E

331 40 15
                                    

"Ben de gelmek istiyorum Yuta."

"Hayır dedim Mark."

Bakın, Mark Lee'yi delirtmiş olabilirim ama onu hala o hastanede gördüğüm küçük çocuk, küçüğüm olarak görüyordum.

"Beni bu evde kıçımı kırıp seni beklemem için mi getirdin Nakamato Yuta?"

"Tam olarak öyle yaptım Mark Lee. Evde oturacaksın ve beni bekleyeceksin."

"Siktir oradan, beni buraya tıkamazsın."

"Tıkarım ve tıktım da. Onların seni görmesini istemiyorum Mark. En azından şu anlık."

Derin bir iç çekip kafa sallamıştı. Sıkılacağını biliyordum ama gideceğim yerdekilerin onu görmesi hiç iyi olmazdı.

"Ufaklık, bana bak."

Kafasını kaldırıp gözlerime odaklandığında gülümsemiştim.

"Bir gün seni de oraya götüreceğim ama o gün bugün değil, tamam mı?"

"Tamam, git hadi."

Dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp evden çıkmıştım.

Mark Lee en güzel hatamdı.
*******
"Yokluğumda işleri bozan heriflerin hepsini taradık mı?"

Doyoung'a sorduğumda alnına sıçramış olan kanı temizleyip kafa sallamıştı.

"Bu sonuncuydu."

Gülümseyerek onayladım ve bizi korkuyla izleyen salona döndüm.

"Öncelikle anlaşalım, geri döndüm ve tekrat gitmeye emin olun hiç niyetim yok. Ciddi bir adamım ve işimi bozanlara ne olduğunu az önce net bir şekilde gördünüz. Bunun size de olmasını istemiyorsanız itaat edin ve kıçlarınızın üstüne oturun. Acıma ya da merhamet nedir bilmem yani her şeyi yapıp ettikten sonra bunları dilenmeniz fazlasıyla anlamsız olacaktır. Beni mutlu ederseniz mutlu olursunuz, bunu unutmayın. "

Salon kafa sallayınca çıkabileceklerini işaret ettim ardından Doyoung ile deli gibi gülmeye başladık.

Geri dönmüştüm hem de aşık olarak. Yani artık daha deli, daha tehlikeliydim ve şehrin altını üstüne getireceğimden fazlasıyla emindim.

Mark Lee beni değiştirmemişti fakat daha da deli etmişti ve bundan sonra çevremdeki herkesi sadece Tanrı'nın korumasını umut ediyordum.

Mad Hatter/YumarkDonde viven las historias. Descúbrelo ahora