otuz üç

3.8K 296 126
                                    

Gözlerini zorlukla araladı sarışın delikanlı. Gözlerini açar açmaz gördüğü ilk şey, kendisini arkadan saran kollar oldu. Kaan'ın kolları arasında uyuduğu gerçeği, güne mükemmel başlamasına sebep olmuştu. 

Sırtını döndüğü Kaan'a çevirdi bakışlarını. Dağınık kahverengi saçları, şişip, kızarmış dudakları, yüzünde yeni yeni çıkmaya başlamış sakalları, kumral cildi, uzun aralıklarla kalkıp inen çıplak göğsü ile nefes kesiciydi.

Yatakta yan dönüp, kendisini Kaan'la yüz yüze pozisyona getirdi. Sevgilisini incelemeye devam ederken içine dolan ona temas etme isteği üzerine, sağ elini onun yüzüne çıkardı. Avuç içini yanağına dayayıp, baş parmağıyla elmacık kemiğine, diğer parmaklarıyla çene hattına ve sakallarına dokunmaya başladı. Hala inanamıyordu. Tanrının özenerek yarattığı bu insanla aynı yatakta uyuduğuna,güne onunla başladığına inanamıyordu.

Yüzünde dolaşan parmaklar, uykusunun hafiflemesine ve gözlerinin aralanmasına sebep oldu kumral delikanlının. Görüş alanını dolduran sarışın, ona masum bir şekilde bakıyor; parmaklarını sakallarında  gezdiriyordu.

"Günaydın," dedi Kaan gülümseyerek. Uyku mahmuru oluşu, ses tonuna da yansımıştı.

"Günaydın çiçeğim."

Sarışının beline sarılı olan kollarını sıkılaştırıp, onu kendisine çekti. Daha sonra ellerini, onun çıplak sırtında gezdirmeye başladı. Parmaklarıyla Barış'ın sırtında gezdikçe onun gözlerinin kapanmasını, ellerinin altında mayışmasını izledi. 

Sırtında ağır ağır dolaşan eller, kelimeleri bir araya getirirken güçlük yaşamasına sebep olmuştu. "Beynim eriyor amına koyayım. Çok elleşme."

Ağzından küçük bir kıkırtı çıktı Kaan'ın. Daha sonra ellerini Barış'ın sırtından çekip, sarı saçlarına çıkardı. "Çok güzelsin. Elimde değil."

"Vay anasını sikeyim," dedi Barış aniden. "Kalbime inecek."

Eğilip, sarışının saçlarına derin bir öpücük kondurdu Kaan. Kollarıyla onu yeniden sardı. "Sanırım böyle sonsuza kadar durabilirim," diye fısıldadı Barış'ın kulağına. Barış da kulağına fısıldanan sözlerin etkisiyle hafifçe titredi. "Zamanı tam şu anda durdurmak istiyorum Kaan. Kolların belime sarılmış, göğüslerimiz birbirine çarpıyor, nefeslerimiz birbirine karışıyor. Sabah uyandığım şeye bak amına koyayım. Allah gel dese gitmem şu an."

Duyduğu şey, yeniden güldürdü yüzünü. "Biliyor musun?" dedi fısıldayarak Kaan. Daha sonra yatakta sırt üstü uzanır pozisyona geçti. "Geçen sene bu zamanlarda bana "Seneye bugünlerde güne sevgilinin koynunda başlayacaksın," deseler asla inanmazdım. Hatta bırak bir seneyi, üç dört ay önce bile böyle bir şey düşünmezdim."

Kumral sevgilisinin çıplak göğsüne koydu kafasını. Daha sonra sevgilisi, onu koluyla sardı. "Kaan."

"Efendim?"

"Seni çok seviyorum lan. İyi ki girmişsin hayatıma."

Yanakları kızarmaya başladı Kaan'ın. "Ben de seni seviyorum," dedikten sonra ellerini Barış'ın saçlarına attı. "Saat kaç?"

Yattığı yatakta dönüp, sağ tarafında kalan ahşap rengi komodine attı elini. Telefonunun ekranını açıp, ekrandan saate baktı. Saat sabah dokuzu gösteriyordu. "Saat dokuzmuş," dedikten sonra kafasını yeniden Kaan'ın göğsüne koydu.

"Bugün de işe gideceğim biliyorsun," dedi Kaan, ellerini Barış'ın sarı saçlarına daldırdıktan sonra.

Saçlarında dolaşan parmaklar yüzünden, mümkünmüş gibi daha da mayıştığını hissetti sarışın. "Beraber yaşayalım," dedi Barış bir anda. Bunu uzun zamandır dile getirmek istiyordu, ama söyleyecek cesareti kendinde ancak bulabilmişti. "Aynı evi paylaşalım. Okula, işe beraber gidip gidelim. Hayatlarımız ortak olsun istiyorum."

Cümlesini bitirdikten sonra, kafasını yasladığı çıplak göğsün daha sert darbelerle dövülmeye başladığını hissetti sarışın. Daha sonra bakışlarını sevdiği çocuğun yüzüne çevirdi. Gülümsüyordu. Melekleri kıskandıracak kadar güzel gülümsüyordu hem de. 

Yüzündeki güzel ifadeyi bozmadan, "Olur," dedi sessizce. "Olur Barış. Seninle aynı evde yaşamayı, aynı hayatı paylaşmayı ben de istiyorum."

İçine dolan aşk ve mutluluk duygularının etkisiyle, dudaklarını Kaan'ın dudaklarına bastırdı hızlıca. Kısa bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekildi. "Seni kölem yapacağım Kaan. Sürekli yemek ve temizlik yapacaksın. Sen yerleri temizlerken ben de Cennet Mahallesi Pembe gibi kafana çekirdek kabuğu fırlatacağım."

Yüzüne güzel bir gülümseme daha yayıldı. "Sen varsan gerisi önemsiz."

Sarışının saçlarına bir öpücük daha kondurdu. "Kalkalım artık. Hem işe gitmem lazım," dedikten sonra yataktan çıkıp, odanın içindeki banyoya ilerlemeye başladı. Kaan banyoya ilerlerken Barış da onun kalçalarına bakıp, bir ıslık çaldı. "Hey yavrum be! Analar neler doğuruyor."

---------------------

Kısa geçiş bölümü again...

Neyi fark ettim biliyor musunuz? Finale düşündüğümden daha yakın olduğumuzu

YA SİZ BÜYÜDÜNÜZ DE AYNI EVDE Mİ YAŞIYORSUNUZ

sarmaşık | bxbWhere stories live. Discover now