Ep.86 "Seni çok seviyorum, iyi ki sen de beni seviyorsun"

593 61 44
                                    

Bahar'dan

Kaşlarımı burukça çatmış bakıyordum hala Murat'a. O da elimi yüzüne yaslamış, gözleri kapalı gülümseyerek oturuyordu hala. Derin bir nefes alıp çektim elimi. Murat gözlerini açıp baktı. Ben de yutkunup konuştum.

"Murat kendine gel. Ne yaptığının farkında değilsin. Sarhoşsun ve saçmalıyorsun."

Murat dudaklarını büküp yutkundu. Kafa sallayıp konuştu.

"Evet, saçmalıyorum. Ne yaptığımın farkında değilim. Sana öyle aşık oldum ki, nasıl oldu hiç farkında bile değilim. Üzgünüm Bahar ama seni seviyorum. Aşığım sana. Allah kahretsin ki aşığım."

Kaşlarımı çatıp nefes verdim.

"Murat, sen benim arkadaşımsın. Çocukluk arkadaşımsın. Seni kırmayı hiç istemiyorum. Sen çok iyi bir insan, çok iyi bir arkadaşsın. Ama ben Yavuz'u seviyorum. Ona aşığım. Bunu biliyorsun zaten. Üstelik birkaç saat önce evlilik için ilk adımı attım. Sen de yanımızdaydın. Neden böyle yapıyorsun Murat? Neden kendine de bana da bunu yapıyorsun?"

Murat'ın gözleri doldu. Ardından ağlamaya başladı. Kaşlarımı kaldırıp baktım. Bacaklarını karnına çekip kollarını da bacaklarına doladı. Başını dizlerine yaslayıp hıçkıra hıçkıra ağladı Murat. Dudaklarımı birbirine bastırıp yaklaştım biraz daha.

"Murat."

Murat devam etti ağlamaya. Elimi omzuna getirince başını kaldırıp bana baktı.

"Bahar. İçim yanıyor elimde değil. Özür dilerim, yaptığımın yanlış olduğunu ben de biliyorum ama elimde değil. Bunu ben seçmedim. Sana aşık olmayı ben seçmedim. Başkasına aşık bir kadına aşık olmayı ben seçmedim. Yıllardır içimde yaşadım ben bu aşkı. Senden de hiçbir beklentim yoktu. Ama seni sevdim. Çok sevdim. Geçer diye bekledim geçmedi. Okyanus geçtim, kıta değiştirdim geçmedi. Ama bu kadar da yakmıyordu canımı önceden. Çünkü beni sevmesen bile kimseyi de sevmiyordun. Bununla avundum ben. Buna tutundum. Aptal gibi umut ettim belki de. Sen de beni seversin bir gün dedim belki de. Ama olmadı. Sen başkasını sevdin. Başkasına aşık oldun. Seni Yavuz'la ilk gördüğümde yüreğimdeki köz olduğunu sandığım yangın öyle bir alevlendi ki. Başlarda daha kolaydı buna katlanmak. Senin için mutlu olmaya çalıştım. Sen mutlusun diye ben de mutlu oldum. Önemli olan senin mutluluğundu çünkü. Benimle ya da başkasıyla. Önemli olan senin mutlu olmandı. Hala da öyle. Önemli olan senin mutlu olman Bahar. Ama artık dayanamıyorum ben. Katlanamıyorum seni başkasıyla görmeye. Çok zormuş bu. Çok zor. Sevdiğinin gözlerinin önünde başkasını sevmesi çok zormuş."

Dolu gözlerle bakıp yutkundum. Ne diyeceğimi bilemeden bakıyordum Murat'a. Öyle kötü bir halde ki, nasıl çaresiz nasıl mutsuz hissettiğini tahmin ediyorum. İçimi acıttı bu halleri. Mutsuzluğu içimi acıttı. Ama ne diyeyim ki ben sana şimdi? Demek yıllar öncesinde babalarımızın bizimle ilgili isteğini biliyordu ve daha da fenası bana o zamandan beri aşıktı. Ah Murat. Keşke daha önce söyleseydin içindekileri. Belki şimdi canın bu kadar yanmazdı. Benden karşılık bulamayınca köz olurdu içindeki yangın belki. Umut etmezdin, unuturdun beni. Bacaklarımı toplayıp oturdum karşısına. Murat da yaşlı gözlerle bakıyordu. Gülümseyip elimi koluna getirdim. Onu daha fazla üzmek istemiyorum. Murat da kaşlarını kaldırıp baktı.

"Murat, sen benim arkadaşımsın. Senin üzülmeni istemem. Sen çok iyi bir insansın. Kendine bunu yapma. Seni sevecek biri elbette çıkacak karşına. Elbet sen de mutlu olacaksın. Seni seveni sevdiğinde inan bana çok mutlu olacaksın. Seni anlıyorum. Sana kızgın ya da kırgın değilim. Ama bu böyle olmaz. Nişanlı bir kadına ilanı aşk edemezsin. Sen zaten böyle bir adam değilsin. Sadece bu gece biraz fazla içtin. Kafan pek yerinde değil. Hadi Murat, oturma burda böyle daha fazla. Hadi kalk içeri geçelim. Seni ayıltacak bir şeyler bulalım. Kendini daha iyi hissettiğinde bu yaptığının hoş bir şey olmadığını sen de anlayacaksın."

Gecenin MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin