-13-

116K 6.4K 7.2K
                                    




Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Öpüldünüz.❤❤

*-*-*

"Ağabey! Nefes alamıyorum tamam. Özür dillerim. Allah beni bildiği gibi yapsın tamam! Ne olur çıkart beni. Çok bunaldım!"

Ağabeyim ayağıyla beni öteye iteledi.

"Yok yok, çenen gevşemiş senin. Bi konuşalım seninle."

Kafamı geriye atarak onu görmeye çalıştım.

"Böyle mi konuşacağız Allah'ın cezası? Çıkart beni bunun içinden."

Özenti bir insan değildim aslında. Herkes kendi yaşantısını yaşasın, herkes nasıl mutluysa öyle yaşasın derdim hep. Elbette bazı sabahlar insanın canı Bihter Ziyagil gibi yalıda uyanmak istemiyor değildi.

Gerçi, bir yalı için Bihter Ziyagil olmaya değer miydi? Değmezdi.

Şerefsiz Behlül!

Bihter'i bin kere öldürüp bir kere öldüğünü gören Behlül!

İç sesinin gizli bir Aşk-ı Memnu hayranı olduğunu bilmeyen yok Aysima. Burayı next next yapalım lütfen. Hepinizi hafta sonu çiftliğe bekliyorum.

Çiftlik demişken... Bir yalı olmasa da küçük yeşillik bir kasabada horoz sesi ile uyanmaya da tamamdım ben.

Tüm bunları hayal ederken yaşadığım ise her sabah duyduğum o sesle uyanmaktı. Gözlerimi açtığımda dinlenmiş ve mutlu hissettiğim süre zarfı ise 3 saniyeydi.

Ağabeyim, mesleki deformasyon olan şafak baskınlarına o kadar alışmıştı ki odama nizami bir giriş yapıyor her sabah elindeki jopla yatağımın başlığına vuruyordu.

Bu sabah da beni bir merasimle uyandırmış, annem evde olmadığı için ona kahvaltı hazırlamamı istemişti. Kahvaltı masasında Elif abla ile ilişkisinin son durumunu konuşurken şunları öğrenmiştim.

Ayrılmışlardı.

Ağabeyim kıskanç biriydi. Elif abla ise fazla özgürlükçü. İkisinin temel problemi birbirlerini olduğu gibi kabullenmemeleriydi. İkisinin ortak yönü ise birbirlerini sevmeleriydi. Size ağabeyimin Elif ablayı sevdiğini nasıl anladığımı söylüyorum hemen.

Zeytin çekirdeğini masaya değil tabağına koydu.

Biri bunu yontmuş, belli.

Tüm hikayeyi dinlediğimde ağabeyime kendi salaklığından ayrıldığını söylediğim için şuan koridorun halısına sarılmış vaziyetteydim. Ağabeyimse tek ayağını üstüme koyar bir halde merdivenlerde oturuyordu.

"Ya kızı kıskandığın için iş arkadaşının kolunu kırmışsın! Ne yapsaydı? Öpüp aferin Aytekinciğim mi deseydi?"

Beni geri çekti, sonunda kafam parkeye değdiğinde derin bir nefes aldım. Boynum tutulmuştu.

"Tercihim buydu ama tokat attı. Sonra da ilgilenemedim. Sen vardın, işte zaten izinliydim diye suyum çıkıyor. O da mesajla ayrıldı bende geçen hafta. İnsan mesajla ayrılır mı ya? Ben internetten bir şey aldığımda bile oldu mu diye müşteri hizmetlerini teyit etmek için arıyorum. İnsan mesajla ayrılır mı?"

Beni ayağıyla hızlı bir şekilde savurdu, halı açılarak koridor boyunca ilerledi. En sonunda açıldı ve ben koridora savrularak kurtuldum.

Ellerimle yerden destek alarak ayağa kalktım.

Ağabey terörü.

Dağılan saçlarımı elimle sıvazlarken "Ayıp etmiş, ama sen yine de bugün iş çıkışı yanına git. Barışın. Kız güzel, senden yüzümüz gülmedi bari yeğenlerim yakışıklı olsun."

AĞAÇKAKANOnde as histórias ganham vida. Descobre agora