9. bölüm - Utanç

18.1K 506 14
                                    

Uyandığımda yanımda kimse yoktu. Ayağa kalkıp çevreme baktım ama aras yoktu. Battaniyeyi oturdugum yerden toplayarak ayaga kalkıp yürümeye başladım. Kumların uzerinde yavaş adımlarla yürürken sessizce etrafıma bakıyordum. Sahilden çıkıp aras'ın arabasının oldugu yere geldiğimde araba orada yoktu! Telasla beni bıraktığını düşünüp elimdeki battaniyeyi kolumun altına alarak kaldırımlarda hızlı adımlarla yürümeye başladım. Sahil kenarında spor yapan insanlar bana bakışlarım karşısında delirmisim gibi bakarken ben hala aras'ı arıyordum. En sonunda beni bıraktığını düşünerek yere çöküp  ağlamaya başladım. Hıçkırıklara boğularak agliyordum. Etrafımdaki insanlar başıma toplanıp bana neyim oldugunu sorarken uzaktan kadife bir ses yankılandı. "Armina!" Kalabalığı etrafından ittirerek yanıma mavi gözlü bir adam geldi. Bu aras'dan baskasi değildi! Önüme diz çöküp ellerini iki yanağıma tuttu "armina neyin var?! Sana naptilar?!" Sıkıca aras'a sarılıp ağladım. "Beni bıraktığını düşündüm!" Dedim. Kollarımdan tutup beni geri çekerek yüzüme baktı. "Sen artık benimsin.senin yerin benim yanım anladın mı? Seni asla bırakmak gibi bir niyetim yok." Dedi. Bu sefer ki goz yaşlarım Aras'ın sözleri icin dökülüyordu. Beni yerimden kaldırıp sahile bakan bir bank'a oturttu. "Burda bekle geliyorum." Dedi. Bir sure sonra aras elinde bir poset ve karton kutuya konmus iki bardak çay getirdi.yanıma oturup posetin icinden iki simit çıkarıp bana uzattı. Poşeti sol yanına koyup elimdeki simitlerden bir tanesini aldı. Simitini alırken diğer eliyle karton bardağa koyulmuş çayımı uzattı. Ona dönüp "bunları ne ara aldın?" Dedim. Cayindan bir yudum alarak bana döndü "sen uyurken hemen köşedeki simitçi dükkanına gittim ordan birseyler aldım ama uyanıp beni arayacağını tahmin edemedim. Sana en yakın zamanda telefon alsam iyi olacak." Ona dönüp simitimden bir ısırık aldım. "Benim bir telefonum var zaten. Eger telefonumu verirsen kullanmaya devam edebilirim" alaycı bir ifade ile bana bakarak
"hayır. Sen en iyilerine layıksın. Yarın hemen bu işi halledeceğim."  Ses çıkarmadım. Nasıl olsa ona direnmek çok saçma bir düşünce olacaktı.
Cayimizin son yudumlarini icerken aras bos posetin icine cay bardagini atarak ayağa kalktı. "Bitirdiysen gidelim hadi isimiz var" ayağa kalkarak ona meraklı gözlerle baktım. "Ne işi?"
"Simitleri almaya giderke Kor boruların sahibi ahmet mithat bey aradı. Bu akşam holding'in yüzüncü yıl balosu varmış. Onur konuğu olarakda beni davet ettiler." Cevap vermeden elindeki poseti alıp içine boş bardağımı attım ve arkamda duran çöp posetine attım. Aras'a döndüğümde benden bir cevap bekliyordu. "Ne aras?" Dedim. Sol elini saclariyla karistirarak bana baktı. "Anlasana be kadın...benimle gelmeni istiyorum" Cevabı karşısında büyük bir memmuniyetle ona bakarak "yanınızdaki kim aras bey? derlerse ne diyeceksin?" Bana çarpık bir gülümseme ile bakarak
"Eltim diyeceğim."  Dedi. Aras kendi kahkalari arasinda kaybolurken bir süre sonra sinir bozucu davranışları karşısında aras ve kahkahalarını başbaşa bırakarak arabaya dogru yürüdüm. Tam kapıyı açıp icine oturacakken aras hızla kapıyı kapatıp beni arabaya yasladı. Dudakları kulağıma doğru ağır adımlarla ilerlerken fısıldayarak "onlara diyeceğim ki; bayanlar ve baylar, bu kadın benim kalbimi fethedip tahtına oturan tek insandır. Eğer beyefendiler ona asilmaya çalışırsa ben ve yumruklarım yapacaklarımızdan sorumlu degilizdir" 
