3 - Buzları Eritmek

1.8K 188 224
                                    

İçeri döndüğümüzde Sehun'u yolda bulup kendimle getirmişim gibi masadakilere tanıttım.

"Arkadaşlar, Sehun geldi."

Hepsi şaşkınlıkla bir bana bir de Sehun'a baktı. Sonra tekrar bana bakanlar oldu. Jongdae'nin ağzındaki havuç dilimi yere düştü. Baekhyun'un içeceği elindeydi ve havada donup kaldı.

Suho sessizliği ve şaşkınlığı bozdu. "Sen ne zaman geldin?"

Sehun, "Oldu biraz, Nayeon'la muhabbete dalmışız." dediğinde Jongin'in çatalındaki patates de tabağa düştü.

Chanyeol'ün işaret parmağı ikimizin üzerinde gidip geldi. "Muhabbet... siz... ikiniz... sohbet... tabii ya çok normal."

Mina şaşkın bir gülüş verdi. "Dünya üzerindeki en normal şey. Ha ha. Neyse... geçin oturun hadi."

Sehun kulağıma doğru eğilip sordu. "Nerede oturuyorsun?"

"Tek bir boş sandalye var. Sence?"

Gıcık davranmak istemiyorum ama her seferinde hiçbir şey yapmadan bile sinirimi bozuyor. Kendimi tutamıyorum.

Baekhyun bizi duymadığı halde arkadaşını yanına davet etti. "Gel yanıma Sehun, şuradaki boş sandalyeyi getir."

Sehun sandalyeyi getirmek için gidince ben de yerime oturdum. İki yanımdaki Mina ve Suzy beni inceliyordu, onlara baktım ve sadece dudaklarımı kıpırdatarak sessizce 'Ne oldu?' diye sordum.

Suzy hemen öne eğilip sessizce konuştu. "Siz ikiniz cidden muhabbet mi ediyordunuz?"

"Sayılır, konuştuk işte."

Diğer yanımdaki Mina konuştu bu kez. "Sizin birbirinizi nasıl öldüreceğinizi hesaplamak dışında ortak konuşacak-"

Sehun, "Çok pardon hanımlar!" diyerek bizi böldüğünde elindeki sandalyeyi benle Mina'nın ortasındaki yere sokmaya çalıştı. Herkes şaşırarak bize bakıyordu.

Baekhyun: "Benim yanıma gelirsin diye-"

Sehun: "Nayeon'la konuşacaklarım var."

O kadar rahat söylüyordu ki, sanki biz birbirimizden hiç nefret etmiyormuşuz gibi. Ben ne zaman başaracağım ona karşı böyle soğuk kanlı olup, ona normal davranmayı?

Chanyeol: "O zaman tekrar afiyet olsun."

Ortamın havasını toplamaya çalıştığı için Chanyeol'e minnettar oldum. Herkesin ilgisi yeniden tabaklarına döndü. Yanımdaki manyağa dönüp çaktırmadan dişlerimin arasından sordum.

"N'apıyorsun sen?"

Sehun: "Düşünmeni bekliyorum."

"Sence şu an yardımcı oluyor musun?"

"Olmuyor muyum?"

"Dibime girmene gerek yoktu."

"Tabağım yok, bana bir servis açılmadı, mecburen birinin dibinde oturacağım."

Dişlerimi sıkarak sordum. "Neden ben o kişiyim?"

"İkna etmem gereken tek kişisin de ondan."

"Sehun sen başıma bela-"

"Size servis açalım mı beyefendi?" diyen garson konuşmamı bitirmeme müsaade etmedi.

Sehun bana dönerek sanki partneriymişim gibi doğal bir üslupla sorusunu iletti. "Tatlıyı burada mı yiyeceksin?"

"Yemeyeyim mi?"

"Yoo~ tabii ki yiyebilirsin."

Suyumdan içmeden önce yanıtladım. "İzin verdiğin için sağ ol ya!"

Lades / Sehun ✔️Where stories live. Discover now