A

396 42 62
                                    

"1988'de doğdum-"

"O kadar her şeyi değil Yuta. Neden böylesin, vardır herkesin delirmesinin bir sebebi."

Gülümsemiştim. Haklıydı.

"Bunu sana anlatmalıyım çünkü?"

"Seni iyileştireceğim."

"Peki ben iyileşmek istiyor muyum?"

Kısa bir süre için dondu kaldı.

"Nasıl yani?"

"Hayatım çevremde bana seni dsğiştirebilirim diyen insanlarla geçti peki şimdi sana soruyorum, sence ben iyileşmek istiyor muyum Mark?"

Gözleri gözlerime odaklandı, bir şeyler arıyor gibiydi.

"İstemiyor musun?"

"Bunu terapi sonunda senin bulmanı istiyorum doktor. Ben konuşmaya başlayayım o zaman."

Defterine not alacağı pozisyona geçtiğinde gülümsedim.

Tüm insanlığı öldürsem de Mark Lee'nin kılına zarar veremezdim.

"İlk kez birini öldürdüğümde henüz 17 yaşındaydım, 15 sene öncesine tekabül ediyor sanırım. "

" Neden birini öldürdün? "

" Aslında nefs-i müdafaa."

"Kimden koruyordun kendini?"

Her zaman alayla bakan gözlerimdeki tüm duygular silindi bir anda, hissettim. Mark 'ın da ilgisini çekmişti sanırım bu.

"Babam, babamdan."

Deftere not alan elleri durdu. Gözleri gözlerime odaklandı.

"Neden?"

"Sevmiyordu beni, ailenin en büyük hatası olarak görüyordu. Başlangıçta sadece kendimi korumaya çalışıyordum, sonra hoşuma gitmeye başladı. Kendimi-"

"Güçlü hissediyordun. 17 yaşındaki halinin aksine."

Sözlerimi tamamladığında gülümsedim.

"Genç bir doktor olman mesleğinde iyi olmana engel değil sanırım?"

"Teşekkür ederim."

Kibarca söyleyip defterini kapattığında somurtmaya başlamıştım.

Gitmesini sevmiyordum, hep kalsın, benimle konuşsun istiyordum. Neredeyse bunun için kendimi yerden yere vurabilirdim.

"Süremiz bitti ama buna kesinlikle devam edeceğiz Yuta."

Kafamı salladığımda arkasını dönmüştü ki aklına bir şey gelmiş gibi geri dönmüştü.

"Neredeyse unutuyordum, sana kitap getirdim. Canın sıkılıyordur burada."

Önüme koyulan kitap ile kahkaha atmak istesem de dudaklarımı ısırdım.

"Harry Potter?"

"Gülme, en risksiz kitap oydu! Herkes Harry Potter sever bir kere. Sevmiyorsan alabilirim ama. "

Gülümseyip kafamı sallamıştım.

"Teşekkürler Mark."

O da bana gülümsemişti. Şeker çocuk.

"İki gün sonra görüşürüz Yuta."

"Görüşürüz umarım Mark."

Mad Hatter/YumarkWhere stories live. Discover now