Yavuz'dan
Bahar'ın elini sıkıca tutup bir öpücük kondurdum. Bahar dudaklarını bükmüş usul usul ağlıyordu. Kaşlarımı kaldırıp baktım.
"Bahar. Canım. Neden ağlıyorsun? Ağrın falan mı var? Ben şimdi hemen doktora haber veriyorum. Gelsin de versin sana şu panzehiri."
Kalmak isteyince Bahar elimi sıkıca tutup izin vermedi. Ben de dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsedim. Selim'in sesiyle ona çevirdim başımı.
"Sen dur abi. Ben haber veririm doktora."
Selim gülerek yanaklarına süzülen gözyaşlarını silerken ben de gülümseyip kafa salladım. Selim odadan çıkınca Bahar'a döndüm tekrar. Sıkıca elini tutup saçlarını sevdim.
"Ağlama kurban olduğum. Bak gelecek şimdi doktor. Bitecek her şey. İyi olacaksın."
Bahar yutkunup gülümsedi.
"Ben iyiyim Yavuz. Bir yerim ağrımıyor merak etme. Sadece, hiç umudum yoktu bu panzehirin bulunacağına dair. Kendimi sona hazırlamıştım. Şimdi birden sen panzehiri getirdim deyince rahatladım sanırım. Sinirlerim boşaldı."
"Sana söz verdim ben. Öldürdüm de yine alırdım o panzehiri."
Bahar burukça gülümseyip elini yaralı bacağıma getirdi.
"Sen de git de yarana baksınlar Yavuz. Bak Selim doktora haber vermeye gitti. Hadi sana da bir baksınlar."
"Hayır, önce sen bir iyi ol, sonra giderim ben de."
"Canım, bak annenle babanı da üzeceksin. Gerçekten iyiyim ben. Birazdan çok daha iyi olacağım. Hadi git n'olur."
Başımı çevirip annemle babama baktım. İkisi de dolu gözlerle, endişeyle bakıyorlardı bana. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsedim. Ardından Bahar'a dönüp kafa salladım.
"Tamam gideceğim. Ama en azından şu doktor gelsin önce, bir ondan duyayım iyi olacağını, sonra gideceğim."
Bahar da gülümseyip kafa salladı. O sırada odanın kapısı açılınca başımı çevirip baktım. Önde doktor arkada Selim girdiler içeri. Doktor bana bakıp gülümsedi.
"Yavuz bey, panzehiri bulmuşsunuz."
Gülümseyip kafa salladım. Ardından ayağa kalkınca yarım acıdı. Hafifçe yüzümü buruşturdum. Doktor da kaşlarını çatıp yaralı bacağıma baktı.
"Yavuz bey iyi misiniz? Yaralı mısınız?"
"Ben iyiyim, iyiyim. İşte panzehir. Bahar artık iyileşecek di mi?"
Doktor uzattığım küçük şişeyi alıp kafa salladı.
"Evet. Panzehiri hemen vereceğiz Bahar hanıma. En fazla birkaç saat içinde zehir etkisini tamamen yitirmiş olacak."
Gülüp kafa salladım. Ardından dönüp Bahar'a baktım. O da gülümseyip konuştu.
"Bak duydun işte. Hadi git de baksınlar yarana artık. Hadi canım."
Gülümseyip kafa salladım. Elini tutup bir öpücük kondurdum.
"Kardeşim ben yardım edeyim sana."
"Ben de seninle geleyim abi."
Sinan'la Leyla'ya kafa sallayınca ikisi de iki yanımdan kollarımdan tutup yardım ettiler yürümeme. Odadan çıkmadan annemle babama baktım. Gülümseyip konuştum.
"Anacım, merak etme iyiyim ben."
Annem de dolu gözlerle gülümseyip kafa salladı. Yüzümü sevip çekti elini. Başımı çevirip babama baktım. O da gülümseyip elini omzuma getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Mavisi
FanfictionYavuz tam odadan çıkacakken durup gözleri dolu dolu olmuş Bahar'a baktı. O da Yavuz'a kaldırdı başını. Yavuz alaycı bir gülüş atıp elini kapının kirişine dayadı. Bahar'ın dolu gözlerine bakıp konuştu. "Sen şimdi ağlarsın da." \\\\\\\\\\\\\ Macerape...