3. bölüm - Büyük buluşma

22.8K 889 17
                                    

Yarim saatlik bir araba yolculugundan sonra antalyanin biraz dışına çıkmış etrafimin lüks evlerle dolu oldugu bir mahalleye girmistik. Mahalle dediysem oyle istanbuldaki evimin bulundugu kenar mahalle degildi. Kaldirimlarinda sacma sapan kıyafet giydirip kopekleriyle spor yapan kadinlar, son model arabalarin bulundugu kaldirim kenarlari ve sira sira dizilmis beyaz büyük villalar vardi. Mahallenin sonlarina doğru yaklasirken uzakta kocaman beyaz bir ev vardı. Yaklastikca digerleriyle ayni model ev olmadigini fark etmeye başladım. Daha büyük ve daha genis bir evdi. Diger evler yaninda fazlasiyla klasik kaliyordu. Evi isaret edip "burasi mi?" Diye sordum furkana. "Evet burasi." Dedi basini onaylayarak. Evin siyah demir korkuluklari iki yana yavas yavaş açılmaya başladı, agir adımlarla araba evin giriş kapısına doğru ilerlerken evin cevresinin bir sürü siyah takım elbiseli iri kıyım adamla dolu oldugunu farkettim. Araba giris kapisinin onunde durdugunda furkan sofore birseyler soyleyip onu yolladi. Şoför hızla verilen emri basiyla onaylayip siyah bavulumu bagajdan alıp evin icine girdi. Furkan bana doğru dönerek "hadi gidelim beni takip et." dedi. disari cikmak için kapiyi açtığım gibi havanin can yakici sıcaklığı tenimi yalayip gecti. Biranda uzerimdeki kalın kazak ve deri ceket beni bunaltmaya basladi. Furkan bunu anlamis olucak ki "biliyorum antalyanin havasina alışkın olmadığın için sana cok sıcak gelebilir ama bir süre sonra alışırsın merak etme, evin icerisi eminim suanda soguktur zaten hadi gidelim" dedi. Yavas yavaş onu takip etmeye başladım. Evin kapısına geldigimizde yine siyah takim elbiseli bir adam bizi karsiladi "hosgeldiniz furkan bey, aras beyde sizi bekliyordu. Buyrun" eliyle evin icine girmemizi isaret etti. Saniyeler sonra kapidan iceri adımımı attığımda bembeyaz bir lobideydik. Ortada acik kahve rengi ahsaptan bir dikdortgen masa uzerinde kristal bir vazonun icinde beyaz guller bulunuyordu. Bütün duvarlarda tablolar asılıydı. Furkan cift kanatli beyaz bir kapiyi acti ve beyazlık tam karşımda gorkemli bir odanın girisinin bulundugu genislik koridor boyunca devam etti. Burasi tavani cift kat yukseklikte ana oturma salonuydu. "Kocaman" kelimesi hafif kalıyordu. Uzaktaki duvar camdan ibaretti ve antalya'ya tepeden bakan bir balkona aciliyordu.
Sağ tarafta on yetiskinin rahatlikla oturabilecegi U biçiminde heybetli bir bej rengi kanepe vardı. Son moda paslanmaz çelikten yapılma bir somineye bakiyordu. Sol giriste mutfak yanimizda kaliyordu. Mutfak koyu ahsap tezgahlar ve alti kişilik kahvalti bariyla bembeyazdi. O kadar uyumsuzdum ki bu evin içinde. Kıyafetlerim, durusum, bakışım herseyim buraya uyumsuzdu. Yavaşça üst kata dogru beyaz merdivenlerden çıkmaya başladık. Kalbim küt küt atıyordu. Heyecandan ölüyordum. Bu bilinmemezlik durumu icten ice sinirimi bozuyordu. Kafami dagitmak icin gordugum her beyaz kapiyi saymaya başladım. " 1,2,3,4,5,6,7....aşağıdaki ana salonda 4 kapı daha vardi mmm..11,12 vee 13." On üçüncü kapi. Furkan on üçüncü kapının önünde durdu. Gelmistik iste. Kapının arkasinda Aras tekelioglu beni bekliyordu. Heycandan kalbim dahada hizlandi. Furkan ceketinin önünü ilikleyip bana döndü. "Bak sana nederse desin üstüne gitme tamam mı? Dedigim gibi aras beyi sinirlendirmemeye bak. Onunla uzlasmaya çalış. O aslinda cok iyi birisidir sadece yaşadığı son olaylar onu sarstı. Kendine dikkat et. Ve hazir odugunda girelim" dedi bana gülümseyerek. Ona dogru dönüp "galiba hicbir zaman hazir olamayacagim" dedim. Nasil olsa kaçışım yoktu. Hem bu korkulardan kurtulmak hemde bu heyecanimi yenmek icin ani bir refleksle kapiyi actim. Furkan büyük bir şaşkınlıkla bana "napiyorsun sen?" Bakisi atti. Iceri adımımı attigimda bütün duvarlari camla kapli olan bir home office'e girdigimi fark ettim. Heyecanla gozlerimi kırpıstırarak etrafima bakınırken cam çalışma masasının yanindaki beyaz deri koltukta uzanmış kitap okuyan bir adam gördüm. Oda şaşırmış gibi kitabını göğsüne doğru indirip ayağa kalktı. Bu adam Aras tekelioglundan başkası değildi. Çok genç...ve çok cekiciydi, hem de çok çekici. Uzun boyluydu; üzerindeki sık koyu gri takim elbise, beyaz