Yavuz'dan
"Yavuz, sen niye buraya geldin ki? Eve gidip biraz dinlenseydin."
"İyiyim ben Nazlı."
"Yavuz, seni anlıyorum. Bak hepimiz çok üzgünüz, kızgınız. Ama geceden beri gözünü bile kırpmamışsın. Eve gidip biraz uyusana."
Başımı çevirip Nazlı'ya baktım.
"Nasıl uyuyayım Nazlı? Bahar o pisliğin elinde, kim bilir ne halde? Üstelik bunların hepsi benim yüzümden. Ben nasıl hiçbir şey olmamış gibi eve gidip uyuyayım?"
Nazlı dudaklarını birbirine bastırıp nefes verdi. Elini koluma getirip konuştu.
"Hiçbiri senin suçun değil Yavuz. Kendini suçlamamın hiçbir anlamı, hiçbir faydası yok. Bahar'a yardım etmek istiyorsan da önce senin iyi olman lazım. Kanala gelmenin de bir gereği yok. Hadi eve git biraz dinlen."
"Nazlı iyi niyetini anlıyorum ama içim rahat değilken de dinlenmemin bir anlamı yok."
Nazlı derin bir nefes alıp kafa salladı.
"Tamam Yavuz. O zaman ben sana bir kahve getireyim."
"Sağol Nazlı."
Nazlı kalkıp gidince iç çekip önüme döndüm. Geceden beri hiçbir gelişme yoktu. Sinan hiçbir şey bulamıyordu. Ceyhun'un gidebileceği her yere baskın yapılmıştı ama sonuç alınamamıştı. Hiçbir yerde yoktu Ceyhun. Bahar'la birlikte ortadan kayboldu resmen. Çaresizce duruyordum ben de. Bir şeyler yapmam lazım ama ne yapacağımı bilmiyorum. Telefonum çalınca çıkardım cebimden. Derin bir nefes alıp açtım.
"Alo."
"Alo Yavuz. Haberlerde izledim şimdi. Doğru mu bu? Ceyhun Emre Bahar'ı mı kaçırdı?"
"Evet Melek. O şerefsiz kaçırdı Bahar'ı."
"Hay Allah. Nasıl bir psikopatmış bu adam ya? Peki bir haber, bir gelişme, bir şey var mı?"
"Yok. Hiçbir şey yok. Neredeler bulamıyoruz. Sadece dün gece aradı Ceyhun. Bahar'ın da sesini duyduk ama o kadar. Ondan beri ses seda yok."
"Anladım Yavuz. Üzme kendini diyeceğim ama sesinden bile belli oluyor nasıl üzüldüğün."
"Benim yüzümden oldu Melek. Ben biraz daha dikkatli olsaydım Bahar şu an burda olacaktı. O şerefsiz de yakalanmış olacaktı."
"Öyle deme Yavuz. Senin ne suçun var?"
Derin bir nefes alıp eğdim başımı. Ardından aklıma gelen şeyle kaşlarımı çatıp dudaklarımı kemirdim.
"Melek, sen hala çalışıyor musun şirkette?"
"Evet. Son bir haftam."
Kararsızca durdum bir süre. Ardından tekrar konuştum.
"Melek, senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Tabi ki Yavuz."
"Sana bugüne kadar o şirkette çalışma, Ceyhun'dan uzak dur dedim ama sanırım bu kez orda oluşuna ihtiyacım var."
"Elimden gelen her şeyi yaparım Yavuz."
Gülümseyip konuştum.
"Suat hala oralarda mı?"
"Evet. Ceyhun'un yokluğunda nerdeyse bütün işlerle o ilgileniyor."
"O pislik mutlaka biliyordur Ceyhun'un yerini. Yanına bile gidiyor olabilir. Onu takip ederek Ceyhun'u bulabiliriz. Senden ricam onu şirkette takip etmen. Kiminle konuşuyor, kiminle görüşüyor öğrenebilirsen öğrenmen. Ama Melek, kendini riske atmadan yapacaksın her ne yapacaksan. Senin de başına bir şey gelirse affetmem kendimi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
FanfictionYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...