"Böyle birşey demeyeceğini ikimizde biliyoruz aras"
"Tabikide demeyecegim. Hadi bin arabaya." Ona gülerek yerime oturdum.
Arabayla sessiz bir yolculuk sürerken yolun üzerindeki mavi tabelalarin uzerinde havaalanı yazısını gördüm. "Aras havaalanina neden gidiyoruz?"
"Balo Istanbulda." Istanbul lafını duyunca içimde bilinmez bir acı oluştu. Istanbula kardeslerimin olduğu sehire kadar gidip sacma bir baloya katılıp dönmek istemiyordum. Aras mutsuzlugumu anlayacak olacak ki "ne oldu?" Dedi.
"Birsey olmadı."
"Armina saklama benden. Benden hicbirseyini saklama. Neyin var neden mutsuzsun söyle."
"Ailem...ailemi ozledim." Sağ elini direksiyonun üzerinden çekip elimin üzerine koydu. "Merak etme bu konuyu düşündüm. Birseyler ayarlayacagim" dedi. Heyecanla ona bakarak "tesekkur ederim" dedim.  Heyecanımı görünce gülümseyerek "bu gülüşün için herşeyi yaparim canım." Dedi. Havalanina vardigimizda aras arabayi otopark'a cekerek dışarı çıktı. El ele tutuşup VIP bölüme doğru giderken iceride resepsiyonun arkasından sarışın mavi uniformali bir bayan bize dogru koştu. "Hsogeldiniz efendim. Uçağınız hazır. Buyrun lutfen" aras kadınla goz göze geldiginde kadının beyaz yanakları kizarmaya başladı ama aras gözlerini gozlerimden ayirmiyordu ve ilk kez bu durumdan rahatsız olmuyordum. Tekrar kadinla göz göze geldigimde gordun mu bak o benim. Seninle ilgilenmiyor. İşine bak sarı
Aras samimiyetsizce gülerek kulağıma eğildi "kızı oldurecekmis gibi bakmayı ne zaman bırakacaksın?"  Bende gozlerimle samimiyetsizce gulmseyerek karsilik verdim
"Ne zaman gözleriyle seni yemeyi bırakırsa o zaman."
Bana bu durumdan memmus olmuscasina gulumsedi. Ona aşk dolu gözlerle bakarken kadın dikkatimizi bozarak boğazından bir hırıltı çıkardı. Arasla ben donuk bir ifade ile ona bakarken kadın sasirarak tepkimize baktı. Kendisini toparlayarak "uçağın acil kalkması lazım efendim." Aras memmuniyetsiz bir tavırla "geliyoruz" dedi. Aras elimden daha sıkı tutarak beni uçağın olduğu tarafa dogru götürdü. Bavullarimizin nerede oldugunu sormayacaktim çünkü büyük ihtimal aras coktan hazırlatmıştı. Görkemli business jet3'un basamaklarından aras ile çıkarken mavi üniformalı bir adam ile kadın bizi kapıda karşıladı. Aras ikisinin elini sıkarak adama döndü "hersey yolunda mı?"
"Evet efendim. Istanbul'a giderken ucusumuzu engelleyecek hicbir kötü  hava yok"
"Güzel. Ben yatacagim biraz." Aras gozleriyle bana önden girmem icin isaret verdi. Icerisi hala cok guzel duruyordu. Beyaz deri koltuklardan birine gecip oturdum. Kapıda esmer cok hoş görünen bir kadın duruyordu. Aras'ın konuştugu adam yanımıza gelerek "bugun nalan hanım'ın becerikli ellerine sizi bırakıyoruz." Dedi. Aras kadından rahatsız olmuş gibi bakarken adama döndüğünde gülümsüyordu. Bir süre sonra yanima gelip "kemerini bağla." Dedi. Kemerimi baglayip uçağın kalkmasını bekledik. Ucak havaya kalktığında aras yanıma gelerek "hadi gel" dedi. Elimden tutup koridorlarin arasinda yürüdük.

Karanlığın içindeki canavarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin