendi, yoksa çok meraklı değilim sana." dedikten sonra omuzlarını silkerek arkasını dönmesiyle sırıtarak seslendim.

"Fantezi falan nereden çıktı bir anda? Sadece ikinci ad da diyebilirdin oysa..." Gülmemle omzunun üzerinden kaşları çatılı bir şekilde bana baktı.

"Ne bileyim ben Bora? En inandırıcı olacak şeyi söyledim o kadar, ayrıca fesat kısmı senin arkadaşın olacak şahıs söyledi." Gözleriyle beni baştan ayağa süzdü ve ekledi. "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim."

Sırıtışım bozulur gibi olsa da son anda topladım, kız hiç acımıyordu. Hâla sırıttığımı görmesiyle sinirle çattığı kaşları daha çok çatıldı ve önüne dönüp ilerlemeye başladı. Arkasından seslendim.

"Nereye gidiyorsun?"

Arkasını dönmeden bağırdı, ağır adımlarla peşinden gidiyordum. "Nereye istersem oraya!"

Sırıttım. "Unuttuysan bugün benim kölemsin, yalnızca ben nereye istersem oraya gidebilirsin."

Adımları bıçak gibi kesilirken tek ayağını sertçe yere vurdu. "Yapmazsam ne olur ki?" demesiyle güldüm.

"Herkese senin sözünü tutmayan, yaptığının arkasında durmayan bir korkak olduğunu söylerim."

Yeşim sinirle omzunun üstünden bana bakmak için yeltense de zaten yanına geldiğim için yapmasına gerek kalmamıştı.

"Nereye gidiyoruz majesteleri?" diye alayla mırıldanıp reverans yapmasıyla güldüm.

"Orası da bana kalsın Yeşim Hatun."

O da alayla gülse de hemen tekrar yüzünü asmıştı. O an aklıma gelenle kaşlarım çatıldı.

"Oha! Biz Eray ve Eylül' ü unuttuk, dur bir arayalım." Hızlıca telefonumu cebimden çıkarttım, bu Yeşim' in de ilgisini çekmiş olacak ki asık suratı kaybolmuştu ve sırıtıyordu. Dans pistinde olanları hatırlıyordu kesin, ben de sırıttım. Fakat sonra aklıma gelenle kaşlarım çatıldı ve sırıtışım yüzümde dondu.

Terzin Ben Değilim| TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin