Ep.66 "İçimde sadece ve sadece sen varsın"

587 59 75
                                    

Yavuz'dan

Sinan kolumun altına girmiş beni yavaşça yürütüyordu.

"Sinan iyiyim ben ya. Kendim giderdim."

"Yürü yürü. Bahar'a eve kadar bırakacağım dedim. Söylenme de yürü."

Gülüp devam ettim yürümeye.

"Sinan, Leyla'ya bir şey söyleme tamam mı? Yani işte bu durumu anlatma. Üzülür şimdi durduk yere. Annemlere de söylemeyeceğim zaten. Birkaç güne geçer yüzümdeki yaralar. Bahar'ın yanında kalıyorum derim."

"Tamam kardeşim tamam. Söylemem bir şey. Yalnız sana da iyi bahane oldu ha kızın yanında kalmak için. İyi valla."

Yandan bir gülüş atıp yürüdüm. Ardından dudaklarımı birbirine bastırıp iç çektim.

"Yıldırım amcayla Selim kurtulsunlar şu beladan da ben Bahar'ı bir ay görmemeye razıyım. Yok lan bir ay çok oldu. Bir hafta. Yok bir hafta da çok. Bir gün. Evet, bir gün idare edebilirim. Ederim ederim. Bir güne razıyım."

Sinan gülerek konuştu.

"Lan oğlum ne adamsın ya? Niye Bahar'ı görmemeye razı oluyorsun, nasıl bir pazarlık bu? Hem kiminle yapıyorsun pazarlığı?"

"Ya aman işte lafın gelişi söyledim."

"İyi iyi. Yürü hadi."

Kapıya kadar yürüdük. Kapının önüne gelince durup bastım zile. Çok geçmeden Nilüfer abla açtı kapıyı. Beni görünce kaşlarını kaldırıp endişeyle baktı.

"Hih. Yavuz. Oğlum ne oldu sana? Bahar anlatmıştı ama çok kötü olmuş oğlum yüzün gözün."

Gülümseyip konuştum.

"İyiyim Nilüfer abla iyiyim. Merak etme."

"Geçin içeri geçin. Sinan komiserim hoş geldiniz."

"Hoş buldum sağolun. Size zahmet bir gösterseniz ben bu adamı nereye çıkarayım?"

Nilüfer abla hafifçe güldü. Ben de dönüp baktım Sinan'a. O da bana bakıp yalandan sırıttı.

"Yukarı Sinan komiserim. Bahar'ın odasına."

Sinan kaşlarını kaldırıp imalı imalı baktı.

"Hıı, tamam. Hadi Yavuz."

Kaşlarımı çatıp baktım Sinan'a. Nilüfer abla konuşunca ona döndüm tekrar.

"Sen çık odaya güzelce dinlen. Bahar da çok sürmeden gelirim dedi. Ben aşağıdayım. Bir şeye ihtiyacın olursa seslen tamam mı?"

"Tamam Nilüfer abla sağol."

Nilüfer abla gülümseyip kafa salladı. Biz de Sinan'la yürüdük merdivenlere doğru. Yukarı çıkarken Sinan sırıtıp konuşmaya başladı.

"Ulan Yavuz Karasu, kızın odasında mı kalıyorsun lan sen bir de? Gece de mi birlikte uyuyorsunuz yoksa? Yoksa uyumuyor musunuz?"

Kaşlarımı çatıp baktım sırıtan Sinan'a.

"Ne saçmalıyorsun Allah aşkına? Kızın babası kardeşi karakolda. Üzerlerine büyük bir iftira atılmış. Bahar dünden beri perişan. Sen bizim gece odada ne yaptığımızı mı merak ediyorsun? Sana bir haller oldu Sinan. Bana diyorsun ama asıl sana oldu bir haller."

Sinan gülerek odaya soktu beni. Götürüp yatağa oturttu. Doğrulup baktı yüzüme.

"Ya oğlum, tamam biliyorum, dünden beri kötü şeyler yaşıyor Bahar. Ama bu olay elbet çözülecek. Yıldırım amcayla Selim elbet çıkacaklar içerden. Olayı adım adım çözüyoruz işte. Yani çözülecek eninde sonunda. Sen şimdi bana doğruyu söyle, aklından geçmiyor mu yani, düşünmüyor musun yani? Böyle birlikte kalırken, beraber uyurken hiç karnına kramplar girmiyor mu yani?"

Gecenin MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin