12💙

78 17 0
                                    

-hoseok!

Aklım hâlâ almıyordu. Ben işte yapacağım en güzel hatayı yapmak üzereydim. Hoseok durmuştu ve bana bakıyordu. Gülümsedim. Biraz yaklaştım. Biraz daha, ve biraz daha. Mesafeleri yok edercesine. Hoseok yine açıyordu o mesafeleri işte. Fakat izin vermedim. Elimi beline yerleştirdim. Sanki o an kırılacakmış  gibi naif bi buse kondurdum dudaklarına. Ne yaptığımı kestiremiyordu. Şaşkındı ve tepki veremiyordu. Dudaklarımı çekmiyordum onu izliyordum. Hafif gülümsemiştim. Biraz daha bastırıp geri çekmiştim kendimi. Sanki o an anlamıştı ne olduğunu. Hızlıca uzaklaşmıştı oradan. Ben yine de sonrasını düşünmeyerek gülümsüyordum arsızca. Sarhoştum ne yaptığımı bende bilmiyordum ama mutluydum. Pişman değildim. En çok da sabah kalktığımda hatırladığım için mutluydum ama biraz tedirgin..

....

Dudakların.. dudaklarına tapıyordum. Tek tanrım onlardı sanki. Ve ben içmek istedim bu kez o güzel dudaklarına. Gülümsedim sevgilim ay karşılık verdi bana. Gülümsedik saatlerce. Daha sonra duvarlar eşlik etti bize. Deli gibi gülümsüyordum sevgilim. Yanaklarım ağrıyordu. Zaman ilerledi, şarkılar değişti ama ben sabit kaldım yüzümdeki gülümsemeyle. O anları on bininci kez düşünüp durdum. Sarhoştum ve seni öpmüştüm sevgilim. Ufak masum bir öpücüktü ama o kadar büyük bir andı ki. Büyük sessizlik hakimdi her yere. Çiçekler şahitti yalnızca o anlara. O büyülü saniyelere. Ama zehirli değildi bu çiçekler. Masumlardı. Senin gibi.
Ben günahkar değildim sadece o dudaklarının bir iblisten farkı yoktu. Sevgilim dudakların hiç masum değil senin aksine. Ama yine de ben o tapılası dudaklar için aklımı yitirmeye hazırım ki yitiriyorum bile..

"Fakat Müzeyyen bir şeyin kalbini kırması için illa yanlış olması gerekmez ki"
-İlhami Algör

Kupa kızı ve sinek valesi-vopeΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα