27 : everything is gonna be okay

1.6K 138 213
                                    

🌌

"Şoför gerçekten kandırılmaya müsaitmiş. Sasaenglik yapma ihtimali? Bence Ingilizce falan konuşalım ama biliyor da olabilir..."

Koltuğa yığılıp kalmış gibi hissederken karşıma oturmuş Verena'nın fısıltılarını hipnotize olmuş şekilde dinledim. "Fransızca konuşsak. Çünkü şuanki duygularımı ancak ana dilimde dökebilirim."

"Almanca Fransızca karışık konuşsak? Ha ama sen Almanca bilmiyorsun. Neyse ki ben derdimi anlatabilecek kadar Fransızca biliyorum. Teşekkürler anne. Ek dil dersleri işe yaradı."

"Verena. Midem hala bulanıyor. Ellerim titriyor. Bacaklarım. Mark Lee ile neredeyse aynı duyguları paylaştığımıza inanamıyorum. Böyle şeyler gerçek dünyada olmaz sanıyordum. Rüyadaysam beni uyandıran ilk kişiyi öldürebilirim."

Verena elleriyle dur işareti yaptı. "Çok hızlı konuşuyorsun. Sakin ol." Diye mırıldandı. "Önce nasıl olduğunu anlat."

"Ben şimdi pezevenk Geonyung'a sinirlenip çıktım gittim sonra Mark'ı aradım. Geldi beni aldı. Odasına gittik. Sonra film bende koptu." Sırtıma yaslanip boşluğa bakarak bütün görüntüleri başa sardım.

"Pekâlâ. Daha dakikalar önce yaşadığın şeyi tekrar tekrar düşünüp hayal kuramazsın. Buna izin veremem ama TANRIM RESMEN AYNI ODADAYDINIZ!" Benim tıpkı içimde bağırıp duran fangirl tarafım gibi bağırınca ona bakıp kafamı sallayarak gülmeye başladım.

"Evet. Diğer yaptığımız şeyleri de duyunca ne olur böyle tepkiler vermeye devam et!"

"WAS! Bir dakika." Gözlerini irice açtı. "Yapmak fiilini kullandın."

Kafamı hızlıca olumlu bir şekilde salladım.

"Yani..."

"Çok derine inme."

"Haa." Diye mırıldandı. "Yani öpüştünüz falan."

"Falan mı? FALAN MI? Ben kalp krizi geçiriyordum. Falan mı diyorsun? Öpüşmeye böyle mi tepki verilir Verena?"

Duraksadı. "Öpüşmek mi?"

"Sen ne anladın."

Ellerini kafasına yerleştirip isyan eder bir hale geldi. "Tanrım. Çok dilli olmak beni öldürüyor. Öpüşmek dedi kız. Öpüşmek dedi..." Ellerini yakama yerleştirip beni sarsmaya başladı. "ÖPÜŞMEK Mİ DEDİN!"

"Ne olur beni öldürme!"

Beni bırakıp geri yaslandı ve ellerini saçlarının arasına yerleştirip gözleri hala irice açılmış halde bana bakmaya devam etti. "O seni odasına attı. Öpüştünüz. Sonra biz sizi bastık. Başka bir şey olmadı. Sakinim. Bu çok büyük bir şey değil. Sakin ol Verena, sakin ol."

"Verena." Diye mırıldandım. "Ne yapacağım. Geonyung bir şey bilmiyor değil mi? Yurtta kalan birkaç üye de oradaydı kimse bir şey söylemez değil mi?"

"Sen neyden bahsediyorsun? Millet neredeyse ilk yuvasını kurmuş aldatıyor bile. Millet ne seviyede. Millet neler yapıyor. Sen neyden bahsediyorsun?"

"Oh..." kaşlarımı çatarak ellerimi dudaklarıma götürdüm. "Yani kimseden sır çıkmaz... tuhaf."

Doğrulup ellerini dizlerime koydu. "Aslında münasip bir dille menajere de söyleyebilirsin ama sevgili yasağına bile sahip değiliz daha, o kadar yokuz piyasada yani. Çıkış yaptıktan sonra bir süre yasak olacakmış. Kariyerine odaklanma bilmemne saçmalığı işte."

Idol Of Idol Donde viven las historias. Descúbrelo ahora