gomlek ve siyah kravati koyu siyah rengi saclar ve bana kurnazlikla bakan, yoğun, parlak gökyüzü mavisi gözler tamamlıyordu. Ben onu dikkatle suzerken furkan sessizligimizi bozarak "ee-ff-endim özür dilerim kız istemeden yaptı." Korkuyor muydu ondan? Gercektende korkuyordu! Arasla hala birbirimizin gozlerinin icine bakıyorduk. Her zerrimi görüyor gibiydi. Karşısında kendimi çıplakmış gibi hissetmeme neden oluyordu bakışları. Bana dogru yavaşça yürümeye başlarken hala gözlerini benden ayirmadan furkana "çıkabilirsin" dedi. Furkan yavasca geriye dogru adim atip kapiyi ses cikarmayacak şekilde kapatmıştı. Artık odanin icinde sadece ikimiz vardık. Gozlerimi bir turlu onun bakışlarından koparamiyordum. Kendimi zar zor toparlayarak "özür dilerim ani bir giriş yaptım" dedim. Yüzündeki buz ifadeyi hic degistirmeden " bir daha ayni hatayi tekralarsaniz bu kadar sogukkanli kalacagimi zannetmiyorum armina hanim." Dedi. Gozlerini benden baska bir tarafa cevirip cam masanin etrafinda dolanmaya başladı ve beyaz deri sandalyesine usulca oturdu. Oturdugu yerden eliyle benimde oturmam icin isaret etti. Yavaşça demin kitap okudugu deri koltuga oturdum. Ve kendimden hic beklemedigim bir tavırla aniden "beni oldurecek misiniz?" Diye sordum. Aras kadar sogukkanli kalmaya calisiyor korktugumu belli etmemeye calisiyordum. Gozlerini kirpistirarak bana bakti şaşırdığını her halinden belli ediyordu. Bana dahada dikkatli bakarak "sen ne yapmamı isterdin armina?" Diye sordu. Hala birbirimizin gozlerinin icine bakıyorduk "şey...gitmeme izin vermenizi isterdim" dedim sessizce. Bana bakip "anliyorum" demekle yetindi. Tekrar suskunlugunu bozup konusmaya basladu "baban...kendisine zarar gelmemesinin karşılığında seni bana kosulsuz teslim edeceğini söyledi. Seninle ilgili aklimdan nelerin geçebileceğini bile düşünmeden bunu o istedi. Ki böyle bir babayi hala nasil sevdigini ve onun icin kendini nasil feda ettigini anlamış değilim" dedi. Dudaklarimdan hicbir kelime dokulmuyordu ama bendende bir cevap bekledigi aşikardı. Ellerimi kucagimin üstüne koyup parmaklarima bakmaya baslarken sessizce "kiz kardeslerim icindi" dedim. Anlamayarak kafasını yan yatirdi "kim icin?" "Kiz kardeslerim icin geldim. Eger buraya gelmezsem benim yerime onlardan birini goturecegini soyledi." Dedim. Kaslarini hafifce yukarı kaldirarak "pekala" dedi. başımı kaldırıp gozlerimi ona diktim tekrar "bana napicaksiniz?" Diye sordum. Yüzündeki sert mizaci bir dakika olsun bozmadan "akşam yemeginde bunlari konusuruz. Tam altı'ya ceyrek kala sofrada ol. Bir dakika bile gec kalirsan ac yatarsin anlasildi mi?" Dedi. Tam itiraz edecektim ki furkanin "onunla uzlasmaya bak" dediğini hatirladim. Basimla onu onaylarken aras telefonuyla bir numarayı tusladi ve "armina hanimi odasina götürün iyi dinlenmiş olduğundan emin olun. Ve size soylediklerimi uygulayın. Tahmin ettigimden daha cok yoğun bir bakıma ihtiyaci var" dedi. "Yoğun bir bakim mi?" Yüzümde bir iki sivilce vardi sadece neden bu kadar yogun bir bakima ihtiyacim oldugunu düşündü ki? Ayrica ben onlarin elindeki bir kurban degil miyim? Neyin bakımıydı bu? Dahada streslenmeye baslarken farketmeden tirnagimi yedigimi farkettim. Tam bunlari düşünürken kapidan iceri sarisin orta yaşlı (en fazla 38 yasinda oldugunu tahmin ettiğim) bir kadin iceriye girdi. Uzerinde siyah hirka ve bol siyah pantolonu vardı. Aras'a dogru yaklasarak " buyrun aras bey" dedi. Aras benden gözlerini alarak bakışlarını kadina yoneltti. "Deminde dedigim gibi onu hazırlayın tam 6da yemek masasinda oturuyor olucak. Eger yarim salise bile gec kalirsa hesabini senden sorarım anladın mı?" Dedi. Kadin hic korkmayan soguk kanli bir ifadeyle "tabiki aras bey, armina hanim buyrun lutfen" dedi ve yavasca yerimden kalkip odadan ciktim. Belli ki bugun cok uzun gececek bir akşam yemegine katilacaktim.

Merhaba arkadaşlar! Umarim hikayemin 3.bolumunude begenmissinizdir. Bu dakikadan sonra hikayemiz gelismeye basliyor tamam mi? Yoksa devam mi? Bunu sizin isteginiz belirleyecek. Ve bu arada buralara yeni oldugum icin verdiginiz oylamalarla ve görüşlerinizi belirttiginiz yorumlar atarak bana yardimci olabilirsiniz. Simdiden tesekkurler!!!

Karanlığın içindeki canavarWhere stories live. Discover now