Biz geldik! Neşeli geldik ama, giderken kalbimiz kırık gittik. Finale ağlamaktan son video dersimi dinleyemedim. Sanırım, artık Psikolojik bir rahatsızlığım var... Kendi yazdığım karakterleri kendim üzüyorum, onlar adına ağlıyorum.
Uzun, soluksuz yazdığım bir bölümdü. Umarım, karakterlerin neden böyle davrandığını aktarabilmişimdir. Sizi burada tutmuyorum, finalde görüşelim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım lütfen. İyi okumalar :)
*-*-*
"Aysima, yapma diyorum."
Uykulu boğuk sesi ile kıkırdadım.
Gözlerinin kapalı olmasına rağmen omuz silktim. Çenesi ile boynunu kapatmaya çalıştı ama bunda pek başarılı değildi. Çünkü arada ufak bir engel vardı.
Burnum.
Boynuna geldiğimden beri şikayetçi olduğu bilmem kaçıncı öpücüğümü bıraktım.
Ferhan, uyandırması zor bir adamdı.
"Uyanman gerekiyor. Gece uyuyamayacaksın sonra."
Belimdeki elini, askılı badimin içine soktu. Sırtıma doğru çıkarken sonunda açmamak için direndiği gözlerini araladı. Karşısında gülen bir ben görmek hoşuna gitmemiş olacak ki kaşlarını çattı. "Güzelim, hiç üşenmeden her cumartesi- pazar bize beni uyandırmaya gelmen hiç sağlıklı değil biliyorsun değil mi?"
Gözlerimin kocaman olduğuna emindim.
Güzelim mi demişti o?
Ah! Bu, bana kullandığı sevgilimden sonraki ilk özel kelimeydi!
İki haftada iki kelime... Baya hızlıyız he Aysima?
Alt dudağımı dişledim. İç sesim yapma diye bağırdı, aldırış etmedim.
"Güzelin miyim gerçekten?"
Bedenini sola çevirdi ve çok normal bir şeymiş gibi dudaklarını yanağıma bastırdı. Gözlerini kapattı. Tek bacağını üstüme attı. "Sanki ilk defa güzel olduğunu söylemişim gibi davranıyorsun." Diye homurdandı.
Gerçekten sabahları çekilmez biri oluyordu.
Elimi yanağına götürdüm ve hafif hafif tokatladım. "Güzelsin demedin ki, güzelim dedin!"
Tek gözünü açtı. "Öyle mi demişim? Uyku sersemliği işte ne yaparsın..."
Çıplak omzuna vurdum. "Hemen sıva!"
Elimi tuttu, göğsüne çekti.
"Çok uykusuzum, in sen aşağı kahvaltı yap. Ben uyanınca atıştırırım bir şeyler."
Onun beni uyandırmak için yaptığı gibi göz kapaklarını öptüm. "Sevgilim..." dedim incecik bir sesle. "Maaile size kahvaltıya geldik ve ben alt kattaki tuvalette Feride cırcır olmuş bu yüzden ben üst kata çıkayım diyerek buraya geldim. Bu kadar sürede Feride gerçekten cırcır olsa bağırsağını klozete bırakmıştı zaten... Hadi, anlamadan insanlar, inelim."
Bir an gülecek gibi oldu ama sonra vazgeçti.
Sert bir soluk verdi ve elini sırtımdan çekerek doğruldu. Ben yatmaya devam ederken o yüzünü iki kere sıvazladı. Saçlarını dağıttı. "Bir ilişkinin en zor yanı erken uyanmak olmalı. Kimse aksini iddia edemez. "
Kıkırdadım.
Evet, iki haftalık ilişkimizde en çok şikayetçi olduğu konu buydu. Onu uyutmayışım.

YOU ARE READING
AĞAÇKAKAN
General Fiction*** "Hiçbir şey beni senin bu korkaklığın bu ilişkiye sahip çıkmayışın kadar üzemez. Seni seviyorum diye senden vazgeçemiyor değilim. Bugün olmaz yarın. Vazgeçerim. Bir başkasına aşık olurum!" dedim öfkeyle. Elini ağzıma kapattı, bir elini belime k...